Korona virüsü nedeniyle her ülkede Hükümetler karşılıksız para basarak piyasaya sürdüler. Ekonomiyi işler halde tutmak amacıyla gerçekleşen bu durum IMF, Dünya Bankası ve diğer uluslararası kuruluşların bilgisi ve genel kabulü içinde gerçekleşti.

Mart ayı içinde uygulanmaya başlayan bu durum uluslararasında yapılan tespitlere göre 2 Trilyon doları geçmişti. Tüm ülkelerde yaşanan bu durum nedeniyle para basmada hala önemli bir varlık faktörü olan altının değerinin yeniden belirlenmesi gereğini doğurdu.

Bu nedenle son günlerde dünya piyasalarında altının fiyatı hızla yükselmeye başladı. Bu yükseliş bazı ülkelerin dış ticaret açıkları ve uluslararası borçları nedeniyle paralarının değeri dolar ve Euro karşısında düştüğü için daha hızlı ve fazla miktarda olmaktadır. Bu durum ülkemizde yaşanan altın fiyatındaki artışın dünya piyasalarından daha fazla olmasına neden olmaktadır.

Tüm ülkelerde ekonomik sorunlar hızla artmaktadır. Bu nedenle tüm ülkeler gerginlik ekseninde algı oluşturacak tehlikeli ilişkilere yönelmektedir. Gelişmiş ve kendini dünya düzenini sahibi gören bazı ülkeler bu durumdan hem ekonomik sorunları aşmak hem de yani kazanımlar elde ederek güçlerini yürütmek amacıyla süreci yönetme gayreti ve telaşı içine giriyorlar.

Türkiye gerginlik ekseni olarak seçilen bir Akdeniz ülkesi olarak önemli bir role sahip olduğu gibi çok etkin ve tehlikeli risk altındadır. Bu durumun iyi analiz edilerek milli birlik ve berberlik anlayışı içinde olmamızı sağlayacak öneriler alınmalı, döviz kurlarında ve altın fiyatlarında bunalım yaratacak kararlardan ve uygulamalardan kaçınılmalıdır. Şu anda fısıltı olarak yayılan haberlerin kokusu bu tehlikeli yaklaşımı işaret etmektedir.