Ülkemizde şehirlere aidiyet duygusu ve hemşehrilik özellikle çok partili sisteme geçişle birlikte siyaseten şekillenmiş olup, iki binli yıllara kadar artarak devam etmiştir. Yerel siyaset o şehirde yaşayan binlerce insanın gündelik hayatına etki ederek, birçok kez ulusal siyasetin üzerine çıkmıştır. Türkiye'de şehir ve siyaset konusunda öne çıkan en önemli şehirlerden birisi de Malatya'dır. Siyaset Malatya için farklı şekillenmiş ve yerel siyaset her zaman ulusal siyasetle birlikte değerlendirilmiştir.
Bunda da en önemli etken, 70 yıllık çok partili döneme ilişkin sürede İsmet İnönü, Turgut Özal, Recai Kutan gibi Malatyalı siyasi parti liderlerinin ülke siyasetinde ve yönetiminde aktif görev almalarıdır. Bu nedenle Malatya'da siyaset 1920'ler-1970 arası İsmet İnönü ve CHP, 1977'ye kadar da İnönü'süz, ancak ona bağlılığın ilk etken olduğu CHP dönemi, 1983-1993 Yılları arasında Turgut Özal ve ANAP dönemi, 1993-1999 dönemi ise Recai Kutan Refah dönemi olarak hemşehri parti genel başkanını destekleme şeklinde sandığa ve seçim sonuçlarına yansımıştır. Bu sonuçlar ulusal siyasetle yerel siyasetin iç içe olduğu bir şehir olarak Malatya'yı Türkiye siyasetinde şehir olarak farklı bir yere koymuştur.
Geçtiğimiz günlerde araştırmacı yazar kardeşim Nezir Kızılkaya, malatyahaber.com'da yayınlanan 'Malatya'nın İlk Şehir Planı Süreci (1931- 1936)' konulu yazısında aradan geçen 80 yıllık sürede Malatya şehir planıyla ilgili bilinmeyen birçok konuda hem bizleri bilgilendirdi hem de yanlış veya eksik bilen konuları da açıklığa kavuşturmuş oldu. Birçoğumuzun zevkle okuduğu bu yazıyı farklı bir bakış açısıyla ele almak ve siyasetin bir şehre etkisinin dün ve günümüze yansımalarını sizlerle paylaşmak istedim. Yazıda yer alan tarihe baktığımızda Genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ilk kuruluş yıllarına rastlayan 1931-1936 tarihleri arasında bu dönemde Başbakan İsmet İnönü'dür.
Birinci Dünya Savaşı (Birinci Cihan Harbi) ve akabinde verilen Kurtuluş Savaşı (İstiklal Harbi) sonrasında Türkiye'de yeni başkent olmuş Ankara da dahil hemen hemen hiçbir şehirde bugünkü modern anlamda bir şehircilik anlayışı ve şehir planı mevcut değildi. 1924 Anayasası ile il olan ve bulunduğu Aspuzu bölgesinde çok az bir geçmiş olan ve bilinen Malatya'nın (Aşşağışeher/Eskimalatya) bağ ve bahçe evlerinden oluşan bir sayfiye kasaba görüntüsü veren bu bölge için 1931-1936 tarihleri arasında bir şehir planının gündeme gelmesi ve gerçekleştirilmesi içinde de devletin en üst düzeyinde konuya ilgi duyulması çok önemli bir husustur.
Tabi bu olayın bilenen yazılı tarihi dışında, Malatyalılar tarafından bilen benim de bizzat rahmetli babamdan dinlediğim bir diğer yanı ise şöyledir: Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 13 Şubat 1931 tarihinde Adana'dan trenle Malatya'ya gelir ve Malatya'da demiryolunun açılışının devamında Malatya Türk Ocağı binasında Malatyalılarla görüştükten sonra gece Malatya'dan ayrılır.
Atatürk, Ankara'ya döndükten sonra aynı zamanda Malatya Mebusu olan İsmet İnönü ile bir arada bulunduğu bir sırada İsmet Paşa'ya 'İsmet memleketini gördüm, adeta köy gibi' diye takılır. İsmet Paşa da ona 'Paşam eğer siz emir buyurursanız o köy mamur bir şehir olur' cevabını verir ve İsmet Paşa Atatürk'ten aldığı onayla Malatya şehir planını yapmak üzere gerekli birimlere talimat verir ve bizzat takipçisi olur. Bugün üzerinde yaşadığımız bu bölgede Türkiye'nin Ankara'dan sonra ilk şehir planının yapıldığı Malatya'nın inşasına başlanır.Ankara'nın şehir imar planını yapan Alman mimar Malatya'ya gönderilir.
