Anadolu insanı en iyi Anadolu türkülerinde anlatılır. Milyonlarca yıllık geçmişi olan bu topraklardan süzülerek gelen, ayakta kalan, gücünü Anadolu toprağından alan medeniyetler kalıcı olmuştur; bu kalıcılık insan merkezlidir. İnsanı önemseyen, insanlığı öne çıkaran; yerel ve evrensel değerlere sıkı sıkı bağlı olan insanlık tarihinde dün yaşadı, bugün yaşıyor ve yarın da yaşayacaktır. Bu ince, hassas öz değerleri medeniyetler, türkülerinde destanlarında yaşatmıştır. Türk Milleti yaşadığı her toprakta medeniyete katkısını yaktığı türkülerde, söylediği destanlarda, kazıdığı taşlarda dile getirdi. Bilgiye inandı, düşüncenin gücüyle yüceldi, yarattığı sanatı ile doğduğu yerlerde insanlık dünyasına katkıda bulundu. Tarımda, hayvancılıkta, savaş sanayisinde, yönetim anlayışında, insana değer vermede tercih ettiği uygarlık anlayışı yaşadığı bu topraklardan beslendi.
Türk insanını besleyen bu uygarlık anlayışı bağımsızlık, girişimcilik, kendini keşfetme, özgürlük ve dünyaya meydan okuma özellikleriyle Türk- Altay Felsefesini hayata geçirmiştir. En somut örnekleri Kurtuluş Savaşı, Kurtuluş Savaşı sonrası sanayi hamleleri, kişiliğin öne çıkarıldığı eğitim ve Köy Enstitüleri;tabuların, korkuların yıkıldığı, Türk Tarihinin keşfedildiği devrimci hareketlerle öne çıktı. Bu dönemde Türk insanının önü açıktı. Sihirli değneğe ihtiyaç duymadan,olağanüstü şeyler yapmanıza da gerek kalmadan sadece milli karakterimizi öne çıkararak kalkınma hamlesi yapılmaya başlandı.Bu kalkınma hamlesinin cesur yürekleri politikacılar değildi; bilim insanları, eğitimciler ve sanatçılardı.Bu cesur insanlar yıllarca savaşları, işgalleri yaşadı; bu yaratıcı insanlar yıllarca Büyük Güçlerin gönderdikleri yardımlara muhtaç edildi. Cesurca sanayi hamleleri yapıp uçaklar, askeri araçlar, silah, mermi, top imal etmesine rağmen Türk Milleti, küresel ekonomik işgal güçlerine kurban edildi. O dönemde bunun adı Marshal yardımıydı. Ne yazık ki siyasi iç çekişmeler, öfke, ihtiras ve siyasetçilerin birbirlerine duydukları kin yüzünden, Türk insanının girişimcilik ruhu köreltildi.
Türk girişimcisi her defasında önündeki engelleri aşması bildi. Topluiğnenin yapılmadığı Birinci Dünya Savaşı yıllarında en gelişmiş sanayi hamlelerine imza attı. Koç Holding, Sabancı Holding gibi dev dünya şirketlerini kurdu. STFA'nın, OPET'in inanılmaz öyküleri bu topraklarda yazıldı. Anadolu'nu girişimci insanları sabırla, ilk günün heyecanıyla üretmeye devam etti. Anadolu'da yapılan her yatırım, açılan her fabrika, kader denilen sırtımıza yapışmış yoksulluk gömleğini fırlatıp attı. Anadolu'nun bozkırını bereketli topraklara çevirme savaşıydı. Hele günümüzde tarımın, hayvancılığın, sanayi üretimimin yok denecek kadar azaldığı bir dönemde, hepimizin korlaşmış yüreğine su serpen atılımların yapıldığını öğrendik. Yüreğimize su serpen, bozulmuş moralleri düzelten atılımların son örneğini Erzurum'dan idi. Devletten hiçbir katkı almadan, sırf kişisel girişimcilik ruhu, çalışkanlığı ve becerisiyle doğduğu kent olan Erzurum'a, şimdilik 130 kişilik istihdam sağlayan Erzurumlu yiğit insan, hemşehrimiz, arkadaşımız Muammer Cindilli'nin öyküsü de örnek öykülerdendi.
