Araştırmadan ve incelemeden bir konu hakkında yazmak veya konuşmak doğru bir yaklaşım olamaz. Bundan dolayı böyle bir yöntem izlenmeden yazılan veya söylenenler lafı güzaftan ibaret kalır. Sadece toplum yanıltılmış ve kapatılma yönünde beklenti varsa boşa çıkmış olur.

Anayasa ve yasalara aykırı davrandığı ileri sürülen bir siyasi partinin kapatılabilmesi içinYargıtay Cumhuriyet Başsavcısının açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesince kesin olarak kapatılabilir. Başsavcı, re'sen dava açabileceği gibi Cumhurbaşkanının kararı ve Adalet Bakanının veya TBMM'de grubu bulunan partinin istemi üzerine de dava açabilir.

Cumhuriyet Başsavcılığı, Adalet Bakanı veya partinin yazılı isteminde yeterli delilin bulunup bulunmadığına bakacak. Yeterli delilin bulunmadığına kanaat getirirse dava açamayacağını Adalet Bakanına veya partiye yazı ile bildirir. Bundan sonraki prosedür Siyasi Partiler Kanununun 100 üncü maddesinde öngörülen şekilde devam eder.

Başsavcının dava açtığını varsayalım. Dava karara bağlanmadan önce hakkında kapatma davası açılan siyasi partinin yetkili organı tarafından kapanma kararı alınması halinde Anayasa Mahkemesi davayı yürütmeye devam edemeyecektir.

İptalden önceki Siyasi Partiler Kanununun 108 inci maddesi, partinin yetkili organınca kapanma kararı alınmış olsa bile Anayasa Mahkemesine davayı yürütebilme ve kapatma kararı verilmesi halinde doğacak hukuki sonuçlara hükmedilmesine olanak sağlamaktaydı. Başka bir anlatımla partinin kapanma kararı alması davanın yürütülmesine engel teşkil etmezdi. Ancak, Mahkeme bu maddeyi iptal etmiştir.

Demokratik Halk Partisinin kapatılması talebiyle açılan davaya bakan mahkeme sıfatıyla Anayasa Mahkemesi, söz konusu maddenin Anayasa'nın 2 ,67 ,68 ve 69 uncu maddelerine aykırılığı savıyla iptalini istemiş ve Anayasanın aynı maddelerine dayanarak 108 inci maddeyi iptal etmiştir.(Anayasa Mahkemesi: E:2010/17, K:2010/112, Karar günü:8.12.2010)

Mahkeme kararında; partinin kapanma kararının alındığı tarihte o siyasi partinin tüzelkişiliğinin sona ereceğine vurgu yapılmakta ve 108 inci maddenin yürürlükte olması halinde tüzelkişiliğini kaybetmiş olan siyasi partinin mallarının Hazineye geçirilmesine ve siyasi partinin temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyelerinin beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve denetçisi olamayacaklarına karar verebileceği belirtilmektedir.

Ayrıca kararda, partinin kapatılmasına yol açabilecek nedenler süreç içerisinde Anayasa ve 2820 sayılı Kanunda yapılan değişikliklerle oldukça azaltılmış ve kapatma yerine dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasi partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verilebilmesinin olanaklı hale getirildiği ifade edilmektedir. Parti üyeleri hakkında uygulanabilecek beş yıllık siyaset yasağının ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından, vatandaşların seçilme hakkının özü itibariyle ihlalini oluşturması nedeniyle ağır bir yaptırım olarak nitelendirilerek 'güdülen meşru amaçla orantılı' olmadığından Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 1 Nolu Protokole aykırı bulunduğuna vurgu yapılmaktadır.

Esasen 108 inci maddeyle; siyasi partinin kapanma kararının davanın hukuki sonuçlarından kurtulma amacı taşıdığı kabul edilerek, hukuki varlığı sona ermiş bulunan siyasi parti hakkındaki davanın devam ettirilmesi öngörülmekteydi.

Mahkeme, maddeyle güdülen amaca şöyle bir eleştiri getirmektedir:

'Kapanma kararının başka bir nedene dayanabileceğine ihtimal verilmediğinden, bu hususun davaya bakan mercii tarafından araştırılmasına da gerek görülmemekte ve parti yetkili organının kapanma yönündeki iradesini gözetmeyen itiraz konusu düzenlemeyle(108 inci madde) siyasi haklara ölçüsüz bir müdahale sonucunu doğurabilecek yolun açılmasına imkan tanınmaktadır.'

Mahkeme burada Yasama Organına ayrıca yol göstermektedir. Maddenin yeniden eleştiri doğrultusunda düzenlenmesi halinde Anayasaya bir aykırılık oluşmayacağını ima etmektedir.

Sonuç olarak; hakkında kapatma davası açılan bir siyasi partinin kapanma kararı alması halinde davanın devam edebilmesi için maddenin yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

Aksi takdirde, 108 inci maddenin iptal edilmiş olması nedeniyle, kapatma davası devam eden siyasi partinin kapanma kararı alması ve hatta adını bile değiştirmeden yeni bir siyasi parti olarak örgütlenmesi önünde hiçbir hukuki engel bulunmamaktadır.