İnsan merkezli, sanat merkezli eğitim
arayışlarına katkı Köy Enstitülerinde.
Fakir BAYKURT
'Edebiyat, düşünce, duygu, olay ve imgeleri güzel ve etkili biçimde anlatan söz sanatıdır. Ayrıca bu sanatın ilkelerini, kurallarını ve bu yolda oluşturulmuş ürünleri inceleyen bir bilgi dalıdır (Atilla Özkırımlı, Açıklamalı Edebiyat Terimleri Sözlüğü, s. 55-56).'
Atatürk'e göre; 'Edebiyat, her insan topluluğunu ve bu topluluğun bugününü ve geleceğini koruyacak olan her kuruluş için en önemli eğitim araçlarından biridir. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı, edebiyat öğretiminde şu noktalara özellikle önem ve değer vermelidir:
* Türk çocuğunun kafasını, yaradılışındaki dikkat ve itinaya göre oluşturmak; Güzel korunan Türk kafa ve zekalarını açmak, yaymak, geliştirmek. Yetenekli Türk çocuk kafalarına pozitif bilim ve maddi teknik kavramlarını kurumsal ve pratik araçlarla yerleştirmek.
* Türk kafalarındaki yetenekleri, Türk karakterindeki sağlamlıkları, Türk duygularındaki yükseklik ve genişlikleri, kendilerini hiç zorlamadan doğal bir biçimde ve olduğu gibi anlatıma onları alıştırmak.
Bunlar yapılınca sonuç şu olacaktır: Türk çocuğu konuşurken onun söyleyiş ve anlatım biçimi, Türk çocuğu yazarken onun anlatım ve söyleyiş özelliği (üslubu), kendisini dinleyenleri, onun yürüdüğü yola götürebilecek bu yeteneği sayesinde, Türk çocuğu kendisini dinleyenleri veya yazısını okuyanları peşine takarak yüksek Türk ülküsüne iletebilecek ve ulaştırabilecektir. Bu edebiyat anlayışı, böyle bir edebiyat öğretimi sayesinde, edebiyat amacına ulaşabilir (ABE 29, s. 206).'
Edebiyatın amacına ulaşabilmesi için öğretmenlerin hem yerli hem de dünyaca ünlü eserleri, yazarları okuyup tanımaları ve öğrencilerine de okutup tanıtmaları gerekmektedir. Öte yandan sözlü ve yazılı anlatım uygulamalarıyla öğrencilerin konuşma ve yazma yeteneklerini geliştirici teknikleri de kavratmalı ve bunları uygulamalarını sağlamalıdırlar.
Sınıfta yazılı anlatım (kompozisyon) çalışmaları yaparken şu yöntemi uygulamaktaydım: Tahtaya bir olay cümlesi yazar, her öğrencinin bu cümleye ekleyeceği cümleleri ilave ederdim. Böylece bir paragraflık bir metin ortaya çıkardı. Öğrenciler, ana düşünce; giriş, gelişme, sonuç bölümleri ve bir düşüncenin ya da olayın işlenişini daha kolay öğrenmişlerdi.
İşte Köy Enstitülerinde, Atatürk'ün gösterdiği bu yolda bir edebiyat eğitimi ve öğretimi uygulanmaktaydı. Enstitülerin zengin kitaplıkları bulunuyordu. Öğrenciler, her yıl en az yirmi beş kitap okuyor, bunları tanıtıyor, bunlar üzerinde tartışıyorlardı. Böylece hem yerli hem de dünyaca ünlü yazarları, yapıtları tanıyorlardı. Kendileri de şiir, öykü, köylerinde gördüklerini, gözlem ve incelemelerini yazıyorlardı. Bu nedenledir ki:
'17 Nisan 1940'ta kurulan Köy Enstitüleri, toplumcu kültür ile birlikte toplumcu şiirin de benimsenmesinde, yaygınlaşmasında, gelişmesinde etkili bir kurum olmuştur. Şiire köy ve köylüler girmiştir. Köyün sorunları, büyük bir önemle ele alınmaya başlanmıştır. Edebiyatımızda Köy Enstitülü şairler ve yazarlar olarak anılan birçok sanatçı daha bu dönemde öğrenciliğin yanı sıra etkili bir şairdir (Mehmet Altınkaynak, Edebiyatımızda 1940 Kuşağı, s. 92).'
