Bir kurt düştü içime... Daha sonra bir kelebek ve rengarenk... Dediler 'ömrü kısadır kelebeklerin', olsun dedim, yaşadıkları yeter bana... Sonra üstlenirken, dünyanın gam ve kederini, tüm kanatlarım ve biraz da boyumdan büyükçe... Yükseldim gökyüzüne en hafifinden; sonra beyaz, mavi, pamuk gibi bulutlara doğru karışarak melekler gibi. Aralarken bir şeyleri en imkansızından, paylaşmak öylesi güzel, öylesi hayal gibiydi ki tüm özgürlükleriyle.. Hele yeryüzünü seyretmek alabildiğince, tüm kötülükleri ardında bırakırcasına.. Ta ki simsiyah bir bulut yaklaşıp, yakana yapışana dek... Sonra, sonra ardından bir yağmur, rüzgar ve en sırılsıklamından... Neyse ki kısa sürecekti bu dönence de. Sahi kopan fırtınalar böyle kısa sürer miydi içimdekiler gibi... Oysa uzaktan baktığımda yeryüzüne, üstelik ebemkuşağının bin bir renkleriyle öyle güzel, öyle berrakken her şey..!

Sonra yıldızlar sarmaladı tüm düşlerimi; Samanyolu, Zühre... Kutup yıldızını aradı gözlerim en yalnızından, tıpkı benim gibi yalnız ve duyguları paramparça... Gözlerim takılırken dolunaydı ay, içim ürperirken buz gibiydi de en duygusuzundan..!

Fakat güneş, yalnız bırakmadı kelebeği... Araladı başını bulutların ardından, öylesi sıcacıktı ki bakışları yüreğini ısıtırken..!

İçime kurt düştü bir kere... Başımda bin bir tilki, masallarım kırmızı başlıklı kız, düşlerim küçük prens... Sahi ne demişti, küçük prens, gönül bağı kurduğun herkesten sorumlusun..!

Oysa ömrüm, içimdeki tırtıldan, dışımdaki kelebeğe dönüşürse, içimi kemiren kurda fırsat vermemeliydi... Her ne kadar kısa da olsa masallarım, romanlarım, kanatlarıma düşen ebemkuşağıydı artık benim düşlerim... Sıkıca sığınarak yapıştım kozamdan çıkan kelebeğe dört elle... Başladım rengarenk bulutlardaki öykülerden yeryüzüne bol keseden dağılmaya..!

Kırmızı başlıklı bir kızdı belki öyküleriyle çarpıştığım, bazen mutluluğa ramak kalan Pollyanna... Bazen bir dağın ardına sıkışmış Heidi'diydi Peter - Hans belki de büyükbabasıydı kavgalarına yakalandığım en seveceninden..!

Kaf dağına pek uğramak gelmedi içimden, sırçadan saraylar yerle bir olurken..!

Dedim ya içime kurt düşmüştü bir kere... O beni bitirmeden yaşamalıydım en güzelinden bu hikayeyi... Ve bu masallardaki tüm öyküleri, çiçekleri ve en güzel cıvıltılarıyla sığındım kozamdan çıkan kelebeğe..!

Tıpkı küçük prens gibi; gönül bağı kurduğum herkesten sorumluydum ya... Ebemkuşağının renkleriyle çırpınan kelebek bile olsam..!