Son 3-4 yıldır bir anda revaçta olan yapay zeka en basit tanımlama ile insan zekasını taklit eden bilgisayar sistemidir. İnsan beyninin analiz edebileceğinden çok daha büyük ve karmaşık haldeki veriyi işleyebilen, akıl yürüten, öğrenen ve çıktılar oluşturan bu sistem ilk zamanlarda ilgi çekici olsa da gün geçtikçe korku ve endişe de oluşturmaya başladı. Yapay zeka sistemlerinin esas amacı insan yetkinliklerinin geliştirilmesi ve katkı sağlamasıdır. Günümüzde yapay zeka teknoloji üzerine kurulu sistemler insan hayatına doğrudan etki etmektedir. Zaman geçtikçe bu sistem insan hayatıyla daha da bütünleşecektir. Böylece yapay zekanın kullanım faydalarının dışında ahlaki etkileri de dikkate alınmaya başlayacaktır. Yapay zeka ile çalışan sistemler yanlış yönlendirilmezse yorgunluk hissetmeyen, nefret veya önyargı duygusundan arınmışlardır. Etik bir yapay zeka ideal ahlak kurallarını yansıtacak şekilde düzenlenebilir. Buna rağmen yapay zeka korkumuzun altında yatan psikolojik etki bu sistemleri oluşturan insanlara güvensizliğimiz oluyor.
 

Yapay zeka sistemleri başkalarının güvenilir olup olmadığını ayırt etmede insana has özelliklerden yoksundur. Bizler istisnalar hariç, ahlaki kurallara bağlı kalma konusunda istekli, suçluluk hisseden ve empati duyan canlılarız. Kurallara uymak insan doğası için gerekliliktir. Makine sistemlerinde ise hesaplamalar ön plandadır. Bu nedenle hesaplama neyi doğru, uygun, yapılabilir gösterirse yapay zeka sistemleri bunu gerçekleştirecektir. İnsan Hakları Örgütü bu nedenle yapılması planlanan ‘Katil Robot’ a ait araştırmanın ertelemesini talep etmiştir.
 

Yapay zekanın sonuç olarak doğru veya ideal olan kararları alması insanlık için yeterli değildir. Bu kararların insanlarda var olan psikolojik süreçlere benzer olarak, ahlaki, duygusal ve sezgisel tepkilerle verilmesi yapay zekaya güvenmeyenlerin beklentisini oluşturuyor.