Adamın birisi sahilde dolaşırken, rastladığı ne kadar deniz yıldızı varsa, denize fırlatarak onların hayatını kurtarmaya çalışıyormuş. Onu gören bir başka adam sormuş, hangi birini kurtaracaksın, ne fark eder ki..? Diğeri ise, 'bak O'nun için fark etti..!' demiş.
• Yeni yetmeler gibi. Sövüp saymak, yeniden bir anasını satmak bu dünyanın.
• Neden bu kadar canım yanıyor, sanırsın olmuş yürek bi ateş topu ..!
• Sen içinde eriyip giderken... Bütün ruhun lime lime, her bir yana savrulurken ne yöne baksan eğri, ne yöne baksan ters..!
• Dolaştığın sokaklar, bunca siluetler neden bu kadar yabanıl ve öfkeli..? Onca kelimeler, kurulmamış cümleler ve kafiyesiz duygular, neden bu kadar anlamsız ve kifayetsiz... Şu baharın yazgısı; rüzgarın fısıltısı, kuşlar, böcekler, tohuma durmuş çiçeklerin avusu, nasıl da içini yakıyor..?
Gök kubbe, deniz gri, ay bulutta, yıldızlar yaldız... Sahilde bir deniz yıldızı, Ona yoldaş yalnız bir deniz kızı... Anlattığı kimin öyküsü..? Yakamozlar kalem, balıklar yoldaş, için için ağlarken dökülenler kimin ahı..?
Yazılmamış şu hikayeler, bir varmış, bir de yokmuş... Allahın kulu ne de çokmuş.
Hani, küçüktün ufacıktın, top oynarken acıktın, gördün bi alageyik... Sen de yolu bir şaşırdın, Kaf dağından aşırdın... Sırça sırça saraylar, kerevetinde masallar...
Kim neyi nereden aşırmış, fakat muradına ermemiş..!
• Tüm zamanların figüranları, neden birbirleriyle kavgalı..?
Şu buncacık hayat, bu kadar mı uzun, hikayelerin imgeleri neden bu kadar öksüz..?
İçini acıtan şu mahur beste ve bazı kelimeler, bu kadar mı çok güzel..?
Tıpkı deli bir mayın gibiyim sağa sola savrulmaya hazır... Belki de bir 'denizyıldızı', karaya vurmuş ve denize atılmayı bekleyen..! Birileri için fark etmese de benim için öyle çok şey fark eder mi bilmem..!