Bölünme işlemlerinde, şirket alacaklılarını korumaya yönelik önemli ilkelerden birtanesi de, bölünmeye katılan şirketlere getirilen ikinci derece sorumluluktur. Bölünen şirketin alacaklılarının birleşmede olduğu gibi teminat isteme hakkı bulunduğu gibi, borçların ödenmemesi halinde malvarlığı aktarılan diğer şirketlere başvuru hakkı da tanınmıştır.
Bölünme sözleşmesi veya planına göre, bölünen şirketin bazı borçları, bölünmeye katılan şirketlerden birine devredilmişse yani borç o devralan şirket tarafından ödenecekse, fakat ödenmemişse, bölünmeye katılan diğer şirketler bu ödenmeyen borçlardan müteselsilen sorumlu olurlar. Borcu ödemekle yükümlü olan devralan şirket bu borçtan birinci derecede sorumludur. Bunun sebebi ise, bölünmede aktif/pasif gruplaştırmasında borç o şirkete intikal etmiştir. Birinci derecede sorumlu şirkete başvurmadan diğer (ikinci derecede) sorumlu şirketlere başvurulamaz.
TTK'nın 176. maddesinin birinci fıkrasında 'Bölünme sözleşmesi veya bölünme planıyla kendisine borç tahsis edilen şirket, bu suretle birinci derecede sorumlu bulunan şirket, alacaklıların alacaklarını ifa etmezse, bölünmeye katılan diğer şirketler, ikinci derecede sorumlu şirketler, müteselsilen sorumlu olurlar' denilmiştir.
Ancak, ikinci derecede sorumlu olan şirketlerin takip edilebilmeleri için, alacağın teminat altına alınmamış ve birinci derecede sorumlu şirketin;
a) İflas etmiş,
b) Konkordato süresi almış,
c) Aleyhinde yapılan bir icra takibinde kesin aciz vesikası alınmasının şartları doğmuş,
d) Merkezi yurt dışına taşınmış ve artık Türkiye'de takip edilemez duruma gelmiş veya
e) Yurt dışındaki merkezinin yeri değiştirilmiş ve bu sebeple hukuken takibi önemli derecede güçleşmiş
olması gerekir.(1)
]Soner ALTAŞ, 'Bölünmede Alacaklıların Hakları Nasıl Korunur?', Yaklaşım Dergisi, Haziran 2021, Sayı:342.