Bugün ak saçlarıyla, şehirde kanaat önderlerinden olan Muammer Cindilli, aynı zamanda 70 sonrası çatışma/ çekişme günlerinde Erzurum'un gençlik liderlerindendi. Bu ayrı bir öykü; ama Muammer Cindilli'yi yerinde ve zamanında aldığı kararlarla ülke çapında etkili isim yapan, işadamlığı kimliğidir. Bu tıpkı bir Milli Mücadele ruhunun devamıdır. Demirden dağları yarıp aşmaktır.
İlk adım, 1993 yılında atıldı Cindilli Otomotiv adıyla. KOÇ Holding ailesine dahil olup, Ford Bayiliği ile işe başlanıldı.Tam da o yıllarda duruşu, vefası, dadaşlık ruhuyla Muammer Cindilli, 'Erzurum'da kazanıp Erzurum'a yatırım yapacağım!' ilkesini hayata geçirdi.Ticari hayata adım böyle atılmıştı. Cesur girişimci 2005- 2009 yılları arasında ise Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüttü. Zor yılların adamı olan Muammer Cindilli, daha sonra dünyanın en büyük otomotiv sektörü VOLVO ile anlaşma sağladı ve Erzurum yepyeni bir servis, üretim ve temsilciliğine kavuştu. Böylesine dev bir markanın Erzurum sanayisinde olması, maddi getirisinin yanında önemli bir itibar katmıştı şehre. Tüm çalışanlarıyla müşterilerine eşit, mesafeli, samimi davranışı aslında CİNDİLLİ OTOMOTİV'İN ticari dehası olmuştu. Erzurum aslında böyle kalkınmalıydı. Tarihten getirdiği güven duygusu, cesareti ticari hayatta böyle temsil edilmeliydi.
CİNDİLLİ OTOMOTİV zoru başarmıştı. Artık dünyaya hitap eden farklı sektörlere ev sahipliği yapabilirdi. Doğu Anadolu bu adımlarla makus talihini yenebilirdi. Geldiğimiz noktada şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki bu gün atılan dev adım, başta Erzurum olmak üzere tüm Doğu Anadolu için övünç kaynağı oldu; çünkü 15 Haziran 2022 günü Erzurum'da,tamamı yerli sermaye, savunma sanayi bakımından ülkemizin en büyüğü, 32.000'den fazla ürünü Türkiye dahil 35'ten fazla dost ve müttefik ülkenin silahlı kuvvetleri ve güvenlik güçleri tarafından kullanılan 'OTOKAR' artık Erzurum'da idi. Evet, artık Cindilli Otomotiv dünyanın dev şirketi OTOKAR ile Erzurum'da tüm dünyaya hizmet verecekti. İnsan OTOKAR'ı tanıdıkça, bu yatırımın Erzurum ve Doğu Anadolu için ne kadar önemli olduğunu da kavrayacaktı.
OTOKAR tamamı yerli sermaye ile kurulmuş,savunma sanayimizin en büyüğü olmuş bir Türk şirketidir. Türk Milletinin övünç kaynağıdır. Bu topraklarda yaşayan herkes mutlaka OTOKAR'ın ürettiği araca bir şekilde binmiştir. Her gün yollarda gördüğümüz minibüsten, otobüse kadar; zırhlı, paletli ve amfibi savunma aracından treyler, hafif kamyon ve Altay Tankına kadar 33 bin ürün bugün bu topraklarda üretiliyor. Ürünlerini 60 ülkeye ihraç eden devasa şirketi 1963 yılında İzzet Ünver, Magirus-Deutz lisansı ile kurmuş, daha sonra da 1976 yılında Koç Holding ile ortak çalışmaya başlamıştır. Koç Holding ortaklığıyla birlikte şirket, dünyanın en önemli araç üreticisi konumuna gelmiştir. Araştırma Geliştirme (Ar-Ge) bütçesi en yüksek firma olmanın yanındaOtokar, otomotivde Türkiye'nin ilk bilgisayar destekli ve elektrikli otobüs tasarım uygulamalarına da imza atmıştır. Şirketin üretim yeri Sakarya/ Arifiye, genel müdürlüğü ise Küçükyalı'dadır.
