Ekonomi bir bilim dalı olup, kıt kaynakları yönetme esasına dayanır. Bütçeyi ise kaynakların toplanmasını ve dağıtılmasını öngören düzenli bir organizasyon yapısı olarak kısaca tanımlamak mümkündür. Aile bütçesinden başlayan ve devlet bütçesine kadar uzanan bu sistematik yapının önemini ihmal ederek bütçeyi basit bir gelir ve gider hesabı olarak nitelendirmek mümkün değildir. Özellikle devlet bütçeleri ülkelerin ekonomilerinin performansından hem etkilenirler hem de içinde bulundukları ve bir parçasını oluşturdukları ekonomiyi etkilerler. Bu etki olumlu veya olumsuz olabilir. Ekonomi entegre bir sistem olduğu için bütçeyi ve diğer ekonomik göstergeleri iyileştirecek adımların uyumlu, eş zamanlı ve bir program dahilinde atılması gereklidir.
Ülkemizde de sık sık tartışılan ve sürekli gündem konusu olan “Merkezi Yönetim Bütçesinin kaynakları yeterli mi, kaynak var mı, yok mu” sorularının yeterince yanıt bulmadığı görülmektedir. Bütçelerin performansını artırmak için öncelikle ülke ekonomilerinin performansını artırmak gereklidir. Ancak bu durum için belirli bir zamana ihtiyaç vardır. Öte yandan, diğer ekonomik gelişmelerden bağımsız olarak bütçeye ilişkin radikal girişimler ve yaklaşım değişiklikleri yaparak da bütçeyi iyileştirmek mümkündür.
Öncelikle bütçenin yönetiminde liyakatli uzman ve bürokrat kadrolarının teknik görüşlerinin oluşturulacak bütçe politikalarına daha fazla yansıması ve özellikle devlet bütçesi konusunda deneyimli kadroların etkin görevlere getirilmesi, Maliye Bakanlığının bütçe konusundaki geçmiş deneyimleri dikkate alınarak yeni bir mali ve bütçe yapılanmasına gidilmesi, siyasi ve bürokratik kadroların tasarruf ve kaynakların etkin kullanımı konusunu içselleştirmesi, toplumun geniş bir kesiminin desteğini alacak kapsamlı bir vergi reformunun yapılması, vergi harcamalarının (vergi sistemindeki istisna, muafiyet ve diğer ayrıcalıklar) azaltılması, bütçe dışındaki kamu kaynaklarının asgari düzeyde tutulması ve bütçede toplanması, cari transferler ile sermaye transferleri harcamalarının detaylı olarak gözden geçirilmesi, uygulanan teşvik ve destekleme politikalarının sonuç odaklı bir yaklaşıma dönüştürülmesi, kamu kurum ve kuruluşlarının hepsinin gözden geçirilmesi (mükerrer hizmet veren, verimliliği ile gerekliliği tartışılan ve kaynak israfına yol açanların veya bu sonucu doğuran bazı birim ve yapıların kapatılma, birleşme gibi yollarla verimli hale getirilmesi) ve bu kapsamda bütçeden kaynak tahsis edilen tüm yapıların ödeneklerinin yeniden değerlendirilmesi, yeni kamu kurum ve kuruluşları ile birimleri kurulmasını öngören taleplerin titizlikle incelenmesi, kamu yatırımlarının kamu-özel işbirliği dışında farklı ve rasyonel bir yaklaşımla gerçekleştirilmesi, bütçedeki ödeneklerin kullanımına yönelik siyasi tercih ve önceliklerin değiştirilmesi, bütçenin gelir dağılımını düzeltme fonksiyonunun unutulmaması, kamuya ait tüm taşınmazların öncelikle kamu kurum ve kuruluşları tarafından kullanılmasının esas alınarak kamunun kira giderlerinin azaltılması, bütçedeki görev zararlarının (görev giderlerinin) KİT’ler, kamu bankaları ve sosyal güvenlik kurumları bağlamında yeniden gözden geçirilmesi, yeni borçlanmalarda bütçedeki faiz yükünün azaltılmasına yönelik bir yaklaşım gösterilmesi, gerçek ihtiyaca dayanmayan ve gerekliliği tartışmaya açık her türlü cari ve yatırım harcamasına yönelik taleplerin önlenmesi ve harcamaya dönüştürülmemesi, taşıt ve bina kiralanmasına yönelik uygulamalara radikal çözümler getirilmesi, kamunun kendi personel varlığı da dikkate alınarak; her alanda ve yaygın olarak hizmet alımına yönelme yaklaşımına son verilmesi, kamudaki her türlü organizasyonun kamunun kendi kapalı ve açık alanlarında yapılarak ilave harcamaların önlenmesi, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun yeniden gözden geçirilmesi ve değiştirilmesi, kamudaki iç ve dış denetimin ve özellikle Sayıştay denetiminin daha etkin ve sonuç almaya yönelik güçlendirilmesi ve kamu zararlarının kamu zararına neden olan kişilerden ve kurumsal yapılardan tazminine ilişkin süreçlerin hızlı sonuç alınan bir sisteme dönüştürülmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak şunu diyebiliriz: Bütçedeki mevcut kaynakları artırmak ve genişletmek mutlaka gereklidir. Ancak yukarıda belirtilen hususları gerçekleştirerek ve bütçedeki siyasi tercih ile öncelikleri de değiştirerek bazı toplum kesimlerinin bütçeye ilişkin taleplerini karşılamak mümkündür ve bu kapsamda vergi reformu en öncelikli yapısal yaklaşımdır.