Tabi günümüz Türkiye'sinde ve Malatya'sında bu konu bazı insanlar için pek bir şey ifade etmeyebilir bu konuyu geçtiği tarih olan 1931-1936 tarihinde dikkate aldığımızda şehir imar planının ne kadar önemli bir çalışma olduğunu ortaya koyacaktır.
Bu konu dışında, Malatyalıların kendisini köşkte bir ziyareti sırasında İsmet İnönü'ye sitemleri üzerine; İnönü, 'Ben Malatya'ya en iyi öğretmenleri gönderdim' sözü söylemesi, herşeyden önce Malatya'da eğitime verdiği önemin bir göstergesidir. Merhum Araştırmacı- Yazar büyüğümüz Ahmet Şentürk anlatmıştı; 1930'lu yıllarda öğrenim gördüğü Malatya Ortaokulu ve Lisesi'nde, o dönem de dünyanın en önemli üniversitelerinden biri olan Fransa Sorbonne Üniversitesi mezunu öğretmenleri bulunmuş. Arif Nihat Aysa Malatya lisesinde öğretmen/müdür olarak görev yapmış. Eflatun Cem Güney, Şemsi Belli gibi yazar ve şairler o yılların Malatya'sında yetişmiştir.
O dönemin en önemli ulaşım sistemi ve medeniyet taşıyıcısı olan demiryolunda Malatya'nın doğu ve batı arasında kavşak olması tesadüf mü? Yine 2.Sanayi devrimin yaşandığı ilk yıllarda, Türkiye'de tekstil sektörünün gelişmesinde lokomotif görevi üstlenecek Sümerbank Mensucat Fabrikası'nın 1935 yılında Malatya'da faaliyete geçirilmesi sanayileşmeye verilen önemini, daha sonra açılan Tekel, Şeker gibi fabrikalarla işsizlik sorununun tümüyle ortadan kaldırılmasını, Hava İkmal Merkezi ile Malatya'da kalifiye hizmet elemanı katkısının sağlanmasını tesadüf mü? Sağlıklı ve doğru bir öngörü ile Malatya'nın gelişerek büyüyeceği artan nüfusuna uygun olarak şehrin gelişiminin planlanması kapsamında genç Türkiye Cumhuriyeti'nin kısıtlı kaynaklarına rağmen yeni şehir Malatya'nın gelişmesinde; imar planının hazırlatılması, Hükümet Konağı, belediye hizmet binalarının yaptırılması, Malatya'yı Türkiye'nin önemli bir ulaştırma kavşağı yapan demiryolu bağlantısı, sosyal tesisleriyle birlikte hizmete sunulan Mensucat Fabrikası, Tekel Tütün Fabrikası, yeni okullar yaptırılması, kaliteli eğitim ve öğretim kadrolarının atanması gibi önemli hizmetler hiç kuşku yok ki bir siyasinin şehrine aidiyet ve hemşerilik duygusunun en güzel ifadesidir. Çünkü şehir imar planı,ulaşım,sanayi ve eğitim bir şehir için önemli unsurlardır. İsmet İnönü'nün de özellikle 1923-1950 yılları arasına Malatya için bu konularda yapmış olduğu çalışmalar takdir edilmesi gereken bir konudur. (Sümerbank Malatya Yerleşkesi, Cumhuriyet modernleşmesine ve mimarlığına özgü temel yaklaşımları etkin biçimde yansıtır. Bu anlamda seküler mekansallık, Batılı -Alman- izler, akılcı, rasyonel, akışkan ve homojen mimari dil, sanayi merkezli mekansal örgütlenme, işçi ve memurlara yönelik sosyal mekanların ve düşük kiralı lojmanların varlığı, devlet merkezli mülkiyet ve yapılanma temel modernleşme yaklaşımlarının tipik uzantıları olmaktadır.-Yrd. Doç. Dr. Özlem Arıtan tarafından 26–27 Aralık 2008 tarihinde Uludağ Üniversitesi'nde gerçekleşen 'Türkiye Mimarlığında Modernizmin Yerel Açılımları' konulu etkinlikler dizisinin dördüncüsünde sunulmuştur-)
Bu dönemde yapılan bu hizmetler kapsamında bizzat şahit olduğum bilinen bir konuyu bir kez daha hatırlatmak isterim.1970 yılların sonu kadar TRT'de radyoda yapılan yarışmalarda sorulan bir Soru; Türkiye de şehir içinde hiç viraj yapmadan gidilen en uzun cadde hangi ilimizdedir. Cevap; 'Malatya'dır' İnönü Caddesi uzunluğu 3 km'dir.