15 Haziran 2022 Çarşamba günü Erzurum için önemli bir gündü. OTOKAR- Cindilli Otomotiv'in açılış günüydü. Savaşların, salgınların, üretimsizliğin halk üzerinde yarattığı moral bozukluğuna inat, Erzurumlu cesur yürek Muammer Cindilli doğduğu şehre yatırım yapıyordu. Tören de bu anlamda umut ışığı oldu. Coşkulu halk, üst düzey yetkililer heyecanla törene katılmıştı. Otokar Genel Müdür Yardımcısı Hasan Basri Akgül, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Fevzi Polat, İl Emniyet Müdürü Levent Tuncer, Yakutiye Belediye Başkanı Mahmut Uçar, Aziziye Belediye Başkanı Muhammet Cevdet Orhan, Pasinler Belediye Başkanı Ahmet Dölekli, Ticaret Borsası Başkanı Hakkı oral, ETSO Meclis Başkanı Saim Özakalın ve Erzurumlu işadamları katıldı. Törende iş adamı Muammer Cindilli kendisi için, tamamı yerli sermaye olan Otokar'ın sade bir bayilikten daha fazla değer ifade ettiğini, 130 çalışanı ile kent ekonomisine katkı yaptığını, hedeflerinin istihdam edilen personel sayısını artırmak olduğunu belirttikten sonra, bir de siteminden söz etti: 'Altay Tankımızı Otokar vücuda getirdi. Yazık ki kazandığı ihale iptal edilerek BMC tercih edildi. Aradan geçen bunca zamana rağmen ürün ortada yok. Ama bugün itibariyle Paris fuarında Arma 6x6 ve Tulpar 8x8 tanklarımız sipariş topluyor. Keşke 250 adetlik ihaleyi alan firma ya da kişiler de bir başarı hikayesi yazabilseydiler.'
Evet, haklı bir gurur, haklı bir sitem.
Devletten yeteri kadar yatırım imkanı alamayan tarihi şehrimizin var olan birkaç fabrikası da özelleştirildi. Birinci Dünya Savaşında çok önemli işler başaran silah, mermi, top, döküm gibi ağır silah imalatı görevini üstlenen 1071 Ağır Bakım Tamir Fabrikası, devletin katkısıyla modern bir silah imalathanesine dönüştürülebilirdi; ama ne yazık ki bu dev istihdam alanı da atıl hale getirildi. Özelleştirilen bazı fabrikalarımız için daha büyük yatırımlar beklerken ne yazık ki ürettiğimiz şekeri bile dışarıdan almaya başladık. Doğu Anadolu'muzda özel şirketlerin kayda değer büyük yatırımları yok, tarıma yönelik sanayimiz yok, hayvancılığa yönelik sanayimiz yok, kış turizmimiz yeteri düzeyde değil. Roma'dan, Bizans'tan, Selçuklu'ya kadar uzanan uygarlıklara ev sahipliği yapmış suskun ve sessiz Erzurum, sadece Üniversite yerleşkelerindeki nüfus ile hareketliliğini sağlıyor. Bu nedenle OTOKAR CİNDİLLİ şehre yeni bir soluk getirdi. Ahali de bunun bilincinde.
Tarihe mal olmuş iki güzel söz ile yazımı bitirmek istiyorum: Çiçero'ya, Roma İmparatorluğu nasıl yıkıldı? diye sorduklarında: 'İşi ehline vermedik!' demişti.
IV. Murat ise, 'Yardım almaya alışanlar emir almaya da alışır!' demişti.
Milli Mücadelede 'manda ve himaye' yi kabul etmemiştik. Milli gücümüzle Bağımsızlık Savaşını kazanmıştık. Biz, yardımlarla değil kendi insanımızın gücüyle kalkınmalıyız.
Tıpkı Mustafa Kemal Atatürk'ün yaptığı gibi.