Demokrasi Kazandı...

İsmail Küçükkaya'nın moderatörlüğünde Pazar gecesi gerçekleşen iki İstanbul adayının açık oturumu, Türk siyasi tarihine yeni bir soluk getirecek 'demokrasi' rüzgarına sahne oldu.

Kimin kazandığına zaten 23 Haziran Pazar günü sandıkların açılmasıyla görüp öğreneceğiz. Lakin Pazar günkü gerçekleşen oturum, siyaset arenamıza yeni bir kavramı getirdi. Liderlerin dışında da mega kentleri yönetecek adaylar karşı karşıya gelebilir.

Ve oturumun en can alıcı mesajı da 'demokrasi'nin kazandığını göstermesi oldu... Zira programla, bundan sonrası için tahakküm siyaseti değil, tahammül siyasetinin başlayacağının çok açık sinyallerini verdi.

Neden mi tahammül?

Dipten gelen ve İstanbul'u da esir alan bir 'kutuplaşma' siyaseti var.

Bu dalganın kırılması için 'tahammül' siyasetine 'acil' ihtiyacımız var... Özellikle içinde bulunduğumuz coğrafya ve konjonktür için bu elzem...

Pazar günkü tartışma programında dikkatimi çeken Binali Yıldırım'ın sözlü sataşmayı isteyen bir tavır sergilemesi. Moderatörün sakinliği, olgunluğu ve yüzündeki tebessümü eksik etmemesi, doğabilecek kavganın fitilini söndürdü.

Buluşma, mega kent İstanbul için bir ilkti... Bir ilk diyorum, çünkü bundan sonra diğer şehirlerdeki adaylar içinde yeni bir tarz doğdu.

Güçlü adaylar çıksın kozlarını halkın önünde paylaşsın...

Kim daha iyiyse, kim daha üretkense, kim halk için daha iyisini istiyorsa, 'buyurun' halk arenasına diyeceğiz..

Demokratik olgunluğu, bize iki aday yaşattı... Keşke parti liderleri de bu anlayış içinde 'bizde varız' deseler.

Bu arada adaylar, özellikle seçim gecesi yaşananlar, VİP krizi, çaldılar... gibi konulara ağırlık verdiler.

Oysa, İstanbul'un master planı ana tartışma konusu olmalıydı.

Bunun içinde başta ulaşım olmak üzere, turizm, göç, kayıt dışılığı, yeşil alanlar, imar, kadın, gençlik, çocuk parkları, teknoloji... gibi konular öncelikli olmalıydı.

Dünyanın sayılı kentleri arasında gösterilen İstanbul'un kayıt dışı ile nasıl mücadele edeceklerini açıklamaları gerekir.

Bu bir ilkti gerisi gelecek... Oturumda kimin üstün geldiğine bakmıyorum.. Israrla 'demokrasi kazandı' diyorum ...

Gecenin Karnesi:

İsmail Küçükkaya

İki adaya eşit mesafede yaklaştı.

Reyting uğruna kavgaya izin vermedi.

Kontrolü elinden bırakmadı.

Bağımsız bırakılsaydı daha güçlü bir format yaratırdı.

Süre kontrolünü çok iyi yönetti.

Binali Yıldırım

Söz keserek kavga ortamı arıyordu.

Yorgun ve dersine iyi hazırlanmamıştı.

Önünde tablet olmasına rağmen bir defa dahi kullanmadı.

Elindeki tabloları gösteremedi.

Ağır abi rolündeydi.

Ekrem İmamoğlu

Kavgaya girmedi, rakibinin sözünü kesmedi, süresini kaptırmadı.

İstanbul'u 'çok güzel yönetirim' mesajı verdi.

Eşlerle ortak fotoğraf çekim önerisi dahice bir hamleydi.

Önündeki tablet ve tabloları çok iyi kullandı.

Heyecanlı ve 'tecrübeliyim' mesajı verdi.