'Cumhur İttifakı'nın ruhuna uygun hareket etmek' sözleri hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından defalarca belirtildi. Hatta bu konudaki kararlılıklarını göstermek için Samsun örneğinde olduğu gibi tabir yerinde olursa 'Kelle' bile aldılar. Bunun halk arasındaki karşılığı 'kafa kopartmak'tır. 'Herkes ayağını denk alsın' derken haddini bildirmek seçimlere giderken iki lider için önemli bir fırsattı. Onlara göre, ne pahasına olursa olsun Cumhur İttifakı bu seçimlerden başarılı çıkmak zorunda. Onun için iki liderin ikbal hesaplarının ötesinde 'devlet bekası' için Cumhur İttifakının başarı hesapları yapılıyor. Belediye başkanlarının bölüşülmesi 'bir sana, bir bana' şeklinde olmuyor tabi… AK Parti sayısal çoğunluğunu, MHP ise stratejik yoğunluğunu ortaya koyuyor.

Fehmi Çalmuk, Cumhur İttifakı'nın perde arkasını Mücahit Başbuğ kitabında anlatıyor.

İki liderin bu kadar ısrarla 'Cumhur İttifakı'nın ruhuna uygun hareket etmek' vurgulamasının altında yatan ana gerekçe ise kaçaklarının önüne geçmek. Görünürde Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti'ye hakim ama parti içinde etkilenme ve defans ağırlıkta. Bunun iki nedeni var. Birincisi kabinenin önde gelen bir bakanının değimiyle parti içinde 'güçlü bir Kürt bloğu' olması. İkincisi ise FETÖ'nün siyaseten Cumhur ittifakına karşı direnç göstermesi. 15 Temmuz darbesinin FETÖ diye yazılıp ABD diye okunması bir tarafa halen Erdoğan'ın yakın çalışma arkadaşlarına özellikle kabine bakanlarına yönelik yoğun bir karalama kampanyası var. Özellikle artık propaganda taktiklerini, psikolojik harekatlarını Alman istihbaratının etkisiyle şekillendiren FETÖ'nün Erdoğan'ın etrafını boşaltma taktiği giderek şiddetleniyor ve giderek de amacına ulaşıyor. Bu nedenle 'Mücahit Başbuğ / Kızıl Elma'nın Kut Almış Çoçukları' kitabımda Cumhur İttifakı'nı 'yalnız kalan kurdun Bozkurtlar ile yola devam etmesi' diye yorumlamıştım.

Ak Parti Altındağ Belediye Başkan Adayı Doç.Dr.Asım Balcı, MHP ilçe teşkilatında kendisine hediye edilen Kur'an ve Türk Bayrağını öptükten sonra konuşma yaptı.

Peki yola ne ile devam edilecek? Elbette ki 'Fikir de birlik 'ile. Yani 'İla'yı Kelimetullah' davası ile… Buna en iyi örnek de var. Ak Parti Ankara Altındağ Belediye Başkan Adayı Doç. Dr. Asım Balcı, Ak Parti Altındağ teşkilatı ziyaretinden sonra soluğu MHP Altındağ ilçe teşkilatında alıyor. Kendisine hediye edilen Kur'an-ı Kerimi Türk Bayrağı'nı öperek yol arkadaşlarına konuşma yapıyor.

Türkiye'nin çeşitli illerinde Cumhur İttifakı'na yönelik sabotaj girişimleri sürecektir. Ancak üzülerek görüyorum ki fitneye çanak tutan 'Benden sonra tufan' diyen partililerin sürdürdüğü politika bu sürece zarar verecektir. Samsun'dan sonra Gümüşhane'den de iyi kokular gelmiyor.

FETÖ imamı ve AK Parti Gümüşhane Belediye Başkanı Ercan Çimen

GÜMÜŞHANE'DE CUMHUR İTTİFAKI YOK MU?

'Gümüşhane'de Cumhur İttifakı adayı diye bir şey yok.' Bu sözleri söyleyen AK Parti Gümüşhane Belediye Başkanı Ercan Çimen… Bu sözlerin öncesi ve sonrası var elbette. Belediye Başkanını tanımam. Ancak arşivi karıştırdığımda önüme ilginç bilgiler geldi. FETÖ'nün Karadeniz İmamı Muhammet Köleoğlu İtirafçı olmuş ilginç açıklamalarda bulunmuştu. AKP'nin Gümüşhane İl Başkanlığı için dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem'in kendisine danıştığını iddia etmişti. Köleoğlu; 'Gümüşhane'de il abiliği yaparken AK Parti Genel Başkan yardımcılarından Ekrem Erdem benim konumumu bildiğini söyleyerek 'Ercan Çimen'den il başkanı olur mu, referansınız önemli' dedi. Ercan Bey il başkanı oldu.' demişti.

