Anayasa'nın 101.maddesi kronometre ile nasıl sıfırlanabilirdi onu anlatmaya çalışayım:

Önce bu maddenin bir geçmişini ortaya koyalım. Madde 2007'de aşağıdaki şekilde değişti.

'MADDE 101.- (Değişik:31/5/2007-5678/4 md)

Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından halk tarafından seçilir.

Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.

Cumhurbaşkanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri içinden veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi yirmi milletvekilinin yazılı teklifi ile mümkündür. Ayrıca, en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında yüzde onu geçen siyasi partiler ortak aday gösterebilir.

Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer.'

Abdullah Gül dahil 1960'tan sonra seçilen cumhurbaşkanları, 2007'den önceki 101.madde hükmüne göre 7 yıllığına ve bir defaya mahsus seçilebiliyordu.

Erdoğan, 2007'de yapılan değişiklikten yararlanarak 2014 ve 2018'de Cumhurbaşkanlığına aday oldu ve iki defa seçildi.

Yüksek Seçim Kurulunun 28 Ağustos 2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 3719 sayılı kararının 'Gereği görüşülüp düşünüldü' bölümünün 10/3 ünde şu hususlar yer almaktadır.

3- Bu sonuca göre geçerli oyların salt çoğunluğunu alan Recep Tayyip ERDOĞAN'ın 12. Türkiye Cumhurbaşkanı seçildiğinin tespitine ve adına Yüksek Seçim Kurulunca tutanak(mazbata) düzenlenmesine,

15/08/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan'ın mal bildirimi, Kanunun 14.maddesi hükmü gereğince bu kararın ekinde yer almaktadır.

Erdoğan 2018'de tekrar Cumhurbaşkanı seçildiğinde YSK haklı olarak 13.Türkiye Cumhurbaşkanı seçildiğini mazbatayla tespit etmiş, bugün yaşanan tereddütlerin farkında olan yetkililer Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın aracılığıyla YSK Başkanlığına bir yazı gönderilerek '13' rakamının kaldırılması istenmiş ve talep kabul edilmiştir.

Gelelim Anayasa'nın 101.maddesinin 2017'deki değişikliğine:

'MADDE 101.-(Değişik:16/4/2017-6771/7 md.)

Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilir.

Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.

Cumhurbaşkanlığına, siyasi parti grupları, en son yapılan genel seçimlerde toplam geçerli oyların tek başına veya birlikte en az yüzde beşini almış olan siyasi partiler ile en az yüzbin seçmen aday gösterebilir.

Cumhurbaşkanı seçilen milletvekilinin Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer.

Maddenin geri kalan 4 fıkrası-paragrafı 2007'de hiç olmayan yeni hükümler.'

Dikkat edildiği takdirde 2007 tarihinde mevcut olan 101.madde hükmünün 2017'de yapılan değişiklikle 1.fıkrasında anlam değişmemekle birlikte ufak bir redaksiyona gidilmiştir.

2.fıkra hiç değişmemiş, 3.ve 4.fıkralar ise değişikliğe uğramıştır.

Maddedeki değişikliğin ne zaman yürürlüğe gireceği 6771 sayılı Kanunun 18/b maddesinde şöyle belirtilmiştir.

'Madde 18/b- 75, 77, 101 ve 102.maddelerinde yapılan değişiklikler, birlikte yapılacak ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin takvimin başladığı tarihte,

Yürürlüğe girer…..'

Burada 101.maddenin ikinci fıkrası değişmediği için maddenin geri kalanının ne zaman yürürlüğe gireceği vurgulanmıştır. Maddenin tümü değişseydi 'yapılan değişiklikler' ifadesi yerine 'madde hükmü' denecekti.

Sistem değişikliği veya öncekilere göre Cumhurbaşkanının yetkilerinin artmış olması o kişiye bir seçilme hakkı daha vermez.

Adı ister Cumhurbaşkanı ister Başkan olsun hiç değişmez. Çünkü 101.maddede 'Bir kimse' ibaresi kullanılmaktadır.

Anayasa değişiklik teklifi Anayasa Komisyonunda görüşülürken bu eksikliğin Komisyonun hangi aşamasında farkına varıldığını kesin olarak bilemiyoruz. Yani Teklifin maddeleri ve tümü kabul edildikten sonra mı yoksa önce mi farkına varılmış. Eksikliğin farkına tümü ve maddeleri kabul edilmeden önce varıldı da MHP buna razı mı olmadı. Yoksa tümü kabul edildikten sonra farkına varılmış ve Komisyon raporuna, önümüzdeki 2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminin Erdoğan'ın birinci seçimi olduğu şerh düşülmüştür.

Bir teklif komisyonlarda görüşülüp maddeleri ve tümü kabul edildikten sonra komisyon raporu yazılmaktadır. Komisyonda kabul edilen bir maddeyi, çok açık ve yoruma muhtaç olmadığı halde yorum yapmak suretiyle komisyon raporuyla değiştirilme yoluna gidilemez.

Kaldı ki komisyon raporları genel olarak komisyonda verilen ve kabul veya reddolunun önergeler ile Komisyonda konu hakkında milletvekillerinin hangi görüşleri dile getirdikleriyle ilgili hususları içeren dokumanlardır.

Madem Komisyon aşamasında bu eksikliğin farkına varılmış, neden Genel Kurul aşamasında düzeltme yoluna gidilmemiştir?

Tartışma veya tereddüt olmasın diye son Anayasa değişikliğini düzenleyen 6771 sayılı Kanunun Geçici 20. maddesiyle bazı hükümlere gereksinim duyulmuş da böylesine önemli bir konuya neden gereksinim duyulmamış.

Örneğin Geçici 20.madde ile; yürürlükte bulunan Kanun hükmünde kararnameler, tüzükler Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan yönetmelikler ile diğer düzenleyici işlemler yürürlükten kaldırılmadıkça geçerliliğini sürdürür diye hüküm konmuş. Bana göre gerek yoktu, ama bu bile düşünülmüş. Buna benzer başka hükümler de vardır.

Söz konusu bu geçici maddeye bir fıkra daha eklenerek tartışmaya mahal vermeden konu çözüme kavuşturulabilirdi.

Geçici hüküm şu olabilirdi. Anayasanın 101.maddesinin ikinci fıkrası hükmü 2018 Genel Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimi ile birlikte uygulamaya başlar gibi.

Eğer böyle düzenleme yapılsaydı Anayasa'nın 101.maddesinin ikinci fıkrası kronometre ile Erdoğan için sıfırlanırdı.

Sıfırlanmadığı için, Anayasa'nın 116 ıncı maddesinin 3.fıkrasındaki istisna hükümden yararlanılarak Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Erdoğan bir defa daha aday olabilir.

Bunun için Erdoğan'ın talimatıyla AKP ve MHP milletvekilleri tarafından seçimlerin 14 Mayıs 2023'te yapılmasına ilişkin bir önerge hazırlanarak Meclis Başkanlığına verileceği, bu yol denenmeden Erdoğan'ın seçimlerin yenilenmesine karar vermeyeceğini düşünmekteyim.

Genel Kuruldan bir karar çıkmazsa seçimlerin 14 Mayıs 2023'te yapılmayacağı kanaatindeyim.