Delil, bir vakıanın[1]doğruluğu ve niteliği itibariyle hakimde kanaat uyandırmaya yarayan araçların tümüdür. Medenî usûl hukuku anlamında vakıayı ispata yarayan yeterli bir unsur olarak delilden söz edilebilmesi için aşağıda belirtilen koşulların bir arada bulunması gerekir:
Vakıayı Yansıtma: Delil, vakıa hakkında tam bir bilgi taşımaya elverişli olmalıdır. Yani vakıayı yansıtmalıdır. Örneğin, bir belge ilişkin olduğu vakıayı tam olarak yansıtır.
Bilime Uygunluk: Delil, bilimsel açıdan kabul edilebilir olmalıdır. Akla, mantığa ve bilime uygun olmalıdır. Örneğin, fal baktırarak delil elde edilemez.
Hukuka Uygun Yoldan Elde Edilme: Delil, hukuka uygun yollardan elde edilmiş olmalıdır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 189. maddesinin ikinci fıkrasında bu açıkça düzenlenmiştir.
Delil Sistemleri
Kesin ve serbest delil sistemi olmak üzere iki tür delil sistemi mevcuttur.
• Kesin Delil Sistemi: Kesin delil sistemi, kanunun belli vakıaların ancak belli delillerle ispatını öngördüğü sistemdir. Açıkça belirtilen o deliller sunulmadıkça o vakıalar ispatlanmış kabul edilmez. Örneğin, yapıldıkları zamanki değeri belli bir miktarın üzerindeki hukuki işlemler ancak senetle ispatlanabilir. Kesin delil sisteminin söz konusu olduğu hallerde kanun koyucu ispat ölçüsünü objektifleştirmiştir. Bu durum hakimin adeta kanaatini bertaraf etmiştir. Bir vakıa kesin delille ispatlanmışsa hakim o vakıayı kabul etmek zorundadır.
• Serbest Delil Sistemi: Hukuka uygun yollardan elde edilmiş ve bilime uygun olmak koşuluyla her türlü delil aracı bütün vakıaların ispatında kullanılabilir. Türk hukukunda esas olan serbest delil sistemidir. Serbest delil sistemi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 192 ve 198. maddelerinde hüküm altına alınmıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 198. maddesine göre hakim delilleri serbestçe değerlendirir. Buna göre kesin deliller dışındaki delillerin değerlendirilmesi hakimin takdirindedir.
Kanunda düzenlenmemiş deliller de hakim tarafından dikkate alınabilir. Kesin delil ile ortaya konulan vakıa bakımından ise hakimin takdir yetkisi yoktur.[2]
[1]Vakıa: olan, meydana gelen her şeydir.
[2]Editör: Talat Can Bolat, Yazarlar: Ersin Erdoğan ve Barış Toraman, 'Bilirkişilik Temel Eğitimi Kaynak Kitabı',Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Bilirkişilik Daire Başkanlığı, s.38, https://bilirkisilik.adalet.gov.tr/Resimler/SayfaDokuman/372020142300temelegitimkaynak.pdf, Erişim tarihi:04.11.2020