Bazı özel günler yılda bir gün olarak takvimlerde yer almakla birlikte, aslında o güne isim veren ve anlam katan konunun önemi, sürekliliği ve yaşamımızın her aşamasındaki etkileri dikkate alındığında böyle özel günleri bir güne sığdırmanın haksızlık olduğu şeklindeki genel düşünceye katılmakta ama duyarlılığın odaklanması amacıyla sembolik olarak da olsa bir günün tespit edilmesi gerekçesine saygı duymaktayım. Bu özel ve anlamı derin günlerden biri olan Anneler Gününü de bu yıl 13 Mayıs Pazar günü kutladık. Her ne kadar kutladık desek de; bu anlamlı gün, her türlü içeriği barındırmakta ve anmaları da kapsamaktadır. Çünkü, bu özel gün; annesi hayatta olanlar ve olmayanlar açısından iki farklı anlam ifade etmekte, ama ortak hissi anne sevgisi oluşturmaktadır. Annesi hayatta olanlar sevgilerini annelerine çeşitli yollarla göstermek çabası içinde olurken, annesini kaybetmiş olanlar ise annelerini anmaya ve kabirlerini ziyaret etmeye çalışırlar.
Annelerin yaşamımızdaki ve kişiliğimizdeki derin izlerini görmemek mümkün değildir. Bizleri yaşama getirdikleri andan itibaren içtenlikle ve görev edinerek bizlere göstermiş oldukları sevgiyi, özveriyi ve özeni unutmamalı ve her hangi bir karşılık beklemeden ve annelik güdüsüyle oluşan bu yaklaşıma karşı duyarlı olmalı, özellikle de onlar hayattayken onların kadrini bilmeli, sevgimizi iletmeyi ihmal etmemeli, hastalık ve yaşlılık süreçlerinde ise gerekli hassasiyeti göstermeliyiz.
Hayatta en kolay şeylerden biri de başkalarına akıl vermek ve öneri yapmaktır. Genel olarak insanlar kendilerine tavsiyede bulunulmasından pek hoşlanmazlar. Bu açıdan bakıldığında birisi arzu etmediği müddetçe bilgim ve ilgim dahilindeki konularda kimseye nasihatlerde bulunmam ama konu annelerimize gelince ilkelerimin dışına çıkmayı ve yukarıdaki satırlarda olduğu gibi annelerimize olan davranış ve yaklaşımlarımıza ilişkin naçizane tavsiyelerimi yapmaktayım. Üstelik; hastalık süreçleri dahil, annesine her türlü sevgiyi ve özeni göstermiş, sıkıntılarını paylaşmış, en ufak bir pişmanlığı olmayan, evlatlık görevini en üst derecede yapmaya itina göstermiş biri olarak bu görüşlerimi paylaşıyorum. İnanın ki; onlar hayattayken bir evlat olarak duyarlı olursanız, hem onları mutlu eder hem de sizler mutlu olursunuz. Günün birinde yaradan'ın takdiriyle sizleri bu dünyada yalnız bıraktıkları zaman da telafisi olmayan bu konuda pişmanlık gibi bir duyguyu yaşamazsınız (Biz çocuklar için; bizim ve annemizin yaşı ne olursa olsun, onların ebedi dünyalarına göç etmesi; erken, beklenmedik ve kabullenmekte zorlandığımız bir süreçtir. ).
Benim de çok fedakar, sevecen, yardımsever ve kendini her konuda iyi yetiştirmiş bir annem vardı. Yaşamını evine ve çocuklarına adamış, güzel ve çeşitli yemeklerle damak zevkimizi geliştirmişti. Başkalarının deyimiyle, pamuk gibi beyaz saçları olan ve herkesin gördüğü ilk andan itibaren sevdiği bir tombiş annemiz vardı. Üç çocuğunu okutmuş ve meslek sahibi olmalarını sağlamıştı. Ömrünün büyük bir kısmını ekonomik sıkıntılarla geçirmiş, bu sıkıntılar azaldığında ise sağlık sorunları başlamıştı. Yüce Allah'ım inancı kuvvetli bu güzel insanı çok sevdi ve yanına aldı. Şimdi çocukları olarak bizler ne yapıyoruz; ona dua ediyor ve onun kabrini ziyaret ediyoruz. Ayrıca, onun bize öğrettiklerini ve kişiliğimize kattığı değerleri günlük yaşamımızda uygulayarak, onun bizim bu tür davranışlarımızdan haberdar ve mutlu olacağına inanıyoruz. Konu Anneler Günü olunca, özellikle annesini kaybetmiş olanların kendi annelerinden bahsetmelerinin; duygusal ve özlem boyutlu çeşitli nedenlerden kaynaklanmasından dolayı hoşgörüyle karşılanacağını düşünüyorum.
Annelerimiz veya diğer bir söylemle analarımız; halkımızın çok önem verdiği, hassasiyet gösterdiği ve çeşitli misyonlar yüklediği bir değerler bütünüdür. Anneliğin sadece çocuk doğurmaktan öte çeşitli güzel hasletleri içeren bir yapı olduğu düşünüldüğünde değeri daha iyi anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, Anneler Günü nedeniyle, her yaştaki tüm annelerimizin ellerinden öpüyor, bu dünyadan göç etmiş annelerimize Allah'tan rahmet, annesini ve çocuklarını kaybetmişlere ve annesini hiç tanımamış olanlara sabır diliyorum.
Öte yandan, geçmişten günümüze kadar tüm dünyanın takdir ettiği ve gıptayla baktığı büyük devlet adamı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün gençlere armağan ettiği 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını iki gün sonra kutlayacağız, milletimiz için derin bir anlamı olan bu bayramımızı şimdiden kutlar, bu güzel ve dahi insanı Ülkemize ve dünyaya hediye eden Zübeyde Hanım'ı Anneler Günü vesilesiyle saygıyla ve rahmetle anıyorum.
(Sevgili Anacığım, yaklaşık altı buçuk yıl geçti ama sensizliğe hala alışamadık. Çocukların olarak seni çok seviyor ve özlüyoruz. Ruhun şad, mekanın Cennet olsun.)