Her yılın mayıs ayının ikinci pazar günü kutlanan Anneler Günü'nü bu yıl da 12 Mayıs Pazar günü kutladık, her ne kadar kutladık desek de; yoğun duyguların yaşandığı bu günde farklı hislerin oluştuğunu anlamak için biraz empati yapmak ve çevreyi gözlemlemek yeterli olacaktır. Çünkü, bu güzel ve anlamlı günde en küçüğünden en büyüğüne kadar tüm çocukların annelerine mutlulukla koştuğu, annelerinin ellerini öptüğünü ve annelerinin bu özel gününü kutladığını görmekteyiz. Bir diğer açıdan bakıldığında ise; anneleri hasta olanların, annelerinden ayrı kalmışların, annelerini tanımayanların ve anneleri ölmüş olanların, duygusal dünyalarında doğal olarak farklı bir içerik ve hüznün olduğu bilinmektedir.
Anneler Günü'nün kişilere göre farklı anlamlar yükleyen bu niteliklerini ve gerçeklerini yaşımız ilerledikçe veya annemizi kaybedince daha iyi anlamaktayız. Ancak bu aşamaya gelinceye kadar; her çocuk gibi annelerimize bir demet çiçek sunarak, ellerini öperek ve yanaklarına bir öpücük kondurarak başlayan ve imkanlar ölçüsünde hediyelerle desteklenen bu özel günün ve mutluluğun bitmeyeceğini sanmakta veya hayatın gerçeklerini aklımıza getirmemek gibi bir yaklaşımı benimseyerek o anın mutluluğunu yaşamayı doğal olarak tercih etmekteyiz. Dolayısıyla bu gerçekler kapsamında, annelerimiz sağ iken onlara sevgimizi iletmenin, onları mutlu edecek her türlü yaklaşımı göstermenin ve onların hastalık ile sıkıntılı anlarında yanlarında olmanın; içtenlikle yapmamız gereken görevler olduğunu asla unutmamalıyız.
Ben de annesini yaklaşık yedi buçuk yıl önce ebedi dünyasına uğurlayan ve evlatlık görevlerini onun sağlıklı ve hastalıklı günlerinde eksiksiz yapmaya çalışmış biri olarak bu satırları paylaşmak suretiyle hem naçizane tavsiyelerde bulunmak hem de bu vesileyle annemi anmak istedim. O güzel kalpli, herkesin çok sevdiği, yardımsever, ak saçlı, tonton annemin hasreti her geçen yıl inanın ki azalmak yerine daha da artıyor. Halen onun esintilerini gerek karakterimizde gerekse yaşam sürecimizde görmekteyiz. Biz çocuklarına öğrettiği ve benimsettiği temel, beşeri ve ahlaki değerlerin önemini şimdi daha iyi anlamaktayız.
Canımız annelerimiz; anneliğin kutsal görevlerini yerine getirmekte, evlatlarını her türlü şartlara rağmen sevgi, şefkat ve özveriyle büyütmekte ve asıl ilginç olanı ise bunları bir karşılık gözetmeden yapmalarıdır. Dolayısıyla, bu sevgi atmosferinde nefes alan çocuklar da ileride bir pişmanlık duymamak için; anne sevgisini doya doya yaşamalı, onların deneyimlerini dikkate almalı, evlatlık görevlerini eksiksiz yapmalı ve bu yaklaşımla huzur ile mutluluğu yakalamalıdır.
Anneler de çocuklarının; ahlaki değerleri benimsemiş, kul hakkına inanan, sevgi dolu, özgür iradeli, hukuka saygılı, vatanını ve milletini seven kişiler olarak yetişmesine azami katkıyı vermeli ve bu sorumluluğu içtenlikle yerine getirmelidir.
Anneler Günü nedeniyle; yaşı ne olursa olsun her yaştaki tüm annelerimizin ellerinden öpüyor, bu dünyadan ebedi dünyalarına göç etmiş annelerimize Allah'tan rahmet, annesi ile çocuklarını kaybetmişlere ve annesini hiç tanımamış olanlara ise sabır diliyorum.
Öte yandan, yıllar geçmesine rağmen tüm dünya tarafından; sayılı liderler arasında gösterilen, önemli hasletleri nedeniyle her zaman saygıyla anılan ve hayranlık duyulan büyük devlet adamı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün gençlere armağan ettiği 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını üç gün sonra kutlayacağız, milletimiz için çok anlamlı olan bu güzel bayramımızı şimdiden kutlarken, bu dahi evladı doğurma şerefine ulaşan Zübeyde Hanımı da Anneler Günü vesilesiyle saygıyla ve rahmetle anıyorum.
(Sevgili anacığım, çocukların olarak seni çok özlüyoruz, ruhun şad, mekanın Cennet olsun.)