Pandeminin çokça konuşulduğu, insani değerlerin ve iletişimin başka bir boyuta taşındığı, kadına-çocuğa şiddetin ve bağnazlığın had safhaya ulaştığı bugünlerde biraz da aşktan dem vuralım istedim. Neydi ki aşk bu kadar kolayca hayatımızın dışına çıkarabildiğimiz ve bir meta gibi bir anda tüketiverdiğimiz?
Bu hayatta belki de cevabı en zor soru: 'Aşk'
Aşk bilinmeyendir. Hissedilen ama anlatılamayan…
Mevlana'ya göre aşk, gövdesi olmayan bir ağaca benzer. Dalları ezelde ve kökleri ebeddedir oysa ne arşa dayanır ne de gökyüzüne.
Aşk bilinmeyendir. Bilinmezliğe doğru maceralı bir yolculuk… Oysa ne yoldan vazgeçeriz ne de yolculuktan.
Yunus'un dediği gibidir aşk: Üç harf, beş nokta ve bir hece. Heceden ötesi bir bilmece… Ama cevabını bilmesek de bu bilmecenin peşinden koşar dururuz.
Stendhal'ın ünlü kristallendirme teorisine göre soğuk kış günlerinde tüm bedliğiyle ortada kalan kurumuş ağaç dallarını ilkbaharın hayaliyle billur buz damlacıklarıyla kaplatan ve kuru dalları kristal heykelciklere dönüştürerek sevdalıları kandıran şeyin adı aşktır. Gel gör ki sahte bahar yaklaşıp da buzlar eridiğinde kandırmaca biter ve kurumuş dallar yeniden ortaya çıkar tüm çıplaklığıyla. Böylece sevgilinin sevgiliye yaptığı tatlı kandırmaca da bitmiş olur.
Aşk böylece yiter, gider işte!
…
Yitebilir ama biter mi dersiniz? Zira aşk şairin de dediği gibi bir arayıştır ucu bucağı belirsiz:
BAHR-I BÎ-PÂYÂN
Cananın nefesinde, ol hayat altı hece
Bakışın beni söyler sözün ne zor bilmece
Altı hecedir ömür, gerisi bir kurmaca
Ah! Gönlüm seni arar ötesi kandırmaca
Açıldım bir denize sanki bahr-ı bî-payan(1)
Gözlerin bana fener, dilin kalbe imtihan
Tayfası yok geminin; kaptanı sana forsa(2)
Dümensiz, pusulasız; aşk ile seyri orsa(3)
Cezam ezelden belli: Gönle sürgün ebedi
İsmin gönlüme bir sır! kime sorsam bilmedi
Açıldım bir denize sanki bahr-ı bî-payan
Nasıl doldu bu derya? Dudakların gülabdan!
Sen, uzaktan göz kırpan kutsal deniz feneri!
Sal sıcak bakışını dinsin gönlün kederi
Yıldızlar karanlığa karışır yokluğunda
Dalgakıranım olsan gönül fırtınasında
Açıldım bir denize sanki bahr-ı bî-payan
Rüzgarın fısıltısı: Neredesin son liman?