0
Ülkemizin 2015 yılı turizm performansına bakıldığında görünen tablo şöyledir: 2014 yılına göre; toplam ziyaretçi sayısı yüzde 0,5 artarak 41 milyon 617 bin 530 kişi olarak gerçekleşmiş, toplam turizm gelirlerimiz ise yüzde 8,3 azalarak 31 milyar 464 milyon 777 bin dolara inmiştir. Bu tablonun içinde yer alan ve yurt dışında ikamet edip Ülkemizi ziyaret eden vatandaşlarımızın sayısı yüzde 8,3 artışla 6 milyon 25 bin 370'e ulaşmış , bu vatandaşlarımızdan elde edilen gelir ise yüzde 7,1 azalarak 5 milyar 843 milyon 74 bin dolara inmiş, yurt dışında ikamet eden yabancı ziyaretçi sayısı yüzde 0,7 azalışla 35 milyon 592 bin 160 kişi olmuş, elde edilen gelir ise yüzde 8,4 azalarak 25 milyar 438 milyon 923 bin dolar seviyesine inmiştir. Dolayısıyla, 2015 yılındaki toplam ziyaretçi sayısının yüzde 85,5'ini, toplam turizm gelirlerimizin de yüzde 80,8'ini yabancı ziyaretçiler oluşturmuş, yurt dışında ikamet edip Ülkemizi ziyaret eden vatandaşlarımız açısından ise bu oranlar sırasıyla yüzde 14,5 ve yüzde 18,6 olarak gerçekleşmiştir. Ayrıca, cep telefonu dolaşım ve marina hizmet harcamalarından 182 milyon 780 bin dolar gelir sağlanmıştır (toplam turizm gelirinin yüzde 0,6'sı). Kişi başına ortalama harcama 756 dolar, yabancıların ortalama harcaması 715 dolar, yurt dışında ikamet edip Ülkemizi ziyaret eden vatandaşlarımızın ortalama harcaması ise 970 dolar olmuştur. Turizm giderlerimiz açısından durum değerlendirildiğinde ise; Türkiye'de ikamet eden ve yurt dışını ziyaret eden vatandaşlarımızın sayısının 2014 yılına göre yüzde 9,6 artışla 8 milyon 750 bin 851 kişiye ulaştığı, turizm giderlerimizin yüzde 4,2'lik artışla 5 milyar 698 milyon 423 bin dolara çıktığı, kişi başına ortalama harcamanın ise 651 dolar olduğu görülmektedir.
Yukarıdaki rakamsal verilerden; sektörün 2014 yılındaki performansı yakalayamadığını, 2015 yılının olumsuz bir bilançoyla kapatıldığını söylemek mümkündür. Ancak, 2015 yılında toplam ziyaretçi sayısının düşmemesine rağmen toplam turizm gelirlerimizin düştüğü ve bu düşüşün hem yabancı ziyaretçi hem de vatandaş ziyaretçi için geçerli olduğu ve bu bağlamda ortalama harcamaların da düştüğü, hatta ortalama harcamadaki bu düşme trendinin turizm giderlerimizin artmasına rağmen yurt dışını ziyaret eden vatandaşlarımızın harcamalarına da yansıdığı görülmektedir. Geceleme sayıları açısından bakıldığında ise; geçen yıla göre önemli farklılıklar oluşmamıştır.
Küresel ve bölgesel ekonomik ve siyasi sorunlardan nasibini alan sektörün 2015 yılında sıkıntılı bir süreç yaşadığı ve bunun sonucunda ileriye dönük beklentilere olumlu bakamadığı bir gerçektir. Özellikle, bütün yıl açık kalan tesis sayısının az olması gibi geleneksel sorunların aşılmasına yönelik tartışmaların sektör gündeminde yoğunlaşması gerekirken; turistik tesislerin bazılarının kapanmasına ve satılmasına yönelik olarak son zamanlarda basında çıkan haberler kaygı verici olmuştur. Öte yandan, turizm yatırımlarında ivme kaybı olması olumsuz, turizm yatırımlarının yurt çapında yaygınlaşması ise olumlu gelişme olarak dikkati çekmiştir.
Özellikle Ülkemizin turizmde yaşadığı sıkıntılı bu süreçte; çeşitli söylemlerin de dikkat çektiği görülmektedir. Bir yandan, 'turizmimiz etkilenmeyecek, yeni pazarlar bulacağız' tarzında, bir yandan da 'sektör çöktü' gibi söylemlerin olduğunu görmekteyiz. Bu iki yaklaşımın da sektöre olumsuz katkı yapacağı unutulmamalıdır. Çünkü, moral ve motivasyon söylemlerinin dozu gereksiz artarsa sorunun fotoğrafını çekmek ihtiyacı hissedilmeyecek ve sektörün bu süreci en az kayıpla atlatmasını sağlayacak tedbirlerin alınması için gerekli siyasi ve bürokratik refleksler azalabilecektir. Diğer yandan, turizmdeki potansiyelimiz, emeğimiz ve birikimimiz dikkate alındığında aşırı kötümserliğe de yer yoktur.
Turizmimize ilişkin olarak; 'yeni pazarlar bulmak' gibi klasik önerilerin yanında; sektöre ilişkin sorgulamaların da yapılması ve bu kapsamda Ülkemiz turizminin sorunlarının oluşumunda ve çözümünde; 'Devletin, sektörün tüm bileşenlerinin, küresel ve Ülkemiz şartlarının, uluslararası ilişkilerimizin, finansal şartların ve diğer kriterlerin paylarının detaylandırılması' fayda sağlayacaktır.
Ülkemiz turizmi geçmişte önemli aşamaları geçerek bugünkü seviyesine gelmiştir. Bu süreçte; sektöre verilen her türlü emek, Devlet desteği, kullanılan kaynaklar ve girişimci çabaları hatırlanıldığında ve turizm potansiyelimiz dikkate alındığında, sektöre ilgimizi daha da yoğunlaştırmamız gerekmektedir. Ancak, bundan sonra uygulanacak politikaları; Devlet ve sektörün tüm bileşenleri birlikte revize ederek oluşturmalı, yönlendirmeli ve ihracatın küçük kardeşi olan bu sektörün aile bütçesine katkısını artırmak için azimli, akılcı ve söylemden ziyade eylemci bir tutum izlemeliyiz.
Turizme sadece parasal açıdan bakmak ve döviz getirisi olarak değerlendirmek de tarihi yanılgılarımızdan birisidir. Bu bağlamda, geçmişte iç turizme de mesafeli bir yaklaşım gösterilmesi sektörün hatalarından biri olarak hafızalara yazılmıştır. Turizmin çeşitli fonksiyonlarını, dalgalarıyla etkilediği alanları ve sektörün; kültüre, eğitime, sosyal yaşama, bireysel gelişime, çevre bilincine, Ülke prestijine, istihdama, tedarikçilere ve diğer sektörlere yaptığı katkıyı unutmamalıyız.