FETÖ İmamının açıklamaları gazetelere haber olmuştu.

Şimdi de FETÖ yine Gümüşhane'yi karıştırmaya devam ediyor. Ak Parti'nin kurucularından ve iki dönem milletvekilliği yapan Sabri Varan'ın MHP'den Gümüşhane belediye Başkan Adayı ilan edilmesinden sonra Ak Parti ile İyi Parti arasında sürpriz bir işbirliği yaşandığı görülüyor. AK Parti Belediye başkanı Ercan Çimen sürpriz bir kararla İyi Parti Başkanı Ali Ateş'in şoförü Hüsnü Şenel ve bir İYİ Parti'li Çağlar Vuslat Kara'yı alelacele işe alması Gümüşhane'de halk arasında konuşulmaya başlandı. Konuşulanlar bununla sınırlı değil. Son anda İyi Parti MHP'nin eski belediye başkanı Mustafa Canlı'yı aday gösterdi. Gümüşhane'de yaygın kanaat ve söylentiler Canlı'nın adaylığı İyi Parti ve Ak Parti'nin gizli ittifakının bir sonucu.

Şimdi gelelim Ercan Çimen'in açıklamalarına. Cumhur İttifakı adayı konusunda ittifaktan nemalanmaya çalışanların olduğunu kaydeden Gümüşhane Belediye Başkanı Ercan Çimen , 'Gümüşhane'de Cumhur İttifakı adayı diye bir şey yok. İnsanlarımızı yanıltıyorlar. İttifaktan nemalanmaya çalışarak kendilerini ön plana çıkarmaya çalışıyorlar. AK Parti'nin ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın işaret ettiği tek isim benim. Bu yüzden Cumhur İttifakı'na yönelik söylemler karşısında uyanık olmalıyız' (http://www.gumushaneolay.com/emanete-sahip-cikacagiz-10803h.htm) şeklinde konuştu.

MHP Lideri Bahçeli ve MHP Gümüşhane Belediye Başkan Adayı Sabri Varan.

Bu gelişmelerin olacağını önceden sezen MHP Belediye Başkan Adayı Sabri Varan, seçim çalışmalarını başlattığı gün, AK Parti ve Belediye Başkanı'na çağrıda bulunarak şöyle demişti:

'Gümüşhane'de Cumhur İttifakının iki adayı var. Cumhur ittifakının üyesi olan herkes kime güvenirse, kime inanırsa, kime Gümüşhane için daha faydalı hizmet edeceğine, katkı vereceğine inanırsa sandıkta tercihini ona yapacak. Bu süreçte ben iktidarım deyip bizi destekleyenlere aba altından sopa gösterenleri de buradan uyarıyorum. Gümüşhane size dar olacağı gibi Ankara'yı da Türkiye'yi de size dar ederiz.'

FETÖ, 1991 İTTİFAKINA DA KARŞIYDI

Cumhur İttifakı'na karşı olan ve siyasi partileri ittifaka karşı örgütlemeye de çalışan FETÖ'nün 1991 yılında aynı taktiği uyguladığı ortaya çıktı. 'Mücahit Başbuğ / Kızıl Elma'nın Kut Almış Çoçukları' kitabımda konuyla ilgili olarak ilginç bir bölüm bulunuyor. Kutsal İttifakı 'İnananların ittifakı' diye sunulan bu birlikteliği başından beri desteklemiş olan Zaman gazetesi, seçimlere az süre kala FETÖ lideri Gülen ile bir röportaj yayımlayarak 'İttifak değil, itilaf' demişti. FETÖ liderinin yaptığı açıklama şu şekilde idi: 'Eğer bu araya geliş itilaf (geçici birliktelik) değil de hakiki ve kendi manasında ittifak olsaydı, taban belli bir yere varıldıktan sonra ayrılığa şartlanmasaydı, daha önceden birbirleriyle kanlı bıçaklı olan kitleler bir araya gelerek aralarında aşılmaz gibi görülen engel ve engebelerin ne kadar basit teferruatlar olduğunu idrak edebilecek ve bilhassa genç nesil, birbiriyle sarmaş dolaş olup bütünleşecektir. Ancak bu ittifaktan bu neticenin doğacağını üzülerek ifade edeyim ki beklemiyorum.'

