Bütün dünyayı etkisi altına alan korona belası çok hızlı bir şekilde yayılmasıyla türevlerine nazaran engellenmesi ve müdahale edilmesi biraz daha fazla zaman alacak gibi duruyor. Dünyamız bugün hiç olmadığı kadar birbiriyle iç içe geçmiş ekonomiler ve ilişkilerle küresel köy (global village) haline gelmiştir. Sınırlar, önemini birçok sektörde ve alanda pekala yitirmiştir.

Aralık 2019'da Çin'de ortaya çıkan bu bela hızlı bir şekilde diğer ülkelere de ulaşarak tüm dünyayı acımasızca etkisi altına aldı. Aklımı sürekli bir şeyler kurcalıyor. Ben aslında işin sonucuyla değil sebebiyle ilgileniyorum. Neden Çin ve neden bu zamanda denk geldi? Birileri diyebilir tabii ki komplo mu üretiyorsunuz diye. Biyolojik bir savaş, birtakım güçlerin oyunu filan demiyorum. Sadece olayları farklı bir bakış açısından ele alıyorum. Bu insanlar yıllardır şuan yediklerini yiyorlar.

Şimdi koronayı ekonomi ve dijitalleşme üzerinden ele alalım. Sadece bakış açımı değiştiriyorum. Şimdi bir bakalım neden Çin'de ortaya çıkmış olabilir bu virüs..

Ekonomi

Çin son yıllarda dünyanın üretim üssü olarak birçok firmanın ve ülkenin cazibe merkezi haline geldi. Çin'in Wuhan eyaleti ise Çin sanayisinin adete kalbi pozisyonunda yer almaktadır. Virüsün bu şehirde ortaya çıkmasının ardından fabrikaların da birer birer kapanması dünyanın ikinci büyük ekonomisine sahip olan Çin'e ciddi bir darbe vurmuştur. Özellikle Avrupa ülkeleri teknoloji ve ara malları bu ülkeden ithal etmekteydi.

Çince'de kriz aynı zamanda fırsat anlamına da geliyor. Bu iki kavramı Türkiye özelinde değerlendirebiliriz. Geçtiğimiz günlerde ülkemiz iş insanları üzerine yapılan bir araştırmada, ithalatın Çin'den %42,2 oranında azaldığını söyleyen bir grup iş insanına karşın, ihracatın ise %35,7 oranında azaldığını söyleyen de başka bir grup var. Çin'in bu durumu ülkemiz için hem fırsat hem de kriz olarak görülebilir. Gelinen noktada ithalatını Çin'den yapan birçok AB ülkesi, gözlerini şimdi Türkiye'ye çevirerek Çin'den ithal ettiği birçok ürünü Türkiye'den almaya, pazar araştırması yapmaya başlamıştır. Almanya bu anlamda önde olan ülkedir. Krizi fırsata çevirebiliriz.

Doğu'da İran, Irak, Gürcistan… Batı'da da Yunanistan ve Bulgaristan sınır kapılarını kapatmasıyla kırılgan olan ülkemiz ekonomisi ve ticareti negatif etkilenmiştir. İlkokulda öğrendiğimiz neydi, 'Türkiye kendi kendine yeten bir ülkedir.' Şimdi daha iyi anlıyoruz değil mi üretimin ne kadar önemli olduğunu. İnek Sırbistan'dan, kuru fasulye Meksika'dan, mercimek Kanada'dan ve daha bunun gibi birçok mal yurt dışından geliyor artık. Ne yazık ki, hayvancılık da tarım da ülkemizde içler acısı durumdadır. Neyse konumuz bu değil.

Dijitalleşme

Son aylarda endüstri 5,0 (dijitalleşme) gelişmesi özellikle gündemde ve uluslararası teknoloji firmaları ve bazı ülkeler bu alanda ciddi atılımlar yapmaktadır; Avrupa'da Almanya, Asya'da da Japonya ve Çin dijitalleşme alanında AR-GE çalışmalarına hız vererek, yeni dünya düzeninde insan emeğini yapay zeka ile yer değiştirmeye başlıyorlar. Amerika'nın Çin'in yapay zeka alanında çalışan teknoloji devi Huawei firmasına nasıl baskı yaptığını, bu ülkeye ciddi yaptırımlar uyguladığını anımsayınız lütfen. ABD bu alanda da gücünü tekelleştirmek istiyor herhalde. Bunun korona virüsü ile ne alakası var dediğinizi duyar gibiyim. Şöyle söyleyeyim o zaman. Bana göre dünya bir deneyden ve denemeden geçirilmektedir. 5,0 ile dünya dijital toplum modeline doğru evrilmektedir. Dijital para, uzaktan eğitim, uzaktan opera, bale ve tiyatro gösterileri, oturduğun yerde bir tıkla kapına gelen pizzalar ve niceleri. Sağlığımız açısından tabii ki evde kal diyorum ben de. Evde kaldığımız süre boyunca kredi kartımızdaki sanal paraya dikkat edelim, birileri daha çok para harcamamızı istiyor olabilir. Görmediğin parayı harcamak kolay tabii ki. Büyük ilaç firmalarının ve ailelerinin- usta gazeteci Soner Yalçın 'Kara Kutu' kitabında bu aileleri deşifre etmektedir- kontrolünde olan Dünya Sağlık Örgütü, ne hikmetse koronavirüs sebebiyle kağıt para kullanmamamızı, dijital para kullanmamızı, temassız teknolojiye geçmemizi tavsiye etmektedir!!! (üç ünlem bırakıyorum, anlayana…)

İçinde bulunduğumuz mevcut durum dünyanın artık eskisi gibi olmayacağına işaret etmektedir. Yeni Dünya Düzeni dijital toplum modelini aşılamaktadır…