Ana muhalefet partisi CHP'nin Kurultay çalışmaları tamamlandı. Kılıçdaroğlu yeniden genel başkan seçildi. PM üyeleri de belli oldu. Seçilenlere başarılar diliyorum.

Demokratik ülkede bile güçlü bir muhalefet yoksa demokrasi zamanla aşınır. Ülkeyi yöneten muktedirler, kendilerini sınırlandıran anayasadan, kanunlardan, demokratik düzenin gereklerinden ve özellikle şeffaf olmaktan kaçınmanın yollarını ararlar. Dolayısıyla anayasayı ve kanunları ihlal etmekten çekinmezler. Hele hele Anayasa ve kanunları ihlal ettikleri takdirde de haklarında soruşturma açılamıyorsa..

Bu bağlamda, kendilerini sınırlayan ve keyfi hareket etmelerini önleyen anayasa ve kanunlardaki kuralları değiştirmeye çalışırlar.

Güçlü muhalefetin de ülkeyi yöneten iktidarları, sınırlarını –hadlerini- aşmamaları için frenlemek ve durdurmak gibi bir görevi vardır. Kuşkusuz yargı da bunlardan biridir.

CHP, yeni yönetimiyle görevini layıkiyle yerine getirebilmesi için yeni politika ve stratejiler geliştirmek zorundadır. Büyük Kongrede Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı 13 maddelik manifesto ciddi bir değişime işaret etmektedir. Manifesto, başta anayasa olmak üzere çeşitli kanunlarda değişiklikler öngörmektedir. Seçim, siyasi ahlak, kamu ihale, sayıştay yasası gibi.

Kılıçdaroğlu, her şeyden önce kanunlarımızdaki anti demokratik, hukuksuz ve adil olmayan kuralları tespit edecek bir komisyon oluşturmalıdır. Tespitler sonucunda bir teklif hazırlayıp, kanunlaşması için çalışılmalı ve kamuoyuna anlatılmalıdır.

Geçen seçimlerde, radyo ve televizyonların AKP lehine orantısız bir şekilde yayın yapmalarına olanak sağlayan ve adil olmayan bir kanuni düzenleme yapıldı.

Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 55/A maddesi var. Bu maddeye göre seçimlerin başlangıç tarihinden oy verme gününün bitimine kadar özel radyo ve televizyon kuruluşları yapacakları yayınlarda; kamuoyunun sağlıklı ve serbestçe oluşabilmesi için tek yönlü, taraf tutan yayın yapmamak ve bir siyasi partinin, grubun, çıkar çevresinin, inanç veya düşüncenin menfaatlerine alet olmamak zorundadırlar. Yüksek Seçim Kurulu belirtilen bu hususları dikkate alarak özel radyo ve televizyonların yayın ilkelerini belirlemekte 55/A maddesi gereğince görevli ve yetkilidir. Söz konusu Kanunun 149/A maddesi de yayın ilkelerine uymayan özel radyo ve televizyonlara uygulanacak cezaları belirlemektedir. YSK yayın ilkelerine uymayan radyo ve televizyon kuruluşlarının yayınlarını 5 günden 15 güne kadar durdurabilmektedir.

Bakanlar Kurulu 687 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 10 uncu maddesiyle, belirlenen yayın ilkelerine aykırı davranan özel radyo ve televizyonlara verilecek cezayı öngören 149/A maddesini yürürlükten kaldırıyor. Böylece Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 55/A maddesi zımnen ortadan kaldırılmak suretiyle işlevsiz hale getiriliyor. Bu değişiklik de güya 15 Temmuz darbesiyle ilişkili ve olağanüstü halin gerekli kıldığı bir konu olduğu için yapılıyor. Bilahare KHK'nin bu maddesi 1.2.2018 tarihli ve 7076 sayılı kanunla aynen kabul ediliyor.

İşte bu ve buna benzer adil olmayan, anti demokratik ve hukuksuz kurallar tespit edilip kamuoyu ile paylaşılmalı ve hukuka uygun hale getirilmesi için çapa gösterilmelidir.

Muhalefet, mevcut medya üzerindeki baskılar nedeniyle yeteri kadar sesimizi duyuramıyoruz mazereti arkasına sığınamaz. Bugünkü dijital dünyada, mevcut TV kanallarından çok youtube kanalları ve sosyal medya izlenmektedir.

Diğer taraftan muhalefet, bir siyasi parti genel başkanı veya parti üyeleri demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine aykırı söylem ve eylemlerde bulunurlarsa, önlemek için gerekli çabayı da göstermek zorundadır. Eğer bir parti:

- Anayasada sayılan 8 adet devrim kanununa aykırı amaç güder ve siyasi faaliyette bulunursa,

- Atatürk'ün şahsiyet ve faaliyetlerini veya hatırasını kötülemek veya küçük düşürmek amacını güdüyor ve buna yol açabilecek davranış ve faaliyetlerde bulunuyorsa.

- Cumhuriyetin laiklik niteliğinin değiştirilmesi ve halifeliğin yeniden kurulması amacını güdüyor ve bu amaca yönelik faaliyette bulunuyorsa.

- Siyasi amaçla veya siyasi menfaat temin ve tesis eylemek maksadıyla dini veya dini hissiyatı veya dince mukaddes tanınan şeyleri alet ederek her ne suretle olursa olsun propaganda yapıyor, istismar ediyor veya kötüye kullanıyorsa.

- Herhangi bir şekilde dini tören ve ayin tertipliyor veya parti sıfatıyla bu gibi tören ve ayinlere katılıyorsa. Dini bayramları, ayinleri ve cenaze törenlerini parti gösterilerine ve propagandalarına vesile yapıyorsa.

Bu yasaklara aykırılık halinde en azından o siyasi partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen mahrum bırakılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı re'sen, Cumhurbaşkanının kararı ve Adalet Bakanının istemi veya bir siyasi partinin istemi üzerine dava açılabilir.

Muhalefet, hukuk içinde kalarak iktidarı keyfi ve hukuk dışı uygulamalardan alıkoymak için bütün enstrümanları seferber etmelidir.

Amacım, bir siyasi partiye yol göstermek değil, keyfi uygulamalardan uzak, insan haklarına saygılı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletinin bütün kurum ve kurullarıyla oluşması özleminden ibarettir. Başka bir amacım olamaz.

Mübarek Kurban Bayramının, başta ülkemize ve bütün İslam alemine hayırlara ve özellikle barışa ve sağlığa vesile olmasını dilerim.