Köy Enstitüsü çıkışlı öğretmenlerin içinde azımsanmayacak sayıda, öykü, roman deneme, eleştiri yazarları, araştırmacı vb. sanat erleri bulunmaktadır. 'Bunların hemen tümü, köylülükten gelmedir, hemen tamamı ortakçı, yarıcı, topraksız ya da az topraklı yoksul köylü, küçük ve orta ölçeklitoprak sahibi köylü ailelerinin çocuklarıdır (Mehmet Bayrak, Köy Enstitülü Sanatçılar ve Eserleri, Yeni Toplum dergisi, Köy Enstitüleri Özel sayısı, s. 169, 5 Nisan 1976).'
Köy Enstitülü yazar ve şairler, köy konusunu, köyün ve köylünün sorunlarını ele almış; köyü, köylüyü aydınlatmaya, bilinçlendirmeye, uyandırmaya çalışmışlardır. Bunlar kendi yaşadıkları yörelerin sesi olmuşlardır. Köy kökenli ve Köy Enstitüsü çıkışlı şair ve yazarların ortak özellikleri, toplumcu ve gerçekçi sanat anlayışına sahip olmalarıdır. Bunların her birinin çok sayıda yapıtları bulunmaktadır ve Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatına, özellikle 1940'tan sonra damgasını vurmuşlardır. Köy Enstitülü şair ve yazarların tüm eserlerini bu yazıya sığdırmak olanaklı değildir. Sanatçıların birkaç yapıtını vermekle yetineceğiz. Sayın Mehmet Bayrak'ın saptadığı ve Yeni Toplum dergisinde (s. 172-266) yer alan sanatçılar ve sanat anlayışları ile ilgili bilgiler kısaca şöyledir:
DURSUN AKÇAM: Sanatı, toplum hizmetinde bir araç olarak görmektedir. Taş Çorbası (öykü), Kanlı Derenin Kurtları (roman), Kan Çiçekleri (belgesel) önemli yapıtları arasındadır.
TALİP APAYDIN: Çifteler Köy Entitüsü ile Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsünün bitirmiştir. Eserlerinde köylünün özlemlerini, arayışlarını, karşılaştığı güçlükleri, olanaksızlıkları ele almıştır. Susuzluk (şiir), Sarı Traktör ( roman), Karanlığın Kuvveti (anı) önemli yapıtları arasındadır. Ayrıca çocuk kitapları da vardır.
BEHZAT AY: Toplumsal gerçekçilik ve psikolojik olayları ele alarak köyü ve köylüyü uyarmak, etkilemek istemiştir. Köyden Geliyorum (köy notları), Dor Ali, Sürgün(roman) başlıca yapıtlarıdır.
MEHMET BAŞARAN: Kepirtepe Köy Enstitüsü ile Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü çıkışlıdır. Yazmaya şiirle başlamıştır. Başaran, şiir insan gerçeğine, toplumsal gerçeğe en vurucu biçimi vermektedir; şiir gücünü oluşmakta olan tarihten, gerçek insanın yaşamından, insanın önüne çıkansorunlara verilen karşılıktan alır, diyor.
FAKİR BAYKURT: Isparta-Gönen Köy Enstitüsü çıkışlıdır. Baykurt, yapıtlarında gözlemci, çözümcü, toplumsal eleştirici ve devrimci bir tavırlar sergilemiştir. Ona göre sanatçı, en önde dövüşen devrimcinin yanında yer almalıdır. Romanlar, öyküler, şiirler okuru, yaşama karşı devrimci tavırlı yapmalıdır. En ünlü yapıtı Yılanların Öcü'dür. Bu yapıtı sinemaya da aktarılmıştır. Onuncu Köy, Irazca'nın Dirliği, Tırpan, Kaplumbağalar başta pek çok yapıtı bulunmaktadır. Son romanı Eşekli Kütüphane'dir
ADNAN BİNYAZAR: Dicle İlk Öğretmen Okulunu (önce Köy Enstitüsü) bitirmiştir. Deneme, eleştirime, inceleme yapıtlarıyla ünlenmiştir. Binyazar'a göre sanat, toplumu bilinçlendirmelidir. Toplumsal ve tarihsel gerçekler, sanatın bilinçlendirmesi gerektiğini zorunlu kılar. Yazma Sanatı, Dedem Korkut, Toplum ve Edebiyat, Atatürk Yolunda 40 Yıl önemli yapıtlarıdır.
