Sonbaharda yağacak, kışın kesin yağar derken, ilkbaharın bir haftası gitti ve hala beklenilen, istenilen yağmurlar yağmadı. Hava soğuk ancak yağış adına bir hareket yok. Özellikle İstanbul'da barajlar alarm vermeye başladı. Doluluk oranı % 33 civarında.
Geçen yıl İstanbul Büyükşehir Belediyesi verilerine göre aynı dönemde barajlardaki doluluk oranı % 90'lardaydı.
Kente su sağlayan baraj ve göletlerin su biriktirme hacmi 869 milyon metreküp iken mevcut su miktarı 280 milyon metreküp civarında.
Barajlara düşen yağış miktarı ise metrekare başına 1 kilogram bile değil.
Yapılan araştırmalara göre Türkiye genelinde bir yağış azlığı söz konusu. İklim değişikliği diye ısrarla anlatılan durum ciddi ciddi kendini belli etmeye başladı. Eskiden sadece yaz ayları için yapılan su tasarrufu vurgusu artık yılın 12 ayını kapsamak durumunda.
Vatandaşların bir kısmı suyu ne kadar tasarruflu harcarsa harcasın ne yazık ki büyük bir çoğunluğu bu durumu dikkate almıyor.
Tarım sektöründe büyük miktarda su kullanımı söz konusu, suyun %75'lik bir kısmı tarımda kullanıyor. Eski usul sulama sistemlerinin yerini damla sulama yönteminin alması uzmanların özellikle belirttiği bir durum.
Evlerimizde bizim uygulayabileceğimiz bazı basit yöntemler ise, Bulaşıkları elde yıkamamak
Bulaşık ve çamaşır makinelerini tamamen dolduktan sonra çalıştırmak,
Diş fırçalama, tıraş olma, el yıkama durumlarında suyu boş yere akıtmamak,
Düşük akımlı veya sensörlü musluklar kullanmak olarak sıralanabilir.
Ayrıca havuz doldurma, araba yıkama ve halı yıkama gibi durumlarda suyun fazla tüketilmesine yol açıyor.
Bilim adamları tarafından yapılan açıklamalara göre İstanbul'da hiç yağış olmaması durumunda 6 ila 8 ay yetecek su bulunduğu belirtiliyor. Ayrıca barajları dolduran asıl yağışın kar yağışı olduğu vurgulanıyor. Mevcut durumda bazı barajlarda toprak tamamen kurumuş durumda olduğu için yağış miktarının süreklilik taşıması gerekiyor.