Sosyolog & uzm. psikoterapist

Geçen yazımızda biraz geniş manada kadere taalluk eden hallere bakmışken simde biraz daha cüz-i iradenin esrarı üzerine yoğunlaşalım.

Descartes’in baş ucu edilmesi gereken “felsefenin ilkeleri” adlı eserinde diyor ki: “….ve fırsat düşünce gerçek cesaretten daha çok kendini göstermektedir.  Aynı suretle müsrifler cömertlerden daha fazla itibardadırlar. Hakikaten dindarlıkta taassup gösteren namuslu kimseler de mürailerle hurafeperestler kadar dindar şöhreti kazanamıyorlar. Gerçek faziletlere gelince onlarında hapsi gerçek bir bilgiden gelmez. Bazen eksiklik veya yanlışlıktan doğanları da vardır. Böylece çok zaman sadelik iyiliğin sebebi olduğu gibi, çok zaman da korkudan sofuluk, umutsuzluktan cesaret doğar. ……. Yalnız kaba hayvanlardır ki, durmaksızın vücudlarını besleyecek gıdalarını aramakla uğraşır. Çünkü bütün işleri vücutlarını korumaktır. Ama varlığının başlıca bölümü ruh olan insanların temelli düşüncesi, ruhun gerçek gıdası olan bilgeliği aramak olmalıdır…

Bizim inanç dünyamızdan baktığımızda onlarca ayette düşünmez misiniz?, aklınızı kullanmaz mısınız?, demektedir. Yine başka bir kaç ayette Allah kerim deyip dessas şeytan sizi aldatmasın,  Yine başka bir yerde kim zerre kadar iyilik yaparsa karşılığını görecek, kimde zerre kadar kötülük yaparsa karşılığını görecek diyor.  Yine başka bir ayette siz iman ettim dedikten sonra imtihanın biteceğini mi sandınız? diyor. Yine başka bir ayette o zor yokuşu tercih etmedi, zor yokuş nedir bilir misin? diye zor yokuşa talip olmayı ve talip olanları anlatıyor.  Cüz-i iradeye en çok kazandıran ve kaybettiren nefis, öfke ve eneye dengeli bir hakimiyet kurabilmektir.  Araba kullanmak gibidir aslında biraz bu işler. Nerede hız yapılır, nerede araç rölantiye alınır, nerede ve ne zaman vites yükseltilir veya düşürülür.  Belli bir idrak seviyesinden bunları söylemenin ötesinde genç ve körpe dimağların gözlerinin içine baktığı öğretici belletmen ve öğretmenlerimiz işin hakkını veremediği müddetçe suyu, havası ve toprağından eksik beslenen canların vebali üzerlerinde…

HARMAN YERİ

Tarih  ve talihin değirmeninde bizler birer  taneler

Tek tek, sıra sıra gelir değirmene taneler

Harmancı harman yerinde savurur taneler

Un, ekmek olmak varken zayii olur bazı taneler
 

Mevsimler gibi döner hayat

Tarih ve talih yapar hasat

Kimine bayram, kimine zindan

Harmanyeri savrulur kalır hasat