Sosyolog & uzm. psikoterapist

Analitik psikolojinin kurucusu İsviçreli Carl Gustov Jung şöyle diyor:
 

“Hayat gerçekten 40 yaşında başlar, o zamana kadar sadece araştırma yaparsınız. Orta yaş aşırı baskın bir egoyu bırakma ve insan varlığının daha derin önemini düşünme zamanıdır. Siz yaptıklarınızsınızdır. Yapacağınızı söylediğiniz şeyler değil” diyor.
 

Çok önemli bir vurgu yapıyor jung. Hayatta her şeyin olgunluk seviyesi sevgi ve hürmete layıktır. Her meyvenin ve sebzenin olgunluk dönemi hasat zamanıdır. Muhtaç sinelerin uğrunda ter akıttığı, çile çektiği, sıkıntılara katlandığı nimetler olgunluğunun zirvesinde iken seve seve bedeller ödenir… Ham meyvelere el uzatılmadığı gibi, ham ruhlarda öyledir. İnsanlar ham ruhlardan köşe bucak kaçar. Çünkü ham ruhlar bulundukları her ortama huzursuzluk ve sıkıntı yaratırlar… Kırk yaşına varıncaya kadar çekilen ruh ve fikir çilelerini çekenlere sormalı… Egoyu bırakmak o kadar kolay mı?... Dünyanın en zor işi. Bütün fırtınalar, yıkılıp dökülmeler, kavgalar, gürültülerin önünde ve arkasında ego savaşları vardır. Egoyu bırakma ve insan varlığının daha derin önemini düşünmek için hayata ve insanlığa egosuz bakabilmek büyük bir müşkülatlı sırrı çözmüşlük safhası ve zamanıdır… Egosuz insan melektir, egosuz insan olmaz ama: Egolarını aklının, ruhunun, kalbinin, şefkat ve merhametinin, ilminin ve irfanının önüne geçirmeden dengeli bir muvazene ve bütünlük içinde olabilmektir mesele…
 

Ne hikmettir ki bizim peygamberimize de peygamberlik kırk yaşında geliyor… Ve yine Ahkaf suresi 15. Ayette şöyle diyor: “Biz insana anne ve babasına güzel muamele etmesini emrettik. Zira annesi onu nice zahmetlerle karnında taşımış ve nice güçlüklerle doğurmuştur. Çocuğun anne karnında taşınması ve sütten kesilmesi 30 ay sürer. Nihayet insan gücünü kuvvetini bulup daha sonra 40 yaşına girince “Ya Rabbi” der Gerek bana, gerek anne ve babama lütfettiğin nimetlerine, şükür yoluna beni sevk et. Senin razı olduğun güzel iş yapmaya beni yönelt ve bana salih  dine bağlı makbul nesil nasip eyle. Rabbim senin kapıma döndüm ve sana teslim olanlardanım” der.
 

Her insanın bebeklik, çocukluk, gençlik ve yaşlılık dönemleri olduğu gibi insanlık tarihinin de bebeklik, çocukluk ve gençlik dönemleri yaşanmış olup artık insanlık tarihi olgunluk dönemini yaşamaktadır. Kan ve gözyaşının olanca hızıyla üzerimize sağanak sağanak yağması olgunluğun mesuliyet duygusunun hakkı verilemediğinden ve egolara yenik düştüğümüzden… Kırklara ve kırkının hakkını veremeyenlere büyük mesuliyetler var…