Sosyopat hoş olmayan davranışlarda bulunan kurallara ve kanunlara uymayan verilen cezalardan ders almayan kişilere verilen isimdir.

Psikopat manipülatif, duygusal yönden acımasız ve suç işleme potansiyeline sahip kişilere verilen isimdir.

Geçen günlerde kamuoyunu çok meşgul eden; özel bir TV kanalının çok izlenen gündüz kuşağı programına cinayet şüphelisi olarak katılan kişiyi izledikten sonra bu yazıyı yazmaya karar verdim. Pek çok insanda infial uyandıran bu şahıs ben de korku, sinir, nefret gibi pek çok duyguyu aktif hale getirdi.

Konuşmaları, yaşattıkları, davranışları bende bu iki sıkıntılı duruma sahip olabileceği hissini uyandırdı. Kısaca tanımlarını yaptığım bu ruhsal hastalıklar detaylı olarak nedir peki?

Aslında bu iki durumda antisosyal kişilik bozukluğunun uç örnekleri. Dünya genelinde işlenen suçlara baktığımızda büyük kısmının psikopat insanlar tarafından gerçekleştirildiğini görüyoruz. Genetik, çevre, yaşanılan deneyimler veya beyinde oluşan hasarlar bu kişilik bozukluğunun oluşmasında sebep olarak görülüyor.

Psikopat olarak tanımlanan kişiler; güvenilmez, sevme kapasitesi bulunmayan, buna rağmen çekici ve zeki sayılabilecek, pişmanlıktan ve utanma hissinden uzak, duygusal tepkiler gösteremeyen bireylerdir.

Sosyopatlar ise yaptıklarından dolayı kendilerini suçlu hissetmezler. Dürtüleriyle hareket ederler. Kurallar onlar için bir anlam ifade etmez. İnsanları kontrol altına almak için akıl oyunlarına başvurabilirler. Çevreleriyle sosyalleşmezler.

Sosyopat bireyler saldırgan ve agresif davranışlar gösterirler. Başkalarının güvenliği onlar için önemli değildir. Genellikle kibirli bir yapıları vardır.

Peki bu tür kişilik bozukluklarının tedavisi var mı?

Her iki durumda da bu kişiler genellikle kendilerinde bir sorun olduğunu kabul etmezler. Çevrelerinin zorlamasıyla ya da herhangi bir suça karışması sonucu tedaviye getirilen bu kişilerde uzun bir psikoterapi süreci uygulanır. Kişiye hangi psikoterapi yönteminin uygulanacağı bu hastalıkların altında yatan nedenle ilişkilidir.