Uzun yıllar bir hastalık olarak görülmeyen ancak son dönemlerde genetik geçişli bir biyolojik hastalık olarak sınıflandırılan Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu'nun (DEHB) çocuklarda görülme oranı %8'dir. Dikkat eksikliğinin en sık görülen belirtisi çocuklarda okuldaki başarının düşük olmasıdır. Bu durumun bir hastalık olarak nitelendirilmediği dönemlerde DEHB yaşayan kişiler antisosyal olarak değerlendirilerek toplumdan dışlanmışlardır. Dikkat eksikliği yaşayan bireyler ayrıntıya dikkat etmez, verilen komutlara uyum sağlayamaz ve organizasyon sorunları yaşarlar. Rutin işleri yapmakta zorlanırlar. Dikkat eksiliği sorunun beraberinde hiperaktivitenin de olmasıyla kişi aynı yerde uzun süreli sabit duramama, oturamama, çok konuşma, başkasının sözünün bitmesini beklememe gibi sorunlar yaşar. Hiperaktif çocuklar sürekli hareket halinde olup; sağa sola koşma, zıplama, tırmanma gibi aşırı hareketli davranışlar sergiler. Yetişkin bireyler ise sürekli olarak bir işi bitirmeden başka bir işe geçme eğilimindedir. Bu hastalığı yaşayan çocuklardaki bir diğer belirti de dürtüsel davranışlardır. Örneğin oyun sırasında başka bir çocuğun oyuncağını elinden alma, çok yüksek sesle konuşma ve bağırma, sabırsızlık gibi hareketler görülür. Yetişkin bireylerde ise karşısındaki dinlemeden sözünü kesme, planlama yapmadan yeni işlere girme, sıra bekleyememe gibi hareket ve davranışlar vardır.
DEBH'nin sebebi genetik geçişli olabileceği gibi prematüre doğum, kafaya alınan ağır darbeler, annenin hamilelik süresinde alkol, sigara veya uyuşturucu madde kullanması olabilir.
Çocuklarda DEBH durumu 3 yaş gibi ortaya çıkmaktadır ancak genellikle çocuğun okula başladığı dönemde tanısı konulabilmektedir.
DEBH'si olan çocuklar genellikle agresif bir yapı sergilerler. Kaygı bozukluğu ve güven sorunu yaşarlar. Aşırı hareketlilikle birlikte tehlikeli aktivitelerle uğraşma, sıklıkla bir eşyayı kaybetme ve sorulara birden, sıra beklemeden cevap verme gibi davranışlar ortaya koyarlar.
Hastalığın tanısı konulmadan önce ailede yaşanan bir can kaybı, boşanma veya taşınma gibi davranışları etkileyecek sorunların olup olmadığı araştırılmalıdır. Ayrıca tiroit problemleri, uyku sorunları, anksiyete, depresyon gibi sorunlarda aynı belirtileri içerebilir. DEBH 'nin tespiti için çeşitli psikolojik testler bulunmaktadır. Hastalığın tespiti yapıldıktan sonra ilaçlı veya ilaçsız olarak çeşitli tedavi yöntemleri uygulanabilir. İlaçsız tedavide terapinin önemi büyüktür. Çocuklara uygulanan terapide ailenin de sabırlı ve sürece katkı sağlayıcı olması gerekir. DEBH bir zeka problemi değildir. Tedavide ilaç kullanılması durumunda ailenin öğretmen ve doktorla irtibat halinde olması, ilacın uygun dozda ve belirtilen süre boyunca kullanılmasına dikkat edilmesi gerekir.