Genelde çevremizdeki pek çok insan fazla kilolarından şikayet eder. Kilo almak genelde herkese yapılması çok kolay bir iş gibi gelir. Biraz fazla yemek, abur cubura dadanmak ya da hareketsizlik hemen kilo almaya neden olur. Kilolu olan kişilerin çoğu ne yaparsa yapsın zayıflayamadığından şikayet eder ve zayıf olan kişilere hayranlıkla bakar. Aslında zayıflık beraberinde çeşitli sağlık sorunlarını getiren bir durumdur. Ayrıca düşünülenin aksine kilo almak vermekten daha zordur.
Besinlerden aldığımız enerji ile harcadığımız enerji arasındaki farkın fazla ya da az oluşu bizi şişman ya da zayıf yapar. Eğer yetersiz miktarda enerji alarak fazlasını harcıyorsak zayıflamaya başlarız. Örneğin iştahsızlık, kilo alma korkusu, besinlerin emiliminde ve sindiriminde yaşanan sağlık sorunları, kanser, tiroid bezlerinin aşırı çalışması ve stres kişinin aldığından fazla enerji kaybetmesine neden olan durumlar olarak sayılabilir.
Zayıflık; kişinin beden kitle endeksinin 18.5'un altında olması olarak tanımlanır. Organların işlevini olumsuz etkileyen bu durum ölüm dahil birçok hastalığa sebep olabilir.
Aşırı zayıflık sonucunda vücut çeşitli tepkiler verir.
Vücudun vitamin-mineral dengesi bozulur. Gerekli besinlerin alınamamasına bağlı bağışıklık sisteminde işlev bozuklukları oluşur, enfeksiyonlar sıklaşır ve iyileşme süresi uzar. Kan değerlerinde düşüklük görülür. Hormonların yapısı bozulur. Vücudun ihtiyaç duyacağı enerji miktarı karşılanamayacağı için dikkatsizlik, stres gibi durumlar ortaya çıkar. Derimizin altında bulunan yağ dokusu azalır, böylece vücut ısısı korunamaz.
Zayıflığın oluşturabileceği hastalıklara yönelik de birçok çalışma yapılmıştır, bunlardan bir tanesi aşırı zayıf erkeklerde vücuttaki yağ oranı azalmasına bağlı olarak keşfedilmiş IRS1 adlı genin ortaya çıkması ve diyabet-kalp hastalıklarında artış oluşturması sayılabilir. Yine İngiltere'de kadınlarla yapılan başka bir araştırmada aşırı zayıf olan kadınların kemik erimesi sorunu yaşayabildiği tespit edilmiş.
Özellikle son günlerde açlık orucu olarak adlandırılan moda diyetler bağışıklık sisteminin çökmesine neden olabiliyor. Ayrıca tek yönlü beslenme ya da öğün atlanarak yapılan diyetler de sağlık açısından zararlı sonuçlar ortaya çıkarıyor. Kişinin günlük alması gereken kalorinin altında kalan diyet modelleri uzun süre uygulandığında böbrek sorunlarına, karaciğer hasarına yol açabiliyor.
Ancak diyetler dışında kişinin iştah kaybı varsa öncelikle yemek yeme saatlerini düzenlemesi ve aynı saat dilimlerinde yemek yemesi önemlidir. Kişinin kendi yemeğini hazırlaması iştah merkezini uyaran bir aktivite olduğundan renkli tabaklar seçmesi, sunumlar kullanması yemekten keyif almasını sağlayacaktır. Ayrıca iştahsızlık çeken kişilerin aile ya da arkadaşlarıyla birlikte yemek yemesi önerilmektedir.
Kişinin vücut kitle endeksine dikkat ederek; karbonhidrat-yağ-protein bakımından dengeli besinler alması gerekir. Tıpkı aşırı kilo alımında olduğu gibi zayıflık durumunda da doktor desteği almak ileride ortaya çıkabilecek sağlık sorunlarının önüne geçecektir.