Bir mum alevinde kalabalıklaşsa da tüm yalnızlığıyla, yapayalnız çoğalacaktı belki de en kalabalıklığıyla, kim bilir..?

18 ve 2 (182)... Sevdiği sayıydı ilk iki rakam... Tıpkı o günkü gibi, diğerini görmezse, doğum günü seçmişti o sayıyı kendisine, kafa kağıdını saymazsa tabi. Başka şeylere de tesadüftü bu rakam özel bir şeyler gibi. Telefonun numaralarını tuşlamaya çabaladı; 1 8 ve 2 karşıdan taraftan gelen ses ürküttü onu, Alo Sağlık Bakanlığı buyurun..! Kıyamadı zamana, sonun başlangıcı, ya da, başlangıcın sonu muydu yoksa? Çevirdiği numaralara baktı, bu kadarı da tesadüf olamazdı. Bu rakam her şeyin şifresi mi neydi, kKapı numarasına kadar örtüşüyordu... Ve her şeyin şifresi ve anahtarı gibi, şu ana kilitlenmiş gibiydi sanki. Nerden çözüleceğini bilemeden o ana bağlanmıştı adeta. Ahizenin ötesindeki mekanik ses ise, dizlerinin bağını çözmeye yetmişti adeta. İçi ürperdi birden; 1 8 tamam da, 2 neyin nesiydi? Neye randevu alacaktı ki yaşamla hayat arasında öylesi sekerken... Ya belirsiz çizgide yürüyecek, ya da bir çizik atacaktı yaşamla ölüm arasındaki son kırıntılara... Hem de en şugarından. Alelacele düşündü bir an, yine geç mi kalmıştı sevgiyle yaşama..? Azrail'le randevusu bekleyebilirdi biraz daha... Sağ göğsündeki ani bir sancı onun bu fikrini tasdiklercesine acele et diyordu sanki... 18 onun 'uğur'uydu aslında, ara sıra huysuzluk etse de, ihanet etmezdi ona hayat gibi..! Fakat, 2'yi çıkaramadı pek... Tek kişilik hikayesi iki veya fazla kalabalıktı... Yine de tekrar denemeye karar verdi bir şeyleri en sancılısından. İlk cemre henüz düşmüş ve havada yaşam kokusu vardı... İkincisi yakındı suya düşmeye...Üçüncü kendisi olmadan toprağa, elini çabuk mu tutmalıydı ne? Haykırmalıydı yaşamı; hava, su ve de toprağa..!

Bir yakını O'nun için şöyle demişti; 'Aslında öyle kalabalık ki, O yalnızlığı seçti..!' Ne derece doğruydu ki? Sahi, O mu yalnızlığı, yoksa yalnızlık mı O'nu sahiplenivermişti?

'Canı öylesi yanıyordu ki, yüreği mi daha fazla bilemedi. Hayat kendisine hep hor davranırken, O da kendisine, pek iyi davranmamıştı doğrusu..! Birden kararını verdi; yanlış yerlere randevu vermektense, aslında hayatla randevulaşmalıydı geç kalmadan, ve tabi yaşam da kabul ederse. Başladı tuşları arşınlamaya, hem de kendi şifresi ile... 1 8 - 2 ve kalabalıklardaki tüm yalnızlığıyla..!'