Trafik hala büyük şehirlerin başlıca sorunu. Ne yazık ki sadece zaman kaybına değil, sağlık sorunlarına da neden olmakta. Uzun süre hareketsiz kalmak, yaşanan stres ve maruz kalınan gürültü çeşitli sağlık sorunlarına yol açıyor. Özellikle uzun süre oturur vaziyette kalmak boyun ve bel bölgesinde omurlara zarar veriyor. Bunun sonucunda disklerde kayma, yırtılma, boyun ve bel tutulması gibi problemler ortaya çıkıyor.

Diyabet hastalarının uzun süre trafikte kalması açlık sürelerinin artması, stres nedeniyle kan şekerinin düşmesi veya yükselmesine yol açabiliyor.

Bir diğer sorunda tuvalet ihtiyacının giderilememesi nedeniyle idrar yolu enfeksiyonlarının oluşması.

Yapılan araştırmalar araçların motor, fren ve korna seslerinin ayrıca toplu taşıma araçları içindeki insan gürültüsünün kalp krizi riskini arttırdığını göstermektedir.

Trafiğin yoğun olduğu yerlerde uzun zaman geçirmek panik atak, astım, epilepsi ataklarının tetiklenmesine yol açabiliyor.

Gürültünün bir önemli etkisi de kulaklarda çınlama, baş ağrısı olarak kendini gösteriyor.

Taşıtlardan çıkan egzoz gazları ve dışardaki havanın kirliliği nedeniyle karbonmonoksit gazına bağlı zehirlenmeler oluşabiliyor. Bu gaza uzun süre maruz kalmanın bir diğer yan etkisi de gözlerde yanma ve kızarıklık, boğazda yanma, öksürük ve çeşitli solunum yolu problemleri.

Bu olumsuz durumları azda olsa önleyebilmek için aşağıdaki tedbirleri alabiliriz.

Özellikle uzun süre araç kullanan kişilerin ortopedik yastıkla bel bölgesini desteklemesi, yolcuların ise bel ve boyun yastığı kullanması tavsiye ediliyor.

Trafiğin hiç ilerlemediği durumlarda arabadan inip birkaç adım yürümek bel ve omurga sağlığı için faydalı olacaktır.

Araçların içindeki ideal klima sıcaklığı 23 ila 24 derece arasında bulundurulmalıdır.

Özellikle tansiyon sorunu olan kişiler yolculuk öncesi aşırı yiyecek tüketmemelidir.

Şeker hastalığı bulunan kişilerin ise yanlarında yiyecek veya meyve suyu bulundurması önemlidir.