İlkeleri ve değerleri, özverili ve gönüllü adanmışlığı, yetkinlikleri ve vizyonu, değer yaratan hizmetleri ve yetiştirdikleri ile her meslek insanı kendi alanında örnek gösterilen, izlenen bir liderdir. Meslek insanları bu özellikleri ile sıra dışı, farklı, risk alan kişiler olarak değerlendirilir.
Her meslek insanı kendi alanında verdiği hizmet ile birey olarak kendi gelişimine, ailesi ve ait olduğu toplumun, ülke ve devletinin, tüm insanlığın refah ve mutluluğuna çalışır. Meslek alanında verdiği hizmetlerin yukarıda sıraladığımız bu çok yönlü değer yaratan özellikleri, meslek insanlarını şeffaf, dürüst ve güvenilir bir iş hayatının güvencesi yapar. Her mesleğin etik kuralları arasında dürüstlük, tarafsızlık ve yetkinlik yer alır. Her meslek insanı, çalışmalarını doğruluk, dikkat ve sorumluluk anlayışı ile yapar. Hukukun ve mesleğin gereklerinin yerine getirilmesine azami dikkat ve özen gösterir. Kuraldışı eylemlere bilerek ve isteyerek taraf olmaz. Tarafsızlığını zayıflatacak ilişki ve faaliyetler içinde yer almaz. Bilgi ve becerilerini sürekli geliştirerek hizmetlerinin etkililik ve kalitesini arttırır. Bu özelliklerde bir duruş göstermek, bu duruşun sürekli ve sürdürülebilir olması sevgi ve emek ister. Bir ömür boyu yaşam biçiminiz olacak bu ilke ve değerler ile yaşamak kendini gönülden mesleğe adamak ile mümkündür. Böylesi bir ömre bedel adanmışlık ise gönlünde meslek sevgisi ile olur.
Meslek insanı olmak, bir insanın bilgi ve becerileri ile ifade bulmasıdır. Değer yaratarak verici olmasıdır. Bu nedenle sevginin yanı sıra emek ister. Bu emek, sürekli iyi bir öğrenci olmayı, yenilikler ve değişimi kendini geliştirme ve olgunlaştırma fırsatı olarak görmeyi gerektirir.
Bu değerlendirmelerimizden de anlaşılacağı üzere, toplumun demokratikleşme ve kalkınma sürecinde meslek insanları önemli birer paydaş olarak ortaya çıkmaktadırlar. Her bir devlet insanının, her bir siyaset insanının aynı zamanda birer meslek insanı olduğunu düşünürsek, bu tespitimizin önemi daha da artmaktadır.
Bu nedenle toplumumuzda meslek insanlığına olan duyarlılığın ve farkındalığın yaratılması bir yurttaşlık sorumluluğu olarak görülmelidir.
Bu süreçte; meslek insanlarına, meslek kuruluşlarına ve devlete düşen görev ve sorumluluklar bulunmaktadır.
Meslek insanlarımız; mesleğin, meslektaşlığın karşılıklı sevgi ve saygı ile değer kazanacağını, birlikte başarma becerisi ile ilerleyeceğini unutmamalılar. Meslek ahlakına sahip, liyakat sahibi kişiler, mesleğini gereğine, önemine ve onuruna uygun icra etmeliler.
Meslek kuruluşları; mesleğin, meslektaşların tanınması, takdir edilmesi, gelecekte de ifade bulması, saygı görmesi için çalışmalar yapmalıdır.
Devletimiz de imkânları ile bu süreçte motivasyonun sağlanmasına güç vermelidir.
Dürüst ve şeffaf bir toplumun, demokratik ve kalkınmış bir ülkenin saygın yurttaşları olmak için meslek insanlarının birer değer olduğunun farkında olmalıyız.
Dürüst ve şeffaf bir toplumun, demokratik ve kalkınmış bir ülkenin saygın yurttaşı olmanın meslek insanlarının meslek ahlakına sahip olmasıyla mümkün olacağı da akıldan çıkmamalı. Mesleki ahlak ve etiğin olmadığı toplulukların bir değer olarak varlığı söz konusu olamaz. Her ayağına taş değdiğinde savrulup durur. Bu da hem topluma hem bireye hem mesleğe hem de ülkeye büyük zarar verir.