Merkezi yönetim bütçesinin 2021 yılındaki gelir tahsilatı ile giderlerini (2021 yılı toplam gelir: 1 trilyon 407 milyar 399 milyon TL, toplam gider: 1 trilyon 599 milyar 642 milyon TL, bütçe açığı: 192 milyar 244 milyon TL) iller itibariyle karşılaştırma kapsamında konuya ilişkin çeşitli rakamsal verileri sunmadan önce; Hazine ve Maliye Bakanlığının bu husustaki dip not açıklamasının (Bakanlıkların merkez muhasebe birimlerince tahsil edilen ve ödenen tutarlar il ayrımına tabi tutulmaksızın 'merkez' satırında yer almaktadır.) dikkate alınmasının doğru analiz yapmaya katkı sağlayacağını ve 2021 yılında gelirlere ilişkin merkez tahsilatının toplam tahsilat içindeki payının yüzde 9,99, merkezce ödenen tutarların toplam giderler içindeki payının ise yüzde 61,99 olarak gerçekleştiğini hatırlatalım ve toplam bütçe gelirlerinin toplam bütçe giderlerini (merkez tahsilat ve giderleri dahil) karşılama oranının ise yüzde 87,98 olduğunu, 2020 yılında ise bu oranın yüzde 85,44 olarak gerçekleştiğini, vergi gelirlerinin toplam bütçe gelirleri içindeki payının ise 2020 yılında yüzde 81,02 iken 2021 yılında yüzde 82,76' ya çıktığını belirtelim.

Toplam 81 il içinde kendi giderlerini kendi gelirleriyle (vergi ve diğer gelirler) fazlasıyla karşılayan il sayısı 17'dir. Bu iller ve giderlerini gelirleriyle karşılama oranları şöyledir: Kocaeli (% 964,35), İstanbul (% 830,47), İzmir (% 482,87), Zonguldak (% 292,30), Tekirdağ (% 289,11), Hatay (% 262,23), Mersin (% 232,12), Bursa (% 217,06), Yalova (% 179,48), Ankara (% 152,92), Antalya (% 126,80), Muğla (% 118,09), Manisa (% 115,70), Aksaray (% 112,76), Denizli (% 110,97), Karabük (% 106,98) ve Çanakkale (% 105,75). 2020 yılında ise bu konumdaki il sayısı 11 iken bu listeye ilave olarak 2021 yılında Antalya, Muğla, Aksaray, Denizli, Karabük ve Çanakkale illeri girmiş ve ilk 3 ilin sıralaması değişmemiştir.

Diğer 64 ilin durumları ise şöyledir: Giderinin % 10'una kadarını karşılayan il sayısı (3), % 10-19 (11), % 20-29 (13), % 30-39 (8), % 40-49 (7), % 50-59 (9), % 60-69 (6), % 70-79 (4), % 80-89 (1),% 90-99 (2). Bu sıralamaya bakıldığında; kendi giderlerini kendi gelirleriyle karşılamaya en yakın performans gösteren diğer iller; Adana (% 97,88), Rize (% 91,21) ve Gaziantep (% 81,20) olarak dikkat çekerken, Tunceli (% 8,63), Hakkari (% 7,04) ve Şırnak ise (% 5,85) performansı en düşük iller olmuştur.