ÜMİT KAFTANCIOĞLU: Cilavuz İlk Öğretmen Okulunu (önceden Köy Enstitüsü) bitirmiştir. Yapıtlarında kendi yaşamından ve çevresinden, köyden kesitler vardır. Doğu Anadolu köylüsünün çeşitli sorunlarıyla savaşımını yerel ağız ve folklor ögeleriyle yaratıcı ve çarpıcı biçimde anlatmıştır. Hakullah (röportaj), Çarpana (öykü), Altın Ekin(inceleme), Tek Atlı Tekin Olmaz (masal) gibi eserleri bulunmaktadır. Kaftancıoğlu, 1980'de elim bir suikasta kurban gitmiştir.
HASAN KIYAFET: Kıyafet'e göre her sınıfın bir sanat anlayışı vardır. Burjuva sınıfının sanat anlayışı bireyseldir, kendini eğlendirmeye, çalışanı uyutmaya yöneliktir. Burjuva sanatının karşısında devrimci sanat vardır: İyiye, güzele dönük her türlü sömürüye karşı, emeği yüce değer bilen bir sanat anlayışıdır. Gomünis İmam (roman), Baraç (öykü), Çingene Çocuğu ( çocuk kitabı) Kıyafet'in yapıtlarıdır.
EMİN ÖZDEMİR: İnceleme, deneme, eleştiri türlerindeki çalışmalarıyla tanınır. Türkçenin arılaştırılması konusunda önemli bir yeri vardır. Özdemir'e göre sanat, insanoğlunu, insanoğluna tanıtmaya yönelik yaratıcı bir edimdir. Yazma Tekniği, Türkçe Öğretimi, Yazmak Sanatı, Dil Devrimimiz, Etkili ve Güzel Konuşma Sanatı gibi eserleri bulunmaktadır.
MAHMUT MAKAL: İvriz Köy Enstitüsü çıkışlıdır. Bizim Köy adlı yapıtıyla ünlenmiştir. Makal'a göre sanat güdümlü olmalıdır. Yani, sanat, köyü, köylüyü, işçiyi, emekçiyi ve bu kesimlerin karşılaştığı sorunları ele almasına; bu kesimlerin bilinçlendirilmesine, aydınlatılmasına yöneltilmelidir. Memleketin Sahipleri, Kalkınma Masalı, Kamçı Teslimi, 17 Nisan, Yer Altında Bir Anadolu gibi yapıtları bulunmaktadır.
OSMAN ŞAHİN: Güneydoğu Anadolu ağalığının acı ve çarpıcı gerçeklerinden yararlanmış ve köy emekçilerinin yaşamını ele almıştır. Kırmızı Yel, Acenta Mirza (öykü) adlı yapıtları önemlidir.
ALİ YÜCE: Düziçi Köy Enstitüsünü bitirmiştir. Toplumcu şairlerimizdendir. Yüce'ye göre toplumcu sanat, doğayı ve toplumu değiştirmeyi amaçlamalıdır. Bu açıdan toplumcu sanat devrimcidir. Yüce'nin yapıtları arasında Boyundan Utan Darağacı, Halk Çağı, Şiir Sıcağı, Antakya Çarşıları (şiir kitapları) bulunmaktadır.
ŞEVKET YÜCEL: Düziçi ve Dicle Köy Enstitülerinde okudu. Öykülerinin konularını yaşadıklarından, gördüklerinden almış ve Anadolu insanının dramını vurgulamıştır. Yücel'in amacı, insana verilmesi gereken değeri ve sevgiyi sunmaktır. Tuttuğu yol ise toplumsal gerçekçiliktir. Toplumsal ve kültürel yaşamımıza derinlemesine bakıp eleştirmiştir. Öyküleri Görmeden Gidenler, Güneşin Parmakları; şiirleri Kış Gölgesi; denemeleri Kendini Yenilemek, Cumhuriyet Yönetiminin Kalkınmadaki Yeri'dir.
