Bir kişinin yüzünü kullanarak kimliğini tanımlamanın ve doğrulamanın bir yolu olan yüz tanıma teknolojisi kişileri gerçek zamanlı olarak tanımlamaya imkan sağlamaktadır.

Son yıllarda büyük bir hızla her alana yayılan bu teknolojinin yararları ve zararları nelerdir bu konu hakkında kısa bir bilgilendirme yapmak istiyorum.

Günümüzde özellikle telefonların kilidini açmak için sıklıkla kullandığımız bu sistem bir kişiyi cihazın tek sahibi olarak belirler ve çeşitli erişimlere izin verir. Çeşitli alanlarda uzun süredir kullanılmakta olan bu sistem, son yıllarda daha yenilikçi hale gelmiştir.

Yüz tanıma teknolojisi, kişinin yüzünün belirli kısımlarını tarayarak ve ölçerek çıkardığı biyometrik verilerle çalışmaktadır. Bu teknolojinin hayatımıza yerleşmesiyle birlikte kamu güvenliğini artırma, suçları önleme ve salgın hastalık gibi durumlarda kişileri tespit edebilme gibi faydalı birçok etkisi bulunmaktadır. Özellikle kolluk kuvvetleri kayıp kişileri bulmak için son dönemde yüz tanıma teknolojisinden sıklıkla yararlanmaktadır. Ayrıca izlenme duygusunun kişilerin suç işleme olasılığını düşürmekte olduğu bilinen bir gerçekliktir. Bankacılık sisteminde yüz tanıma, kimlik doğrulamasında etkili olarak kullanılmaktadır. Bunun dışında kapı güvenlik sistemlerinde, ofis çalışanlarının belirlenmesini sağlayarak herhangi bir güvenlik zafiyeti yaşanmaması konusunda yardımcı olur.

Dünyada pek çok ülkede çeşitli alanlarda kullanılan yüz tanıma sistemleri özellikle Çin'de çok yaygın. Yine Rusya'da şüpheli kişilerinin tespiti amacıyla kamusal alanlarda bu sistemler kullanılıyor.

Çeşitli ülkelerde özellikle suçluların tespitinde kullanımı bizlere son derece faydalı görünse de kanuni olarak bunun bir insan hakları ihlali olduğunu düşünenlerde mevcut.

Bizim kim olduğumuzu, nerede, ne zaman ve kimlerle bulunduğumuzu belirleyen, bunu kaydeden ve paylaşabilen bu sistemler ilerde kişiler için bir tehdit oluşturabilir mi? Çocuk istismarı, cinsel taciz gibi suçların, gizli takiplerin, casusluk faaliyetlerinin önü açılır mı?

Teknoloji devi olarak açıklanan büyük arama sitelerinde milyonlarca kişinin fotoğrafı veri tabanında kayıtlı. Bu verilerin bir saldırı altında ele geçirilip geçirilemeyeceği konusu ise muamma. Bu nedenle özellikle 18 yaş altı çocukların fotoğraflarının sosyal medyaya yüklenmemesi, kapalı grupların oluşturulması birçok uzman tarafından öneriliyor.

George Orwell tarafından kaleme alınan 'Bin Dokuz Yüz Seksen Dört' adlı romanda her bireyin tele ekranlar tarafından izlendiği bir totaliter sistemden bahsedilmektedir. Okyanusya adındaki hayali ülkede geçen hikayede insanların sürekli gözetim altında oldukları onlara hatırlatılmaktadır.

Yıllar önce kaleme alınan bu kitap da olduğu gibi yüz tanıma sistemlerinin de ard niyetli bu tür yaklaşımlara gebe olması mümkün mü? Yoksa tek hedef toplumu korumak mı?