Çağdaş yönetimin bir işlevi olarak görülen iç denetimin kamu yönetiminde gittikçe daha çok önem kazanması ve gelişmesi, gerek özel sektör gerek kamu sektöründe bu konuda oluşan deneyimin ulaştığı seviye değerlendirildiğinde, iç denetimin stratejik rolünün anlaşılması önem kazanmaktadır.
Kamu Yönetim Paradigmasının Değişimi
Kamu kesiminde iç denetimin önem kazanmaya başlaması, dünyada yaşanan ihtiyaçların bir sonucu ve halen devam eden bir kamu yönetim reformunun bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu reform süreci, dünyada küreselleşme, ülkemizde ise küreselleşmeyle birlikte Avrupa Birliği üyelik süreci ile başlayan bir dizi düzenlemeyle devam etmektedir. Bu reform süreci, temelde yurttaşlar ve kamu yönetimi arasındaki ilişkilerin yeniden tanımlanması ve buna göre şekillendirilmesi esasına da dayanıyor. Bu yeni paradigma, kamu yönetim anlayışının değişmesi; tek taraflı yönetim modeli yerine, kamunun yönetirken şeffaf olması, bütün hizmet alıcılarına karşı adil olması ve bunları yaptıktan sonra hesap verebilir olması anlayışını taşıyor.
Bu paradigma değişiminin çeşitli dinamikleri olmakla birlikte, mevcut sistemin yurttaşların ihtiyaçlarına cevap verememesi en önemli nedenlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Seçen ve seçilen ayırımının çok keskin olarak birbirinden ayrılması, alınan kararların karmaşıklaşması, seçilenlerin çıkarlarının ön plana çıkması, kamuoyunun alınan kararlara karşı yabancılaşması gibi sonuçlar, buna karşı bilginin daha kolay yayılması ve seçenlerin bilinçlenmesi gibi nedenler bu değişimi zorunlu kılmıştır.
Çağdaş Kamu Yönetim Anlayışı
Bu değişim süreci, kamunun amacı ve işlevi, devlet ve vatandaş ilişkileri ve bu bağlamda kamu yönetimindeki değişimler, kısaca vatandaş odaklı bir kamu hizmeti yaklaşımıyla ifade edilebilen bir yeni yönetim anlayışını gündeme getirmiştir. Bu değişimin, sadece yasaların çıkarılması boyutunda kalmaması, sosyal, siyasal ve ekonomik kültüre de yansıması çağın gereklerinin yerine getirilmesi için elzemdir.
Ülkemizde de başlayan bu reform süreci, yönetimin kullandığı araçları da etkilemiştir. Bu reform sürecinin istenen hedeflere ulaşması için stratejik planlama, performans esaslı bütçeleme, mali yönetimde şeffaflık gibi araçların etkin olarak kullanılması, bu araçların etkin olarak kullanılması için de iç denetimin kurumlarda işlevsel olarak yer bulması gerekiyor.
Çağdaş Kamu Yönetim Anlayışında İç Denetimin Rolü
Kamu yönetiminde başlayan bu düzenleme süreci, yönetimin bütün fonksiyonlarını etkilemektedir. Bu sürecin başarılı olması, bütün fonksiyonların birlikte çalışmalarından doğacak bir sinerji ile mümkün olacaktır. Bu nedenle, kamu yönetimini oluşturan bütün kurumlarda ve bu kurumların bütün fonksiyonlarında bu değişimin kabul görmesi, bu sürecin başarılı bir şekilde devam etmesi için önemlidir.
Bu yeni yönetim anlayışının en önemli ilkelerinden biri şeffaflıktır. Şeffaflığın, kamunun karar alma süreçlerinde belirgin olması, bunun sonucunda da alınan kararlar sonunda vatandaşlara karşı hesap verebilen bir yaklaşımın benimsenmesi çağdaş yönetim anlayışının bir gereğidir. Karar alma süreçlerinde belirgin olan bu ilkeler (şeffaflık ve hesap verebilirlik) bilindiği üzere kurumsal yönetim anlayışının ilkeleridir. Kamu kurumlarında yaşanması gereken bu değişim, bu nedenle hizmeti sunanların bakış açısını değiştirmesi yanında kurumsal kapasitenin gelişmesine de katkı sunacaktır.
