Epilepsi tüm dünyada en sık görülen nörolojik bir rahatsızlıktır. Bu rahatsızlık yineleyen epileptik nöbetler ile kendini göstermektedir. Bu hastalarda istemsiz kasılmalar, duyusal değişiklikler ve bilinç değişiklikleri meydana gelir. Epilepsi hastalarında nöbetler antileptik ilaçlar ile kontrol altına alınabilse de bazı hastalar bu ilaca dirençlilik göstermektedir. Bu noktada uygulanabilecek en iyi yöntem ketojenik diyettir. Ketojenik diyet, iyi bir nöbet kontrolü sağlamasının yanında aynı zamanda kişiye ilaç kullanmama fırsatını da sunmaktadır.
Peki nedir bu ketojenik diyet? Aslında ismine aşina olunan bu diyeti hızlı kilo kaybını sağlamak için diyetisyen olmayan kişilerden mutlaka duymuşsunuzdur diye tahmin ediyorum. Sağlıklı kilo kaybı sağlamayan bu diyet türü epilepsi hastalarında tedavi için kullanılan; yüksek yağ, düşük karbonhidrat ve orta düzeyde protein içermektedir.
Bu diyette karbonhidrat tüketimi azaldığından vücut enerjiyi yağları yakarak sağlar. Yağların yakılması sonucu keton cisimleri ortaya çıkar. Keton cisimleri beynin ana enerji kaynağı olarak kullanılmaya başlanır ve beyin hücrelerinin uyarılmasını önleyen kimyasal maddelerin artmasını sağlar. Böylece nöbet geçirmeyi önlemiş olur.
Ketojenik Diyetin Dezavantajları Nelerdir?
Ketojenik diyet tüm nöbet tiplerinde etkili olmamakla beraber hastanın yaşı da önemlidir. Erişkin epilepsili bireylere ketojenik diyet önerilmemektedir.
Yağ içeriğinin yüksek oluşu , kısıtlanan yiyecek çeşitlerinden dolayı diyete uzun süre devam edilememektedir. Aynı zamanda sürekli kontrol halinde olunması gerekmektedir.
Bunların yanı sıra bu diyet türünün yan etkileri oldukça fazladır. Bunlar;
- Lif içeriği düşük gıdalar tüketildiğinden kabızlık meydana gelebilir.
- Yorgunluk, halsizlik, baş ağrısı ve ağız kokusuna sebep olabilir.
- Kireçlenme riski artabilir.
- Kalpte ritim bozuklukları görülebilir.
- Meyve ve tahıl grubunun tüketilmemesinden dolayı vitamin ve mineral kaybı görülebilir.
- Bağışıklık sisteminin zayıflamasına bağlı olarak hastalık riskleri artar.
- İdrar pH'ına bağlı olarak böbrek taşı meydana gelebilir.
- Kalsiyum atımı hızlanır ve bu da osteoporoz (kemik erimesi) riskini artırabilir.
- Diyet yüksek yağ içerikli olduğundan kalp damar hastalıkları riskinin artmasına sebep olabilir.
- Diyette yağlardan zengin besinlerin fazla olması mide boşalma hızını uzatır bu da bulantı ve kusmaya sebep olabilir.
Vitamin Mineral Eklemesi Yapılmalı Mıdır?
Dengeli beslenmenin aksine ketojenik diyette meyve, sebze, tahıllar ve kalsiyum içeren gıdalar kısıtlı tüketildiğinden vitamin ve mineral eksiklikleri görülmektedir. Ketojenik diyette kalsiyum ve D vitamini az olduğundan mutlaka eklenmelidir. Diğer vitamin ve minerallerin ise düzeylerine bakılarak eksiklik durumunda karbonhidratı olmayan ya da az olan multivitaminler eklenmelidir.