Ne demişler 'İnsanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa'. Ancak hayvanların iletişimi sadece koklaşma ile olsaydı ses çıkarmalarına, titreşim oluşturmalarına, koku salgılamalarına veya renk değiştirmelerine gerek kalır mıydı?

İletişim denilen kavram; bir organizma tarafından oluşturulan sinyalin başka bir organizmada oluşturduğu davranıştır ya da davranış değişikliğidir.

Hayvanların dünyasına baktığımızda ise iletişimin çeşitli yollarla gerçekleştiğini görüyoruz. Bazı türler kendi aralarında iletişim kurma yeteneğine sahipken, bazı türler farklı türlerle de iletişim kurabiliyor. Örneğin kedimizin acıktığı zaman veya bir oda da kapalı kaldığı zaman farklı bir miyavlama sesi çıkarması buna örnek gösterilebilir.

Hayvanların iletişimde kullandıkları en etkili yol tabi ki sesleridir. Sesin ulaşma hızına bağlı olarak onların taleplerini anlama süresinin doğru orantılı olduğu dikkate alınırsa özellikle evcil hayvanların en çok kullandığı iletişim yolunun bu olduğunu söyleyebiliriz.

Ancak yunus gibi sessiz bir canlı iletişimini yüzgecini suya vurarak sağlarken, ateşböceği kimyasal faaliyetler göstererek bunu gerçekleştirir. Karıncalar yaptıkları kimyasal işaretlemelerle yiyeceklerin yerini koloninin diğer üyelerine haber verirler.

Maymun ve zürafa gibi sürüler halinde yaşayan canlılarda temas çok önemlidir. Fillerin iletişiminde hortumlarının birbirine temas etmesi bir iletişim türüdür.

Bulanık sularda yaşayan bazı balıklar birbiriyle iletişim kurmak için elektrik sinyali kullanırlar. Bu sinyaller cinsiyet, üreme gibi durumlar konusunda birbirlerinden haberdar olmalarını sağlar.

Titreşimler oluşturmakta hayvanlar arasındaki iletişim türlerinden biridir. Örneğin tavşanlar korktuklarında arka ayaklarını yere vururlar. Çekirgeler kanatlarını sürterek çiftleşme sinyali verirler. Geyikler de tavşanlar gibi bir tehlike durumunda ayaklarını yere vurarak oluşturdukları titreşimlerle sürülerini uyarırlar.

Bazı hayvanlar ise iletişimde dansı kullanmaktadır. Özellikle arılar üzerinde yapılan incelemelerde keşif yapan arıların bir polen ya da nektar bulduklarında titreme dansı yaptıkları görülmüştür.

Tüm bunlara baktığımızda hayvanlar aleminin iletişimde çok yönlü olduğunu görüyoruz. Tabi insan nüfusunun artması, hayvanların doğal yaşam alanlarına müdahale edilmesi, oluşan gürültü kirliliği hayvanlar arasındaki iletişimi de olumsuz etkilemektedir.