Bu nedenlerden dolayı, bu reform sürecinin başarılı olmasında bütün süreçler önemli olmakla beraber iç denetimin bu başarıda ayrı bir rolü ve görevi bulunmaktadır.
İç denetim bir yandan hizmetin etkinliğini arttıracak, bu yolla vatandaş memnuniyetinin sağlanmasında etkili olacak, diğer yandan kurumun karar alma süreçlerinin ve hizmet sunumların şeffaflığını arttırarak, vatandaşa karşı hesap verebilir olmada pay sahibi olacaktır. İç denetim, deyim yerindeyse bu reform sürecinin omurgasını oluşturacaktır. Bir sinir sistemi gibi bütün vücudun ayakta kalmasını ve sağlıklı bir şekilde hareket etmesini sağlayacaktır.
İç denetimin, vatandaş odaklı bu yeni kamu sistemi için taşıdığı önem, iç kontrol sistemi ve risk yönetim süreçlerine olan katkıdan dolayı üst düzey bürokrasi için de bir güvence unsuru olacaktır. Sağladığı kurumsallaşma açısından da yurttaşların daha kaliteli ve nitelikli bir hizmet almalarını sağlayacaktır.
Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılında Kamu Yönetimi ve İç Denetim
Cumhuriyetimiz ’in 102. yılını kutluyoruz. Daha yaşanılabilir bir ülke olmamız, insani gelişme endekslerinde üst sıralara tırmanmamız, ekonomik olarak kalkınmamız ve muasır medeniyetler seviyesine çıkmamız hepimizin istek ve beklentisidir. Bu beklentinin karşılanması amacıyla özel sektör, kamu sektörü ve üçüncü sektörün hep birlikte, bir uyum içinde hareket etmesi gerekiyor.
Kamu sektörünün bu hedeflere odaklanması, 21. yüzyılın sorgulayan, sürekli en iyisini talep eden vatandaş anlayışına cevap vermesi için kamu kurumlarının bünyelerine taşıdığı ve çağdaş yönetim anlayışının bir gerekliliği olan iç denetimin etkin olarak işletilmesi ve geliştirilmesi gerekiyor.
Değişim çağında, yurttaşlarına karşı adil olmayan, şeffaf bir hizmet üretmeyen ve verilen hizmet sonunda hesap veremeyen bir kamu kesimi çağın gerisinde kalarak yurttaşların ihtiyacına cevap veremeyecektir. Kamu kesimi, bünyesinde bulunan ve etkin olarak işletilen bir iç denetim ile vatandaşlardan gelen bu isteklere cevap verme ehliyetinde olduğunu gösterecektir. Özel sektörün değer yaratan iç denetim anlayışı, kamu kesiminde de benzer bir değer yaratacaktır. İç denetim şeffaf karar alınan, vatandaşların memnuniyetine odaklı ve vatandaşlara karşı hesap verebilen bir kamu yönetim anlayışının göstergesidir.
Yeni kamu yönetimi yaklaşımı, yeni denetim anlayışı ile kamu idarelerinde yönetim ve denetim kültüründe yeni açılımları içeren bu değişim sürecinin başarı ile yönetilmesinde iç denetimin stratejik rolüne ilişkin farkındalık kritik başarı faktörlerinden biri olacaktır. Kamu yönetiminde iç denetim farkındalığının geliştirilmesinde fayda sağlayacak yaklaşım olarak, tüm kamu kurum ve kuruluşlarının üst düzey yönetiminin liderliğine, kamu yönetiminin tüm paydaşlarının ihtiyaç ve beklentilerinin değerlendirileceği iletişim platformunun oluşturulmasına ihtiyaç bulunmaktadır.