ALİ DÜNDAR: Pazarören Köy enstitüsü ile Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsünü bitirdi, yazmaya Köy Enstitüsünde başladı, yazıları basında ilk çıkan enstitülülerdendir. Değişik konularda on kitabı bulunmaktadır: İlk Öpücük, Ekmek Kokusu, Kemalizm'i Doğru Anlamak, Dil ve Bilinç, Kemalizm ve Din, Dil ve Düşünce, Eğitim ve Dil yapıtlarından bazılarıdır.
Yukarıda adı geçenlerden başka edebiyatımıza katkıda bulunan şairler ve yazarlar da vardır. Bunlardan kimilerinin adları ve alanları şöyledir:
Şiir türünde ürün verenler: Recep Bulut, Nebi Dadaloğlu, Hazım Zeyrek, Haşim Kanar, Mecit Aşkın, Maksut Doğan, Fehmi Salık, Enver Atılgan, Şerif İken, Vehbi Polat, Osman Bolulu, Hüseyin Avni Tatar, Mehmet Adem Solak, Hasan Turan, Arif Arslan, Ahmet Uysal, Aydın Aydemir gibi şairlerdir.
Anlatı, deneme, inceleme, eleştiri türünde ürün veren yazarlardan bazıları: Selahattin Şimşek, Hayrettin Uysal, Ali Kemal Gözükara, Mahmut Yağmur, Mustafa Şanlı, Arif Baş, Hüseyin Sezgin, Ahmet Köklügiller, Ali Çiçekli, Refet Özkan'dır.
Yukarıda adlı geçenlerin arasında olmamakla birlikte Köy Enstitüsünde okumuş olan Etem Basınoğlu ve İbrahim Gürşen Kafkas'tan da söz edeceğim:
ETEM BASINOĞLU: Hasanoğlan Köy Enstitüsünü bitirmiş, yıllarca öğretmenlik ve yöneticilik yapmıştır. Okula Duyulan Özlem (öykü), Yaşam Kavgası (roman) adlı yapıtlarında köyü ve köylünün sorunlarını dile getirmiştir. Ayrıca Çeşitli Yönleriyle Kırşehir adlı bir araştırması da bulunmaktadır.
İBRAHİM GÜRŞEN KAFKAS: Mardin Dicle Köy Enstitüsünde, Mardin Lisesinde, Gazi Eğitim Enstitüsünde okumuş, 1985'te yılın Öğretmeni seçilmiş; elli altı yıllık eğitim ve yöneticiliğinde başarılı çalışmaları nedeniyle çok sayıda plaket, teşekkür, onur belgesi ve başarı beratı ile ödüllendirilmiştir. 2001'den bu yana başta Cumhuriyet gazetesi olmak üzere çeşitli gazete ve dergilerde yazıları ve şiirleri yayımlanmaktadır. Kafkas'ın anı, tiyatro, şiir, deneme, araştırma ve mesleki alanda kırkı aşkın yapıtı bulunmaktadır. Yapıtlarından birkaçının adı şöyledir: Esintiler, Cumhuriyet ve Toplumsal Şiirler, Öğretmene Şiirlerim (Şiir); Öğretmen Şiirleri Antolojisi; Karanlıklar Göz Kırptı, Bitmeyen Işık Atatürk, Kardelenlerin Gözyaşı (tiyatro) Taşın Bilinci Mardin, Sevgiyle Yaşamak, Ya Türkçe Giderse (derleme); Yeniden Köy Enstitüleri (Araştırma), Türkiye'de Eğitim ve Öğretmen; Çağlar Boyu Özdeyişlerle Kadın.
'Edebiyatın kalkışmasında, toplumcu edebiyatın halkla bütünleşmesinde ve Türkiye'de bir okuyucu kuşağının oluşmasında önemli bir dönemeç olmuştur Köy Enstitüleri (M. Bayrak, age. s. 266).'
KÖY ENSTİTÜLERİ, DÜŞÜN VE YAZIN YAŞAMINDA TOPLUMA YENİ BİR ANLAYIŞ BİÇİMİNİN KAPILARINI ARALAMIŞTIR.