0
Son günlerde; Hükümetin öncelikli atama gündemini bakan yardımcıları atamalarının oluşturduğu, söz konusu atamalara ilişkin haberlerin ve yorumların medyada geniş yankı bulduğu ve genellikle eski milletvekili, bürokrat ve siyasetçilerin bu kadrolara atandığı ve istisnaları olmakla birlikte, ilgili bakanlığın görev alanına ilişkin birikimi olan isimlerin seçildiği dikkati çekmektedir.
Bilindiği üzere, bakanlıkların kurulmasını, teşkilat, görev ve yetkilerine ilişkin esas ve usulleri düzenleyen 27/9/1984 tarihli ve 3046 sayılı Kanuna 3/6/2011 tarihli ve 643 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3. maddesiyle eklenen 'Bakan Yardımcıları' başlıklı 21/A maddesiyle; mevcut sisteme bakan yardımcıları ilave edilmiştir. Anılan maddede ise; bakana bağlı olarak bakana ve bakanlığa verilen görevlerin yerine getirilmesinde bakana yardımcı olmak üzere bakan yardımcısı atanabileceği, bakan yardımcılarının bu görevlerin yerine getirilmesinden bakana karşı sorumlu olacağı, Hükümetin görev süresiyle sınırlı olarak görev yapacakları, Hükümetin görevi sona erdiğinde bakan yardımcılarının görevinin de sona ereceği ve gerektiğinde Hükümetin görev süresi dolmadan da görevden alınabilecekleri belirtilmiştir.
Öte yandan, anılan 3046 sayılı Kanunun 'Müsteşarın görev ve sorumlulukları' başlıklı 22.maddesinde ise; müsteşarın bakanın emrinde ve onun yardımcısı olduğu, bakanlık hizmetlerini bakan adına ve bakanın direktif ve emirleri yönünde, bakanlığın amaç ve politikalarına, kalkınma planlarına ve yıllık programlara, mevzuat hükümlerine uygun olarak düzenleyeceği ve yürüteceği, bu amaçla bakanlık teftiş kurulu hariç bakanlık kuruluşlarına gereken emirleri vereceği ve bunların uygulanmasını gözeteceği ve sağlayacağı ve müsteşarın belirtilen hizmetlerin yürütülmesinden bakana karşı sorumlu olduğu ifade edilmiştir.
Her iki unvanla ilgili anılan maddelere dikkat edildiğinde; müsteşarın bakanın emrinde olduğu, bakan yardımcısının ise bakana bağlı olduğu, ikisine de 'bakana yardımcı olmak' görevinin verildiği görülmektedir. Diğer yandan, anılan 3046 sayılı Kanunun 'Hiyerarşik kademeler ve birim unvanları' başlıklı 15.maddesinde 'müsteşarlık' yer alırken, 'bakan yardımcığına' yer verilmemesi dikkat çekmektedir. Ayrıca, 'Yetki devri' başlıklı 38.maddede; bakan, müsteşar ve her kademedeki bakanlık yöneticilerinin gerektiğinde sınırlarını yazılı olarak açıkça belirlemek şartıyla yetkilerinden bir kısmını astlarına devredebileceği belirtilmektedir. Bu kapsamda; bakan yardımcısının bakanlık içindeki pozisyonu, müsteşarla bir ast üst ilişkisi olup olmayacağı, ayrıca bakanın bakan yardımcısına yetki ve imza devri yapıp yapamayacağı gibi bazı konular gerek bürokrasi içinde gerekse akademik çevrelerde tartışmalara ve çalışmalara konu olmuş ve farklı görüşler gündeme gelmiştir. Ancak, bakan yardımcısına; bakanın vekalet veremeyeceği ve TBMM'de bakanın yerine oy kullanamayacağına ilişkin bazı hususlarda görüş birliği oluşmuştur.
Ayrıca, bakanlıkların web sayfalarındaki teşkilat şemalarına bakıldığında da bakan yardımcılarının bazı bakanlıklarda bakan ile müsteşar arasına konulduğu, bazı bakanlıklarda ise bakana bağlı özel bir pozisyon olarak ilişkilendirildiği görülmektedir. Dolayısıyla, bu farklı şematik görüntülerin oluşması da; bakan yardımcılarının bakanlık içindeki konumları hakkında tereddütler yaşandığını kanıtlamaktadır.
Özellikle istisnai bir memuriyet olan bakan yardımcılarının müşterek kararnameyle atanmalarına rağmen; Hükümetin görev süresiyle sınırlı olarak görev yapacaklarının hükme bağlanması ve sadece 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48.maddesindeki Devlet memurluğuna alınacaklarda aranacak genel şartları taşımasının yeterli görülmesi, bu görevin idari bir görevden ziyade siyasi bir nitelik taşıdığını göstermektedir. Nitekim bu unvanın gündeme geldiği ilk zamanlarda bu girişimin; bakanların siyasi ilişkileri ve halkla ilişkileri açısından faydalı olacağı ve bir boşluğu dolduracağı ifade edilmiştir. Dolayısıyla, müsteşara ilave olarak; siyasi ağırlığı fazla olan böyle bir makamın oluşturulmasında; iletişim ve ilişki açısından bir eksikliğin giderilmesi gerekçesinin yanında siyasi kadroların değerlendirilmesi düşüncesinin de etkili olduğunu görmekteyiz.
Bakanlıkların mevcut işleyişine monte edilen ve henüz kısa bir geçmişi olan bakan yardımcılığı makamının konumuyla ilgili olarak 3046 sayılı Kanunda yer alan muğlaklığın ve eksikliklerin giderilebilmesi amacıyla; bakan yardımcılarının görevleri, bakanlık hiyerarşisindeki yeri, bakanın yetki ve imza devri yapıp yapamayacağı gibi bazı önemli konulara açıklık getiren ilave bir yasal düzenleme yapılarak, bakan yardımcılarının konumları netleştirilmeli, olası farklı uygulamalara, görüntülere ve özellikle de idari görev ve yetki çatışmalarına imkan verilmemelidir.