Toplam gelir tahsilatı içindeki payı yüzde 1 veya daha fazla olan 10 il ve payları şöyledir: İstanbul (% 39,39), Ankara (% 11,42), İzmir (% 9,75), Kocaeli (% 8,07), Bursa (% 2,35), Mersin (% 2,04), Hatay (% 1,79), Antalya (% 1,21), Tekirdağ (% 1,06), Adana (% 1,01) ve Merkez (% 9,99). Bir başka ifadeyle bu 10 ilin ve merkez tahsilatının toplamı; toplam gelir tahsilatının yüzde 88,08'ini, diğer 71 il ise toplam gelir tahsilatının ancak yüzde 11,92'sini oluşturabilmektedir. Konya (% 0,74), Zonguldak (% 0,65), Manisa (% 0,59), Gaziantep (% 0,59), Kayseri (% 0,55), Samsun (% 0,54) ve Muğla ise (% 0,51) toplam gelir tahsilatı içindeki payları yüksek diğer iller olarak dikkati çekmektedir. Kendi giderlerini kendi gelirleriyle karşılamakla birlikte toplam gelir tahsilatı içindeki payı yüzde 1'in altında kalan illerden olan Zonguldak, Manisa ve Muğla'nın belirtilen oransal katkılarının yanı sıra bu kapsamda olan Denizli ili yüzde 0,43, Çanakkale ili yüzde 0,31, Yalova ili yüzde 0,22, Aksaray ili yüzde 0,17, Karabük ili ise yüzde 0,14 oranında bir katkı sağlayabilmiştir. Toplam gelir tahsilatı içinde payı en düşük iller olarak; Iğdır, Tunceli ve Gümüşhane yüzde 0,02 oranıyla, Bayburt ve Ardahan ise yüzde 0,01 oranıyla sıralamanın sonunda yer almışlardır (Toplam gelir tahsilatı içindeki payı yüzde 1 veya daha fazla olan illerin sayılarının yıllar itibariyle durumu: 2016:7, 2017:8, 2018:9, 2019:8, 2020:8, 2021:10).

Toplam gelir tahakkuklarının tahsilata dönüşme oranı (tahsilat/tahakkuk) yüzde 63,59'dur. Merkezde bu oran yüzde 89,33'dür. Üç büyük ilimizdeki oranlar ise şöyledir: İstanbul (% 63,11), Ankara (% 61,01) ve İzmir (% 68,95). Bu oran; en yüksek Tunceli (% 81,94), Kocaeli (% 81,31) ve Zonguldak (% 78,64) illerinde, en düşük ise Kilis (% 16,75), Kars (% 14,87) ve Mardin (% 11,28) illerinde gerçekleşmiştir.

Toplam vergi tahakkuklarının tahsilata dönüşme oranı ise yüzde 77,62'dir. Merkezde bu oran yüzde 100'dür. Üç büyük ilimizdeki oranlar ise şöyledir: İstanbul (% 80,91), Ankara (% 71,26) ve İzmir (% 82,35). Diğer illere bakıldığında ise bu oran; en yüksek Kocaeli (% 90,29), Mersin (% 86,45), Zonguldak (% 85,83), Tunceli (% 84,49) ve Hatay (% 83,57) illerinde, en düşük ise Şırnak (% 30,89), Mardin (% 21,78), Kilis (% 18,80) ve Kars (% 17,87) illerinde gerçekleşmiştir.

En fazla vergi tahsil edilen ilk 20 ilin vergi tahsilatı toplamının toplam vergi tahsilatı içindeki payı yüzde 92,80 olup, bu illerin payları ise şöyledir: İstanbul (% 44,54), İzmir (% 11,43), Ankara (% 10,97), Kocaeli (% 9,46), Bursa (% 2,64), Mersin (% 2,37), Hatay (% 2,06), Antalya (% 1,23), Tekirdağ (% 1,23), Adana (% 1,09), Konya (% 0,76), Zonguldak (% 0,75), Manisa (% 0,67), Gaziantep (% 0,64), Samsun (% 0,59), Kayseri (% 0,59), Muğla (% 0,51), Denizli (% 0,47), Balıkesir (% 0,43) ve Trabzon (% 0,37). Merkezin, toplam vergi tahsilatı içindeki payı yüzde 0,56'dır. Diğer 61 ilden toplanan vergi tahsilatı ise toplam vergi tahsilatının ancak yüzde 6,64'ünü oluşturmaktadır.

