Kenan Evren 12 Eylül'ü yapmış, yeni anayasa hazırlıklarıyla demokratik hayata geçişi öngörüyordu. Ağzındaki baklayı çıkarttı:
-Demokrasi gitara benzer. Her telinden farklı bir ses çıkar.
Ne zaman 'demokrasi dedik, demokrasi hayata geçtik' çatık kaşlı devletin yumruğu geldi. Tansu Çiller'in Başbakanlığı döneminde de aynı Ak Parti dönemindeki 'Cumhuriyet Mitinglerine' benzer mitingler yapılmış adına 'Ata'ya Saygı' mitingleri denilmişti. Kürtçe olarak TBMM'de yemin etmeleriyle birlikte SHP'den ihraç edilen eski HEP'li yeni DEP'li milletvekilleri yaka paça tutuklanıp cezaevine gönderilirken Halkın Emek Partisi'nden sonra DEP'te kapatılmıştı.
28 Şubat'a geldiğimizde bu kez Türk siyasetinin sağ yanına cerrahi operasyon gerekliydi. Siyasi İslami hareketin Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi'nden sonra 3'üncü siyasi partisi Refah Partisi kapatılacaktı.
Şifreyi dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel verdi.
-Parti kapatmak siyasi terbiye modelidir.
Terbiye etmek parti kapatmakla oluyor zannıyla Refah'tan sonra Fazilet Partisi de kapatıldı. Ak Parti uçurumun kenarından döndü. DEHAP, HADEP kapatıldı. Türkü yeni baştan okundu. Yeni Partiler kuruldu. Devlet kandığı, siyasi partiler kaldığı yerden devam etti.
Türkiye'nin Birlik, Beraberlik Noktası mottosuyla yayın yapan haber kanalı BBNTürk televizyonunda hazırlayıp sunduğum Politik Adam programına katılarak 28 yıllık suskunluğunu bozan Ahmet Fehmi Işıklar; Kürt sorunu başta olmak üzere çeşitli konularla ilgili ilginç açıklamalarda bulundu. Sordum.
-Parti kapatmak bir terbiye modeli midir?
Işıklar şu cevabı verdi:
'Devletin resmi ideolojisini zorlayan benimsemeyen bütün partiler kapatıldı. Elimde Türkiye kapatılan partilerin listesi var. Türkiye kapatılan partiler mezarlığına döndü. Ama parti kapatmak doğru değil. Parti kapatarak terbiye etmek mümkün değil. Olmadığı da görüldü. Ne İslami siyaset dediğimiz siyaset damarı kesebildiler. Ne de emeği, barışı demokrasiyi savunan hareketlerin önünü kapatabildiler. Terbiye edemediler. Terbiye böyle olmaz. Terbiye karşıt görüşü geliştirerek olur. Sorunları çözerek olur.'
-Peki HEP Bir Kürt Partisi miydi?
-Bu parti Kürt Partisi'dir diyorlar. Ben şunu söylüyordum. Bu parti baskı sömürü ve zulüm altında olanların partisidir. En çok ben çok baskı, zulüm sömürü altında olanların partisidir. Buna rağmen (HEP) Kürt partisi diyorsanız en çok ezilen sömürü altında tutulan halk olarak Kürtleri görüyorsunuz demektir.
-Neden SHP'de kalmadınız. Yeni parti kuruldu?
-1991 yılında ayrılıp parti kurulmasaydı. Türkiye'nin başına gelmezdi. Ben hep şunu söylüyorum. Türkiye siyaseti yapmamız lazım. Bunun içinde Kürt sorunu da var. Bir çok sorun. SHP de kalmak gelecek için önemliydi. Bunu kabul ettiremedim. Ama olmadı sabote ettiler.
Seçim işbirliklerinin önünü kapatmamak için ben ayrılmadım. SHP'de kaldım.
-Silahlı mücadeleyi benimsemediniz. PKK size o zaman ne dedi?
-Silahlı bir çözümü uygun bulmuyordum. Yapım gereği… Halen de uygun bulmuyorum.HEP'i kurduğumuz zaman bizi ilk suçlayan PKK olmuştur. Avrupa temsilcisi 'Onlar kurduğu cezalandırılacaklar' diye açıklama yaptılar. İlk önce bizimle değildi.
Kapatılan Halkın Emek Partisi genel başkanı Ahmet Fehmi Işıkların söyledikleri yalnız bunlarla sınırlı değil. HDP yönetimine çağrıda bulundu:
MHP'yi ikna edin: Sayın Bahçeli HDP'nin kapatılmasını istiyor. Kendi dünya görüşüne göre haklı yönleri olabilir.Ben HDP'nin başındakilere sesleniyorum şimdi. Bahçeli'de dahil bütün aktörlerle konuşup onları ikna etmek gerekli. Yani onlarla tartışmak gerek. Biz kapatıldıktan sonra Erbakan dahil bir çok kişi kapatılmaya karşı çıktı. Diyalog eksikliği var. Birbirini anlamıyor. Empati eksikliği var. Siyaset konuşmak işi, konuşarak çözme işi…
HDP'nin Kapatılması: Çözülemedi. Bu kadar parti kapatıldı. Türkiye kapatılan Parti mezarlığına döndü, ancak çözüm olmadı. Çünkü sen düşünceyi değiştirmediğin sürece ya da İhtiyacı karşılamadığın sürece parti kapatmakla sorunu çözmüyorsun ki sorun duruyor.
Çözüm olsaydı. Kapatılan partilerden dolayı Türkiye güllük gülistanlık olurdu. O partiyi ikna etmek gerekli.
Diyarbakır Annelerini Toplayın: Ben, HDP yöneticilerin yerinde olsam Diyarbakır annelerini bir salonda toplar, onları dinlerim. Onların sorunlarını gündeme getirir, çözüm öneririm. Bu çözüm tek taraflı olmaz. Bir taraf öldürsün, bir taraf öldürsün demekle çözüm olmaz. MHP'ye bunun için söylüyorum. HDP yöneticileri MHP Genel Başkanıyla, Cumhurbaşkanı ile görüşmeli…
Empati Yapmak Lazım: İki tarafında empati yapmasını istiyorum. Cumartesi annelerin acısı büyük. Diyarbakır annelerin acısı da büyük. Ben acıyı yarıştırmıyorum ama bu acıyı paylaşmak, anlamak durdurmak, yok etmek lazım. Anne bu ya çocuğunu istiyor. Öbürü faili meçhulde gitmiş.
Peki aradan geçen 28 yıl sonra Fehmi Işıklar'ın bu açıklamaları ve çağrıları sayın Cumhurbaşkanı tarafından ve Ak Parti tarafından nasıl değerlendirecek?