23 Aralık 1930'da Nakşıbendi Tarikatı'na üye sarıklı Derviş Mehmet ve beş arkadaşı, ayaklanarak Öğretmen-Yedek Subay Mustafa Fehmi Kubilay'ı vahşice şehit etmiş; Menemen halkından bazıları da bu eyleme katılmıştır.

Menemen'de çıkan bu ayaklanma eylemi, bir gericilik olayıdır. Gericilik, eski deyimiyle irtica, ilericiliğin karşıtıdır. Gerici, toplumda çağdaş değerlere ve yeniliklere karşı olan; her yönü ile eskiye özlem duyan, eski düzeni getirmeye çalışan düşünce ya da kişidir.

Atatürk, gericilik için şöyle diyor: 'Yaşamın felsefesi, tarihin tecellisi şudur ki her iyi, her güzel, her yararlı şey karşısında onu yok etmeye çalışacak bir kuvvet belirir. Bizim dilimizde buna gericilik(irtica) denir (ASD II, s. 67).'

Menemen'deki gerici ayaklanma şöyle gelişmiştir: Nakşibendi Tarikatı üyesi Derviş Mehmet adlı sarıklı gerici, içtiği esrar ile kendinden geçmiş, yanına aldığı beş arkadaşı ile Menemen'e gelip bir camiye girmiş, 'Ben mehtiyim, dini korumaya geldim.' diyerek yeşil renkli bayrağı da alarak, naralar atarak meydana bayrağı dikmiştir. Menemen halkından bazı kimselerde buna destek verince olay genişlemiştir.

Olaya müdahale etmekle görevlendirilen Öğretmen-Yedek Subay Mustafa Fehmi Kubilay, meydanda toplananları dağıtmak istemişse de ayaklanmacıların silahları ile vurulup yere düşmüş, kalkıp yakındaki camiye sığınmak istemiştir. Bu sırada derviş Mehmet, başına dikilmiş, nara atarak bağ bıçağıyla Kubilay'ın boğazını keserek şehit etmiştir.

Bu çirkin, vahşi olay karşısında tepki göstermesi gereken halktan bazıları alkışlarla destek olmuşlardır. Olayın büyümesi sonucunda gelen takviye kuvvetler, ayaklanmayı bastırmış, Derviş Mehmet ve iki arkadaşı öldürülmüş; yaralı olarak kaçanlar da yakalanmış.

Menemen'de sıkıyönetim uygulanmış, suçlular yargılanmış ve 28 kişi ölümle cezalandırılmış, diğerleri de çeşitli hapis cezalarına çarptırılmıştır.

Atatürk, Menemen ayaklanması için şöyle diyor: 'Kubilay Bey'in şehit edilmesinde gericilerin gösterdiği vahşet karşısında Menemen'deki halktan bazılarının alkışla onaylamaları, bütün Cumhuriyetçi ve yurtseverler için utanılacak bir durumdur.'

'İşgallerin acısını tatmış bir yörede genç ve kahraman Yedek Subayı'ın uğradığı tecavüzü ulusun bizzat Cumhuriyet'e karşı bir suikast kabul ettiği ve tecavüzcülerle teşvikçilerini ona göre takip edeceği kesindir.'

'Büyük Ordu'nun kahraman genç subayı olan Kubilay Bey, temiz kanı ile Cumhuriyet'in hayatiyetini tazelemiş ve güçlendirmiş olacaktır (Atatürk'ün Bütün Eserleri 24, s. 391).'

Gericiler, bir eyleme geçecekleri zaman mutlaka dini öne sürmekteler. 'Din elden gidiyor.' teraneleri ile ortalığı ayağa kaldırırlar. Tarihimizdeki tüm gerici ayaklanmalarda böyle olmuştur. Ne var ki bu gerici eylemler tek başlarına başarılı olamazlar, kesinlikle bazı yöneticilerden, halktan da destek görmüşlerdir.

Gericilik, yalan üzerine oturmuş, dinsel duyguları sömüren alçak ve hain karakterli, yeniliklere karşı bir eylemdir. Bu nedenledir ki Cumhuriyet'in kuruluş felsefesine, Cumhuriyet'in kazanımlarına, laikliğe, Atatürk Devrimi ve ilkelerine sahip çıkmak; gerici karakterli düşünce, kişi ve eylemlere fırsat vermemek; tarikat ve cemaatlere yaslanmamak; her Türk yurttaşının ve yöneticilerinin asli görevi olmalıdır. Aksi durumda gerici ayaklanmalarla karşılaşmak olasıdır.

Menemen'de vahşice şehit edilen Öğretmen-Yedek Subay Mustafa Fehmi Kubilay başta olmak üzere gerici ayaklanmaları bastırmak sürecinde şehit olanları saygıyla anıyorum. Ruhları şad, mekanları Cennet olsun.