FETÖ lideri Gülen'e en sert tepki o dönemin MÇP Genel Başkanı merhum Alpaslan Türkeş'ten gelmişti. Türkeş şunları söylüyordu:

'Kim ki ittifaka ayrı mekan ararsa yeniden Mescidi Dırar inşa eder. Kim ki ittifakı bozmaya tevessül ederse Abdullah İbni Sebe'lik yapar'. '

'İLA'YI KELİMETULLAH' İTTİFAK PROTOKOLÜNDE

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti tüzüğüne koydurduğu ve 'Rabia' diye nitelendirilen 'Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' maddelerinin ardından 'Kızıl Elma'yı da siyasete vizyon olarak taşıdı. Kızıl Elma'yı 'İla'yı Kelimetullah'tır' diye yorumlayan Erdoğan'ın bu tanımı Türk siyasi hayatında bir ilki daha yaşattı. AK Parti'nin MHP ile birlikte oluşturduğu Cumhur İttifakı, Yüksek Seçim Kurulu'na sunduğu protokol metninde 'İla'yı Kelimetullah' Türkiye'nin hedefi olarak gösterildi.

Türk siyasetinde ilk kez 'İla'yı Kelimetullah' değimi 1991 yılında RP-MÇP ve IDP ittifakı için kullanıldı. Kapatılan Refah Partisi'nin Ankara milletvekili Hasan Hüseyin Ceylan 'Nizam-ı Âlem' diye tanımladığı ittifak için 'İ'la-yı Kelimetullah için çalışan üç partinin birlikte Kutsal İttifak kurdu' demişti. Türk siyasetinde İslam Koruma Partisi, İslam Demokrasi Partisi, Milli Kalkınma Partisi, Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi, Fazilet Partisi'nin 'laikliğe aykırı eylemlerin odağı' olmak suçundan kapatılması, Ak Parti'ye 2007 yılında açılan kapatma davasının gerekçeleri arasında aynı iddianın gündeme gelmesi Cumhur İttifakı'nın manifestosunun ne anlama geldiğini en iyi anlatan delildir.

'İLA'YI KELİMETULLAH' DEĞİMİ PROTOKOLE NASIL GİRDİ?

Yüksek Seçim Kurulu'na sunulan 'Cumhur İttifakı protokolü'ne 'İla'yı Kelimetullah' değimi peki nasıl girdi? 'Mücahit Başbuğ / Kızıl Elma'nın Kut Almış Çoçukları' kitabında konuyu şu şekilde anlatmıştım:

'24 Haziran 2018 seçimlerine az bir süre kala AK Parti ve MHP aralarında gerçekleştirdikleri ve BBP'nin de destek verdiği 'Cumhur İttifakı protokolü'nü hazırlayarak Yüksek Seçim Kurulu'na verme telaşındaydı. İki partinin kurmaylarının birbirinden ayrı şekilde hazırladıkları ve aşağı yukarı aynı konuya temas eden metinlerin bir araya getirilmesi görevini Prof. Dr. Mustafa Şentop üstlenmişti. MHP'nin 3,5 sayfalık metninden daha kısa olan 1,5 sayfalık metinde Şentop'un bir ifadesi herkesin dikkatini çekmişti. AK Parti kurmayları 'MHP'nin bu ifadeye itiraz edeceğini' belirttiler. Aynı hassasiyet Cumhurbaşkanı Erdoğan'da da oluşmuştu. 'MHP bu ifadeye ne der ?' sözleri endişeyi ortaya çıkarıyordu. Mustafa Şentop'un metni MHP lideri Bahçeli'ye götürdüğünde karşılaştığı refleks herkesi bir anda rahatlatmıştı. O ifade bu güne kadar tüzükleri, seçim bildirgeleri, yöneticilerinin konuşmaları nedeniyle Anayasa Mahkemesi tarafından Laikliğe aykırı eylemleri dolayısıyla kapatılan siyasi partilerin bugüne kadar gündeme getirmediği bir konuydu. AK Parti ve MHP 'Tevhid inancını yüceltip hakim kılma anlamını taşıyan 'İ'la-yı Kelimetullah' sözünü protokole taşıyordu. Protokolde bu ifade; 'İ'la-yı Kelimetullah uğruna asırlarca dünya barışının ve adaletinin teminatı, İslam aleminin ve bütün mazlum milletlerin yegane ümidi olan Türkiye'yi küresel bir güç haline getirecek, 2053 ve 2071 vizyonun alt yapısını adım adım inşa edecektir.' şeklinde yer alıyordu.'

İki liderin bu kadar ısrarla 'Cumhur İttifakı'nın ruhuna uygun hareket etmek' vurgulamasının altında yatan ana gerekçe Cumhur İttifakı'nın ruhu 'İla'yı Kelimetullah' davasıdır. Kim, kimler bu ruhta ise; başımın, gözümün üstünde yeri var.