İşsizliğin çeşitli tanımları yapılmıştır. 20. Yüzyıl başına kadar işsiz kavramı 'iş yapma becerisi ve kabiliyetine sahip olmadığı için bir meslek edinmemiş veya iş bulamamış insanlar tanımlanırdı. Çağımızda ise işsizliğin yaşanan ülkenin ekonomik ve yapısal olgularından kaynaklandığı kabul edilmektedir.

Bu bağlamda bakıldığında işsiz kavramı, çalışma istek ve yeteneğinde olmasına ve geçerli çalışma ve ücret koşullarına göre emeğini sunan ancak, sosyal, ekonomik, politik ve benzeri nedenlerle isteği dışında iş bulamadığı için çalışma olanağı bulamayan kişiyi tanımlamaktadır.

Ekonomik açıdan işsizlik ise, emek arzının emek talebinden daha yüksek olduğu bir ülkede, emek arzı ile talebi arasında doğan farktır.

1982 yılından bu yana Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) On üçüncü Çalışma İstatistikçileri Konferansında, işsizliğin uluslararası standart tanımı şu üç unsur üzerine oturtulmuştur:

1) İşsiz olma,

2) Halen çalışmaya elverişli bulunma,

3) Bir iş talep etme, şeklinde sıralanmaktadır.

Yukarıdaki unsurlara göre işsiz, belirli bir gün ya da hafta zarfında, belirli bir yaş dilimi içinde yer alan şu kategorilere dahil kimseler işsiz kabul edilir.

- İş akdi sona erdiğinden yahut geçici olarak tatil edildiğinden dolayı istihdama elverişli hale gelen, herhangi bir işe sahip olmayan ve ücretli bir iş arayanlar,

- Daha önce hiç istihdam edilmemiş veya bundan önceki statüsü, bağımlı olmayan, yahut tekaüt edilmiş, muayyen bir devre zarfında çalışmaya elverişli şahıslar,

- Muayyen devreye nazaran ileriki bir tarihte yeni bir işe başlamak hususunda anlaşma yapmış olup da, hali hazırda bir işe sahip olmayan ve çalışmaya elverişli şahıslar,

- Geçici veya belirsiz bir süreyle ve kendilerine herhangi bir ödeme yapılmadan tenkisata tabi olan kişiler.