Kadın, bir toplumun, bir ulusun temel ögelerinden biridir. Kadını Tanrı yarattı, erkeği de…'Yaradan, insanları iki cins olarak yaratmıştır; fakat bu cinsleri, birbirleri için gerekli olmak üzere yaratmıştır. Bunlar, ayrı ayrı hiçbir şey değildir; birlik durumunda bir şeydir, çok büyük bir şeydir. Tüm insanlığın devam edebilmesinin kaynağıdır. İnsanlık safhalarında her ne görürseniz, kadının eseridir.'(1)

Kadın ve erkek, doğuştan eşittirler. Tanrı, bu iki cinse ayrı ayrı seslenmiyor: 'Ey kadınlar, ey erkekler' demiyor. 'Ey, insanlar!' diye sesleniyor. Yani bu iki cinsi insan olarak değerlendiriyor. Durum böyle iken erkek hegemonyası, kadınları geriye iterek bir köle, bir eşya durumuna düşürmüştür. Bu durumun da sürüp gitmesini istemektedir.

Atatürk Cumhuriyeti'nin kazanımlarından en önemlisi, kadın erkek eşitliğidir. Bu eşitliği bozmak, kadını eski kimliksiz duruma getirmek için karma eğitime karşı çıkışlar görülmektedir. Karma eğitim karşıtlığı kimi zaman Meclis üyelerinin, kimi zaman sarı eğitim sendikalarının, kimi zaman da bazı okul yöneticilerinin çatlak sesleri olarak ortaya çıkmaktadır. Aslında karma eğitime karşı çıkış, Atatürk Cumhuriyeti'nin kazanımlarına karşı çıkıştır.

Akılları estikçe Osmanlı'ya öykünenler, bilmiyorlar ki Osmanlı'da da karma eğitim uygulanmakta idi. Söz gelimi, 'Abdülhamit Dönemi'nde 5073 karma eğitim veren ilkokul bulunmaktaydı. Karma eğitim veren Müslüman vakıf okullarının sayısı, erkek okullarının tam üç katıydı..'(2)

'1915-1916 Eğitim-Öğretim Yılı'nda İstanbul'daki karma eğitim veren Müslüman vakıf okullarından ikisi: Darüssaade Ağası İbrahim Ağa Kızlar Vakıf Mektebi; Şehzade Sultan Mehmet İnas Vakıf Mektebi.'(3)

Karma eğitim karşıtlarının ileri sürdükleri sözde kanıt, ahlakın bozulacağıdır. Osmanlı Müslüman vakıf okullarında ahlak bozulmuyor da Cumhuriyet'in okullarında mı bozulacak? Aslında karma eğitime karşı çıkan erkek takımı, kendilerinin ahlakına güvenememektedir. Tüm düşünceleri cinselliktir. Bu da çapsız, niteliksiz, İslam'ın 'İ'sinden, Kur'an'an 'K' sinden bihaber sözde din insanlarının beslediği bir düşüncedir.

Karma eğitimin değil de kız ve erkeklerin ayrıldığı eğitimin ahlakı bozabileceği, erkeklerin kabalaşabileceği konusunda Osmanlı'nın değerli kalemleri ve insanları çeşitli yazılar yazmışlardır. Söz gelimi:

'Mehmet Akif, Yahya Kemal, Ömer Seyfettin, Kazanlı Fatih Kerimi ve hepsinden önemlisi Mecelle Yazarı Cevdet Paşa gibi değerli isimlerin, kaçgöç geleneğinin erkeklerde kabalık ve hatta ahlakî bozulmalara yol açtığını anlatan yazıları vardır.'

'Balkan Harbi'nin (1912-1913) felaket yıllarında genç Halide Edip Hanım, Fahri Müfettiş sıfatıyla İstanbul'daki vakıf okullarıyla kız okulları üzerine incelemeler yaparak bir rapor yazmıştır. Bu raporda şöyle der: Karma eğitim ve erkek öğrencilerin hanım hocalardan ders alması, öğrencilerin çalışma şevkini artırmaktadır. Kızlı erkekli karma eğitim, meşru rekabete imkan hazırlamasının yanında, medenî bir ilişki tarzının yerleşmesine yol açmaktadır.'(4)

Eğitimin amacı, ayrıştırmak değil, birleştirmektir. Eğitimin bu birleştiriciliği konusunda Namık Kemal, 1872'de söyle demektedir: 'Her cins ve mezhepten çocukların bir arada bulunduğu okullar yapmalıyız. Vatan çocukları, bu tür okullardan çıkınca aralarına bölücülük somak mümkün olmaz.'(5)

Günümüzde, bireyler arasındaki birlikteliği bozup ayrıştırmayı körüklemek için eğitim adeta dinci derneklere ve cemaatlere bırakılmış gibi. Dinci derneklerin ve cemaatlerin üyeleri tarafından okullarda eğitim seminerleri verilmesi sakıncalıdır. Bu seminerlerde değerler eğitimi altında karma eğitim karşıtlığı işlenebilecektir. 15 Temmuz olayları göstermiştir ki dinci cemaatler ve derneklerin eğitimde söz sahibi olması ülkeye ve ulusa büyük zarar vermiştir.

Her yıl yüzlerce kadınımız ve kızlarımız cinayetlere kurban gitmekte; kız çocuklarına karşı istismar, taciz olayları da giderek artmaktadır. Bunun nedeni, gerçek anlamda çağdaş bir eğitimin yoksunluğudur. Eğitim yozlaştıkça kültür düzeyi düşmekte, bireyler arasındaki ayrım keskinleşmekte, kadınlar geriye itilmektedir.

Karma eğitim, Atatürk'ün de belirttiği gibi 'Her şeyi başaracak anneler yetiştirmeyi; kadınların özgürlüğüne kavuşmasını; günlük yaşamda kadınla erkeğin bir arada bulunmasıyla erkeklerin ahlak ve düşünce yapılarının iyileştirilmesini sağlayacaktır.'(6)

'Kadının namusu ve onuru, onu kapatmakla (toplumdan ayırmakla) değil, ona vakar ve onur duyguları aşılayan bir eğitim ve bilgi verilerek sağlanır.'(7) Bu da çağdaş, karma bir eğitimle gerçekleşir.

Değerli eğitimci yazar ve şair rahmetli Gürşen Kafkas'ın belirttiği gibi 'KARMA EĞİTİM, ÇAĞDAŞLIK GEREĞİDİR:'

BU NEDENLE KARMA EĞİTİMDEN ÖDÜN VERİLEMEZ.

--------------------------

(1) Atatürk, Söylev ve demeçler II, s. 89
(2) Naci Cem Öncel, Osmanlı'da Kızlı Erkekli…1 Aralık 2013, Hürriyet Pazar, s. 16
(3) Yasemin Tümer Erdem, II. Meşrutiyet'ten Cumhuriyet'e kızların Eğitimi, s. 113
(4) Taha Akyol, Halide Edip'in Gür Sesi, 5 Aralık 2014 Hürriyet, s. 20
(5) Özdemir İnce, Millî Eğitime Dair, 1 Mart 2011 Hürriyet, s. 22
(6) Şükrü Tezer, Atatürk'ün Hatıra Defteri, s. 75-76
(7) Cemil Sena, Hz. Muhammet'in Felsefesi, s. 448-449