Bilindiği gibi 8 – 14 Mart tarihleri 'Kudüs Haftası' olarak kutlanmaktadır. Bu nedenle Hürses'te ilk yazımızın konusunu, mübarek şehir Kudüs'e ayırdık. Kudüs, dinler tarihi ve arkeoloji açısından son derece kıymetli özellikleri barındıran müstesna bir şehir, adeta dünyanın incisi. Şehir, içine girdiğinizde sizi hakikaten başka bir aleme götürüyor. Bunu, Kudüs'ün İslam, Hıristiyanlık ve Musevilikten kaynaklanan manevî iklimi, tarihî dokusuyla hissediyorsunuz.

Filistin Kudüs Üniversitesi ile yurt dışında Türkiye'nin ve Türk medeniyetinin tanıtımı bakımından çok önemli etkinliklere imza atan Yunus Emre Türk Kültür Merkezi'nin düzenlediği etkinliğe katılmak için 2017 senesinde şehri ziyaret ettik. Prof. Dr. Bekir Karlıağa hocamız gibi bir alimin de bizimle bulunması, etkinliğin medeniyet boyutunu, şüphesiz daha kıymetli hale getirdi. Aynı sene Kudüs'e ikinci ziyaretimizi de elimizde Kudüs kitaplarımızla arkeolog Dr. Öğr. Üyesi Yavuz Yeğin ile gerçekleştirdik. Eriha, Masada Kalesi, Beytüllahim ve elbette Kudüs'ü olabildiğince ayrıntılı gezmeye gayret ettik.

Kudüs'ün havasını solumadan şehrin ne mana ihtiva ettiğini anlamak, herhalde biraz güç olur. Yaklaşık 144 dönüm arazisi ile Harem üş-Şerif'in verdiği heyecan ve aynı zamanda esaretin hissettirdiği hüzün, insanı izahı zor, karmaşık hislere sürüklüyor. Hacerü'l-muallak'ı muhafaza eden Kubbe't-üs Sahra'nın, el-Aksa Camii'nin bizi adeta cezbeye getiren hali, Kıyame(t) Kilisesi'nin düşündürdükleri, Ağlama Duvarı olarak meşhur olan Burak Duvarı'nın veya ansızın karşınıza çıkan ve Kudüs'ün bize hiç yabancı bir diyar olmadığını hatırlatan Osmanlı eserlerinin hissettirdikleri inanılmazdır. Bu nedenle 'Kudüs'ün her tarafında bir hikaye gizli' sözü, şehrin tanımlanmasında büyük bir hakikate işaret etmektedir.

Bütün bunları anlamak için Kudüs'ü gezmek ama ziyaretten evvel çok okuyarak bilgi biriktirip gitmek gerektiğini unutmamalı insan. Kudüs'ü zikredince geçtiğimiz günlerde Hakk'ın rahmetine kavuşan Saygıdeğer Prof. Dr. Ömer Faruk Harman hocamızı rahmetle anmak ve Sayın Pelin Çift ile kaleme aldığı Kudüs'ün Gizemli Tarihi kitabını meraklılara tavsiye etmek isteriz. Yine Simon Sebag Montefiore'nin Kudüs kitabı, son derece kapsamlı bir şehir monografisi olarak, kanımızca Kudüs'e ilgi duyan herkesin kütüphanesinde bulunması gereken bir yayındır.

Kudüs, sadece medeniyet şehri değil elbette, burada işgal devletinin zulmüne tanıklık ettiğiniz anlar şaşırtmasın sizi. Biz, hamdolsun böyle bir işgal durumunu yaşamadığımız için işgal altında yaşamanın ne demek olduğunu anlamakta güçlük çekiyoruz. Filistinlilerin içinde yaşamaya her şekilde zorlandığı baskı altındaki durumlarını görmek, hakikaten acı verici.

Hz. İsa'nın haçı, çeşitli eziyetlere maruz kalarak taşıdığına Hıristiyanlar tarafından inanılan Via Dolorosa (Elem Yolu), aslında bugün Filistinlilerin son yüz senede çektiklerini düşündürüyor insana. Filistinlilerin nefes alması bile kabahat. Covid aşısına yaklaştırılmamaları da önceki cümlemizin ispatı hükmünde.

Üç dinin mukaddes topraklarında maalesef acımasızlık, işgal devletinin değişmez yüzü olarak karşımıza çıkıyor. Beş yüz sene devam eden Pax Ottomana'nın (Osmanlı Barışı) hasretle arandığı topraklardan bahsediyoruz.

Öte yandan sadece Kudüs'te değil El-Halil'de, Eriha'da, Beytüllahim'de Türklere karşı muhabbeti görmek bizi duygulandırıyor. Turistik olmayan rastgele sokaklarda karşınıza Türk bayrağı veya Cumhurbaşkanımızın fotoğrafları çıkabiliyor. Filistinlilerin Türkiye sevgisi, görülmeye değer. Doğu Kudüs'ün insana huzur veren manevî iklimiyle alakasız Batı Kudüs'te İsrailli bir dükkan sahibinin kin dolu bakışlarla 'ülkenizle sorunum yok ama sizin liderinizden nefret ediyorum' deyişinden sonra Filistinlilerin gösterdikleri samimiyet, insana iyi geliyor.

Büyük şairimiz Sezai Karakoç'un unutulmaz güzellikteki dizeleriyle unutmamak üzere Kudüs'e veda edelim;

'…Ve Kudüs Şehri.

Gökte yapılıp yere indirilen şehir.

Tanrı şehri ve bütün insanlığın şehri..'.

------------------------------------------

Öğr. Gör. Dr. Murat Özyıldırım, Mersin Üniversitesi, Fen - Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Mersin. E – posta: [email protected]. Hürses Gazetesi'nin sayfalarını bu köşeyle bendenize açan Sayın Aydın Türker'e çok teşekkür ederim.