0
Toplumumuzun siyasete ilişkin; ilgisi, ilkeleri ve bu konudaki performansı Ülkemize özgü olmakla birlikte, siyasetin evrensel kabul görmüş amaçlarının başında; toplumun refahının maksimize edilmesi ve özgürlük alanlarının genişletilmesi gelmektedir. Özellikle 7 Haziran Genel Seçimlerini izleyen süreçte toplumumuzda genelde oluşan koalisyon beklentisinde umutların tükendiği ve bir erken seçim olasılığının arttığı görülmektedir. Erken seçim sürecinin resmen deklere edilmesiyle birlikte, toplumumuzun her kesiminin farklı da olsa, bu süreçten etkilenmesi ve beklentilere girmesi kaçınılmaz olacaktır. Dolayısıyla, yaşamın ve siyasetin içinde önemli bir yer tutan ekonominin de bu dönemde gündemde olacağı ve kendisinden söz ettireceği anlaşılmaktadır. Bu kapsamda, erken seçim sürecine ilişkin olarak akıllara gelen bazı olası etkileri ve beklentileri aşağıda sıralayarak, siz değerli okuyucularımızla paylaşmak istiyorum. Bu süreçte:
(*) 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun, siyasi partilere devlet yardımını düzenleyen maddelerinde; aynı yılda yapılacak ikinci bir genel seçime ilişkin hükümler yer almadığından, tekrar yardım yapılmak istenirse, anılan Kanunda veya başka bir kanunla düzenleme yapılması gerekmektedir. Dolayısıyla, böyle bir durumda; Yüksek Seçim Kurulunun da yapacağı giderler düşünüldüğünde, kamu giderleri artacaktır (Mevcut bütçede kaynak bulunamaması halinde ek ödenek kanunu çıkarılacaktır).
(*) Normal süreçte; 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının hazırlanıp, en geç 17 Ekim 2015 tarihine kadar Türkiye Büyük Millet Meclisine (TBMM) sunulması ve Tasarının görüşülerek, 2016 yılından önce kanunlaşması gerekmektedir. Kasım ayında yapılacak bir seçim sonrasında; yeni hükümetin kurulmasını müteakip TBMM'nin, 2016 yılı bütçe tasarısını takvim sıkışıklığı nedeniyle 2015 yılı içinde görüşmesi mümkün olamayacak ve 2015 yılında, 2016 yılının en azından 3 ayı için geçici bütçe kanunu çıkarılacaktır (Ekonomi bürokrasisi ve kamu kurumları 2016 yılında hem 2016 yılı hem de 2017 yılı bütçesini hazırlayacaklardır).
(*) 15-16 Kasım 2015 tarihlerinde Antalya'da yapılacak olan G-20 Liderler Zirvesinin, söz konusu seçim sürecine denk gelmesi nedeniyle, Zirvede Ülkemizi temsil edecek hükümetin geçici niteliğini taşıması ilginç bir görüntü oluşturacaktır.
(*) Ekonomimizin klasik sorunlarının çözümüne odaklanma açısından; 2015 yılının yanı sıra 2016 yılı da kayıp bir yıl olarak algılanabilecektir.
(*) TBMM'nin, Ekim ayında başlaması gereken yasama ve denetim çalışmaları ertelenmiş olacaktır.
(*) Bürokrasi, temkinli bir davranış içine girecek, bazı konuların kararını ve çözümünü zamana yayarak, seçim sonrasına ertelemeye özen gösterecektir.
(*) Kamu görevlilerinden; özellikle beklentileri karşılanmayan, terfi edemeyen ve kendilerine haksızlık yapıldığını düşünenler farklı hükümet beklentileri içine gireceklerdir.
(*) Kamu bürokrasisi, seçim öncesinde ve özellikle de seçim sonrasında yoğun mesailere muhatap olacak; hem vatandaş taleplerinin hem de yeni bakanlara verilecek brifinglerin yoğunluğu gündemlerini oluşturacaktır.
(*) Siyasi partilerin ve adayların harcamaları artacak (Bayrak, afiş, flama vb. siparişi / bina, büro ve taşıt kiralamaları / yazılı ve görsel medyaya verilecek reklamlar/ organizasyon, ulaşım, yemek, giyim, basım işleri vb. sektörlere olan talebin artması) ve bunun sonucunda piyasalarda canlanma görülürken, kısmen enflasyonist etkileri de olacaktır.
(*) İşsiz olup, kamuda bir işe girmek isteyenler; bu beklentilerini gerçekleştirmek için, seçim maratonunda koşturarak, performanslarını siyasi kişiliklere göstermeye çalışacaklardır.
(*) Bakanlar ve milletvekilleri, yörelerine ilişkin duyarlılıklarını ve çabalarını artıracaklar. Son seçimde aday gösterilmeyenler veya milletvekili seçilemeyenler; kendi stratejik hatalarını ve ilişkilerini yeniden değerlendirip, ona göre pozisyon alacaklar veya aday olacakları şehirleri değiştireceklerdir.
(*) Faiz ve döviz kurları açısından gerileme beklentisi içinde olanlar, bu arzularının gerçekleşmesini erteleyeceklerdir.
(*) Uluslararası finansal çevreler ile kredi derecelendirme kuruluşları da bu süreci yakından izleyecek ve değerlendireceklerdir.
(*) Özellikle FED' in olası faiz artırım kararını uygulamaya sokması halinde; bu kararın küresel olumsuz etkilerinden Ülkemiz de payını alacaktır. Ancak, Ülkemizin seçime odaklandığı bu süreçte; gerekli tedbirleri alma ve oluşacak olumsuz tabloyu telafi etme açısından, gerekli refleksin gösterilebilmesinde zafiyet yaşanabilecektir.
(*) İş dünyasının; 2015 yılı gibi 2016 yılında da ihtiyatlı ve sabırlı bir strateji izlemesi muhtemel olup, yatırım ve girişim açısından aktif olmama ihtimali fazla olacaktır.
(*) 7 Haziran Genel Seçimlerine ilişkin süreçte; siyasi partilerin kampanyalarında öne çıkan ekonomik vaatlerin gündem oluşturduğu, ancak yeterince sandığa yansımadığı dikkate alındığında; yapılacak erken seçimde siyasi partilerin bu alanda nasıl bir strateji izleyecekleri merak edilecektir.