Giderleri en fazla olan ilk 20 il ve bu illerin toplam giderler içindeki payları şöyledir: Ankara (% 6,57), İstanbul (% 4,17), İzmir (% 1,78), Bursa (% 0,95), Diyarbakır (% 0,92), Konya (% 0,92), Adana (% 0,91), Antalya (% 0,84), Mersin (% 0,77), Kocaeli (% 0,74), Samsun (% 0,72), Kayseri (% 0,71), Şanlıurfa (% 0,71), Gaziantep (% 0,64), Van (% 0,63), Hatay (% 0,60), Trabzon (% 0,58), Erzurum (% 0,56), Balıkesir (% 0,51) ve Eskişehir (% 0,49). Toplam giderler içindeki payı en düşük olan iller ise Gümüşhane (% 0,07), Bayburt (% 0.07) ve Ardahan (% 0,06) olmuştur.

En fazla personel gideri olan ilk 20 ilin sıralaması ve o illerin kendi toplam giderleri içindeki personel giderlerinin payı ise şöyledir: İstanbul (% 53,61), Ankara (% 26,96), İzmir (% 57,26), Diyarbakır (% 60,19), Konya (% 55,81), Bursa (% 52,21), Antalya (% 58,76), Adana (% 51,32), Şanlıurfa (% 62,91), Kocaeli (% 57,70), Gaziantep (% 65,74), Hatay (% 68,23), Mersin (% 51,25), Van (% 59,78), Kayseri (% 51,96), Samsun (% 49,15), Balıkesir (% 62,23), Şırnak (% 68,08), Erzurum (% 52,41) ve Manisa (% 63,27).

Söz konusu iller karşılaştırıldığında; toplam giderleri ile personel giderleri en fazla olan 20 ilden 18 ilin ayni iller olması ve Ankara ile Samsun illeri hariç tutulduğunda 16 ilin her birinin toplam giderinin yarısından fazlasını personel giderinin oluşturması dikkat çekmektedir. Merkezi yönetim bütçesinin tümü dikkate alındığında ise toplam personel giderleri toplam bütçe harcamalarının yüzde 21,65'ini teşkil etmektedir.

İllerin 2021 yılı bütçe performanslarına ve buna ilişkin sıralamalara bakıldığında; 2020 yılına ve önceki yıllara göre çok önemli değişiklikler olmadığı, en fazla gelir toplanan ve bütçe gelirleri açısından lokomotif görevi gören illerin aynı iller olduğu, bazı illerde olumlu ve istikrarlı bir ivme artışı görülmekle birlikte; diğer illerin gelir yaratma ve vergiye dönüşme seviyelerinde dikkat çekecek hareketlenmeler olmadığı, bölgeler arasındaki ve bölge içindeki gelişmişlik farklarının azaltılması yönündeki çabaların kamusal dokümanlardaki beklentileri karşılamadığı, toplam gideri en fazla olan illerdeki harcamaların büyük bir kısmını kamunun personel giderlerinin oluşturduğu ve yatırım harcamalarının yetersiz kalması sonucunda illerdeki iktisadi potansiyelin ekonomiye kazandırılmasında gerekli sıçramaların yapılamadığı görülmektedir.

Dolayısıyla, illerin geneline yaygın olarak farklı boyutlarda ve niteliklerle de olsa illerin üretim, istihdam, ihracat, iç ve dış turizm yapılarının il bazında değerlendirilerek, teşvik ve destek politikalarının sonuç odaklı oluşturulması ve özel sektör girişimlerinin zayıf olduğu illerde kamu işletmelerinin kurulması ve böylece iller arasında gelişmişlik farklarının azaltılarak büyük kentlere göçün azaltılması ve Ülkemiz ekonomisinin daha fazla ilin ekonomiye katkı sağladığı bir yapıya dönüştürülmesi gerekmektedir.

Gerek kalkınma planlarında gerek yıllık programlarda bu konulara yer verilmekte ve Kalkınma Ajansları vasıtasıyla olumlu çabalar gösterilmektedir. Ancak, bu alanda yeterli seviyeye ve sonuçlara ulaşılabilmesi için; ilgili bütün mevzuatın ve kurumsal yapıların yeniden gözden geçirilmesi, kamu kurumları arasındaki işbirliğinin entegre bir yaklaşıma dönüştürülmesi ve bu alana tahsis edilen kaynakların artırılması zorunluluk oluşturmaktadır.