Aile toplumu oluşturan en küçük yapı taşıdır. Yetişkin ve çocukların birlikte etkileşimde olduğu ortamdır. Ailenin bir çocuğun zihinsel, bedensel ve sosyal alanda gelişimi üzerinde her şeyden ve herkesten daha büyük bir etkisi vardır. Anne ve babaların birbiriyle ve çocukla olan ilişkisi çocuğun gelişimini etkiler.

Anne ve babanın otoriter, aşırı hoşgörülü, tutarlı veya kararsız olması çocuğun kişiliğini şekillendirir.

Otoriter Tutum: Çocuğunu adeta küçük bir yetişkin gibi yetiştirme çabası içinde olan ailelerin tutumudur. Kontrol anne ve babadadır. Çocuğun hayatı kurallara bağlıdır ve bunlara kesinlikle, sorgulamadan uyması beklenir. Çocuğun kurallara uymaması durumunda ceza verilmesi gerektiği görüşü hakimdir. Disiplin önemlidir. Çocuğun özgür iradesi yok sayılır.

Bu tür bir ortamda yetişen çocuklar stresli ve tedirgin olurlar. Başkalarının etkisi altında kalmaya yatkındırlar. Sürekli eleştirilmeleri nedeniyle başarısızlık duygusu hakimdir ve kendine güvenme sorunu yaşarlar.

Serbest Tutum: Anne ve baba çocuk üzerinde baskı kurmaz. Bunun yerine çocuğun başına buyruk yetişmesi, üzerinde bir baskı hissetmemesi, dilediğince davranması normaldir. Aile çocuğun doğruyu ve yanlışı yaşayarak öğrenmesini ister, çocuğa neyi yapıp neyi yapmaması konusunda bilgi vermez, yönlendirme yapmaz. Çocuğun aile içinde hakları sınırsızdır, aşırı davranışları tolare edilir.

Bu tür bir ortamda büyüyen çocuklar; her şeyin çevrelerindeki kişiler tarafından yapılmasını bekler. Dikkat çekmeyi severler, bencildirler. Okuldaki kurallara uymakta zorluk çekerler ve çevre tarafından kendilerine verilmeyen hakları kendilerine tanımaya çalışırlar.

İlgisiz / Kayıtsız Tutum: Çocuğun varlığı ya da yokluğu aile içinde belli değildir. Çocuk anne ve babaya sorun çıkarmadığı sürece çocukla ilgili bir problem yoktur. Bu tür aile ortamında çocuk kendini duygusal ve fiziksel olarak yalnız hisseder. İletişim sorunları yaşanır.

Anne ve babanın ilgisiz davranışlarıyla büyüyen çocuk dikkat çekmek için çevresine veya kendisine zarar verebilir. Sosyal yönden gelişimi yavaştır. Dil yeteneğinde gerilik görülebilir. Özgüven sorunu yaşar.

Kararsız Tutum: Anne – babaların çocuğun gösterdiği bir davranışa, söylediği bir söze ya da yaptığı bir eyleme farklı zamanlarda farklı tepkiler vermesidir. Aslında bu durum o anda anne ve babanın psikolojisine göre şekillenmektedir. Çocuk bu karar ve tavır değişikliğine bağlı olarak olaylara nasıl yaklaşması gerektiğini kestiremez, ne zaman nasıl tepki vereceğini belirleyemez. Çocukta doğru- yanlış kavramında karmaşa oluşur.

Ailelerde daha çok kız-erkek çocuk ayrımında ya da büyük- küçük çocuk ayrımında bu kararsız – tutarsız davranışlara sık rastlanır. Erkek çocuğun yaptığı bir hareket evde sorun yaratmazken, aynı hareketin kız çocuk tarafında yapılması cezayla sonuçlanabilir.

Ayrıca ilk çocuğa karşı aileler daha otoriter ve kuralcı davranırken; sonraki çocuklarda daha esnek, sevecen ve hoşgörülü olabilmektedirler.

Bu ortamda yetişen bir çocuk kaygılı, güvensiz ve tutarsız bir kişilik geliştirebilir. Karar vermekte zorluk yaşar. Aşırı isyankar ya da aşırı boyun eğici bir tutum sergileyebilir.

Aşırı Koruyucu Tutum: Çocuğa gereğinden fazla özen gösterilmesidir. Genelde aşırı istenilen, geç kavuşulan, tek çocuk, tek erkek veya tek kız çocuk üzerinde gösterilen aşırı abartılmış sevgidir. Çocuk ailenin göz bebeğidir. Aile çocuğu için kaygı duyar. Çocuğa zarar gelebilecek tüm ortamlardan kaçınılır. Çocuğun büyüdüğü kabul edilmez ve çocuğun kendi kendine yapabilecekleri bile anne-baba tarafından yapılır. Bu tür ailelerde çocuk büyümüş olsa bile anne – baba yanında yatmasına izin verilir, çocuğun kıyafetleri anne – baba tarafından seçilir.

Çocuklar bu tür bir aile ortamında yetiştikleri takdirde aşırı bağımlı olurlar, aileden kopmakta zorlanırlar. Kendi kararlarını alma aşamasında sorun yaşarlar ve aldıkları kararları ailelerinin teyit etmesine ihtiyaç duyarlar.