Her yeni yıla giriş olumsuzlukların sıfırlanacağı, kötülüklerin yok olacağı hissiyatını verir bize. Sanki sihirli bir değnek değecek beklediğimiz tüm güzellikler bizi hemen bulacak gibi düşünürüz. İhtiyacımız olan para, aradığımız aşk, peşine düştüğümüz sağlık, huzur, neşe gibi hayalini kurduğumuz ne varsa talep olarak yeni yıla yükleriz. Halbuki bir önceki yıl içinde aynı beklentilere girip gidişini büyük bir sevinçle karşılayan biz değilmişiz gibi. Yeni yıla girerken kararlar almak, isteklerimizi kağıda yazmak gibi ritüeller ise çok eskilere Antik Yunan’ a kadar dayanıyor. O dönemlerde senenin ilk ayı başlangıç ve bitişlerin tanrısı olarak kabul edilen Janus’a adanırmış. İnsanlar iyi olacaklarına dair söz verirlermiş. Bizlerde belki bu geleneğin devamı olarak yeni yıl için hep yeni kararlar almıyor muyuz? Spora başlayacağım, yeni bir dil öğreneceğim, işimi değiştireceğim gibi. Oysa bu kararların çoğundan Şubat ayında vazgeçmiş oluyoruz. Güzel hayalleri gerçekleştirmek ve bunu çevreye yaymak için daha çok çaba harcayacağımız bir yıla kavuşuruz umarım. İyi olmayı seçtiğimiz, iyilikte yarıştığımız bir yılı yaşarız dilerim.
Eski yılda ise kaybettiğimiz çok şey oldu. Yok yere canına kıyılan, nedeni –faili bulunamayan çocuklar öldürülen, tecavüze uğrayan kadınlar, iş cinayetleri, terör olayları, nedensiz savaşlar, canına kıyılan, acı verilen hayvanlar. Kaybedilen insanlıklar, vicdanlar, hoşgörüler…
Yeni yıl dilerim ki umutlar kazandırsın bize. Umut beraberinde isteği, azmi de getirir. Sonrasında ise mutlu olduğumuz ama kimseye de zarar vermediğimiz isteklerimize kavuşalım. Kinimiz, nefretimiz, kavgamız varsa hepsinin üstünü örtelim. İyi olalım, faydalı olalım. Güçlü olalım ama gücümüz bize onu hora kullanma isteği vermesin. Ne yapıyorsak iyiden, haklıdan, doğrudan yana yapalım.