Küreselleşme ve teknolojik gelişmelerle birlikte çok uluslu, ulus ötesi şirketlerin artması ve bununla birlikte de yolsuzlukların artması, daha kapsamlı araştırmalar yapabilecek bir belirleme yöntemini gerekli kılmış ve böylece ticarî hayatta sadece hile ve yolsuzlukların tespitine odaklanmış bir muhasebe türü doğmuştur.

Ülkemizde adının son yıllarda duyulmaya başlandığı adli muhasebe kavramı genel kabul gören resmi bir tanımı bulunmasa da kısaca hukuki konularda delil elde etmek amacıyla finans ile ilgili bilgilerin derlenmesi ve analitik bir aklın kullanılmasını gerektiren faaliyetlerin tamamı olarak tanımlanabilmektedir.

2000'lerin başından itibaren dünya çapında, bütün ülkeleri etkileyecek büyüklüğe sahip bazı muhasebe skandalları patlak vermiştir. Bu skandalların, temellerindeki nedenlerin anlaşılması ve sorunların çözülebilmesi için hukuk camiası, her zamankinden daha fazla bilirkişi desteğine ihtiyaç duymuştur. Bu ihtiyaç da adli muhasebe mesleğinin bilinirliğini iyice arttırmıştır. Adli muhasebecilik mesleğinin aşamaları aşağıda belirtilen maddelerden oluşmaktadır[1]:

· Alıcı ile bir araya gelme; problemlerin belirlenmesine yardımcı olmak,

· Çatışma tespiti; tarafların sorunlarını araştırarak, anlaşmazlıkların netleşmesine yardımcı olmak,

· Araştırma öncesi; planları hazırlamadan önce, problemlerin çözümlenmesi için yapılan bir eylem çalışması yapmak,

· İş planı oluşturma; hedefe varmak için uygulanan metotları en verimli olacak şekilde hazırlamak,

· Doğru kanıtların elde edilmesi; konunun niteliği, belgelerin saptanması, kişi, kurum ve olayların gerçek olup olmadığına dair bilirkişi raporunu araştırmak.

· Analiz; davanın şekline göre finansal kaybı hesaplamak, yöntemleri özetlemek, varlıkları araştırmak, iskonto oranlarından faydalanılarak varlıkların belirlemek, grafik ve tablolarla sonuca varmak.

· Raporun sunulması; araştırmanın durumuna göre, farklı bölümlere ayırarak bir rapor sunmak.

Görüldüğü üzere adli muhasebe, hukuk ile muhasebeyi bir araya getiren bir meslek olarak karşımıza çıkmaktadır. Adli muhasebecinin geleneksel muhasebeciden farkı ise; muhasebeci, mükellefinin mali tablolarını hazırlayıp yasal defterini tutarak ilgili sürelerde yasalara bildirmekle yükümlü kişidir ve bu bildirimleri yaparken genel kabul görmüş muhasebe standartlarına göre yapmaktadır. Adli muhasebeci ise, muhasebecinin oluşturduğu raporları inceler aynı zamanda oluşabilecek hile, yolsuzluk ve suiistimalleri araştırır.[2] Ancak adli muhasebeciler hile, manipülasyon, suiistimal ve yolsuzlukları ortaya çıkarırken aşağıdaki temel ögelere dikkat etmeleri gerektiğini unutmamalıdır[3]:


· Adli muhasebeciler tüm çalışma yöntemlerini ve standartlarını kendileri belirlemelidir.

· Adli muhasebeciler hile ihtimallerinin nerede gelebileceğini tahmin etmeli ve işletmenin iç denetimde eksik taraflarını tespit etmelidir.

· Adli muhasebeciler ellerinde kesin deliller olmadan suçlama yapmamalıdır.

· Adli muhasebeciler, zanlı olarak belirledikleri kişiler ile görüşmeleri sırasında kişinin psikolojisini ve ruh halini de göz önünde bulundurmalıdır.

· Adli muhasebeciler, hile, manipülasyon, suiistimal ya da yolsuzluk denetimlerinde bu durumlardan birini ya da daha fazlasını ortaya çıkardıklarında işletmenin yönetim kademelerini uyarmalı ve işletmenin alması gereken önlemeleri açıklamalıdır.

--------------------

[1] Melek SALIN, 'ADLİ MUHASEBENİN BAĞIMSIZ DENETİME KATKISININ İNCELENMESİ', Şubat 2022, s.26

[2] Yakup Gökhan SİPAHİOĞLU, 'MUHASEBE, MUHASEBECİLİK, ADLİ MUHASEBE VE TÜRKİYE'DE DÖRT BÜYÜK DENETİM ŞİRKETİNİN VERDİĞİ ADLİ MUHASEBE HİZMETLERİ', İstanbul 2019, s.41

[3] Taner TAŞKAN, 'FİNANSAL TABLOLARDA HİLE-MANİPÜLASYONLARIN SEBEPLERİ VE SONUÇLARI AÇISINDAN İNCELENMESİ, TESPİTİ VE BİR UYGULAMA', 2019, İstanbul. s.37