8.Cumhurbaşkanımız Turgut Özal'ın bizzat projelendirdiği Dünya Bankası tarafından kredilendirilen ve yapım tarihinde Türkiye'nin en önemli yatırımları arasında yer alan Turgut Özal Tıp Merkezi ile Recai Kutan'ın DSİ görev yaptığı dönemde bizzat katkı verdiği Çat Barajı ve Malatya Ovası sulama projesinin (Malatya'nın tarımsal sulamasında önemli bir yer tutmaktadır). Bu merkezin, Turgut Özal tarafından ihale aşamasından itibaren inşaat sürecini yakinen takip ederek tamamlanmasını sağlamasının Malatya için ne kadar önemli olduğu her geçen gün daha da ortaya çıkmıştır.
Siyaset biliminde hakim olan düşünceye göre, ulusal siyasetin yerel siyasetle ilişkilerinde yerel siyasi oluşumların ve siyasi temsilin ; o şehrin sosyo-kültürel ve ekonomik temellerini oluşturduğunu sosyalleşme ile birlikte hemşehriliğin, kimlik aidiyetlerinin nasıl oluştuğuna ve korunduğuna ilişkin ortaya koyduğu değerlerin sonucu olarak görülmektedir.
İsmet İnönü ve Turgut Özal'ın kişiliğinde bu konuyu değerlendirdiğimizde, siyasetin ve siyasi kişiliklerinin bir şehre nasıl olumlu etki sağladığını görmekteyiz.
Çok partili parlamenter sistemde Türk siyasi hayatında 1923'ten 1973 yılına kadar 50 yıllık sürede Malatya adına ve Malatya'yı temsilen;
• 1925-1937 yılları arasında 12 yıl Başbakanlık,
• 1938-1950 yılları arasında 12 yıl Cumhurbaşkanlığı,
• 40 yıla yakın (9 dönem) Malatya Milletvekilliği görevlerinde bulunan Mustafa İsmet İnönü'yü (İsmet Paşa) vefatının 45 yılında rahmet ve şükranla anıyoruz.
İsmet Paşa, Turgut Özal ve Recai Kutan Malatya'ya imzalarını atmış devlet büyükleridir. Onun için, gerçek Malatyalıların oluşturduğu hemşehri dernekleri, dayanışma dernekleri ve vakıflarda, bugün hayatta olmayan 2 büyük Malatyalı İsmet Paşa ve Turgut Özal'ın fotoğrafları, devletimizin kurucusu Büyük Atatürk'ün fotoğrafıyla birlikte yer almaktadır. Allah sağlık ve uzun ömür versin, Recai Kutan büyüğümüz de, ebediyete intikal ettiğinde, o'nun fotoğrafı da onların arasında bulunacaktır.
Bugün 3'lü (Atatürk, İnönü ve Özal) fotoğrafın bulunduğu her yer, hemşehrilerini sağ oldukları dönemde siyaseten yanında olmasalar da, ölümlerinden sonra siyaset üstü duygularla bu hemşehrilerini ayrı bir yere koyan, seven, takdir eden, sahip çıkan 'gerçek Malatyalılar'ın biraraya geldiği yerlerdir. İsmet Paşa'nın ölümünden sonra, hatırasına adının verildiği stadın yıkımı için tören düzenleyenlerin bu şehre mensubiyetlerini okurun yorumuna bırakıyoruz -ki bilindiği gibi zaten 'köklü' Malatyalı da değillerdir bunlar!-.
Bir hatırlatma
Bundan 2 yıl önce, İnönü Üniversitesi tarafından düzenlenen Karaciğer Nakli Enstitüsü'nün Misyonu Çalıştayı'nda konuşan, Malatya milletvekili, dönemin Gümrük ve Ticaret Bakanı Sayın Bülent Tüfenkci'nin 'Cumhurbaşkanımız ile irtibat halindeyiz. Malatya'da onlara yakışır, hem İnönü hem Turgut Özal Müzesi'ni burada kısa bir sürede hayata geçirmek istiyoruz. İnşallah şehir buna katkı verirse aileleri de razı olursa, burada hem İnönü hem Özal Müzesi'ni yan yana, Türkiye'nin nereden nereye geldiği, demokrasi tarihi veya Türkiye'nin gelişmişlik tarihini gösterecek şekilde Malatya'ya kazandırmak istiyoruz.' sözlerinin bir an önce hayata geçirilmesi İsmet İnönü'nün Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde temelleri atılan daha sonra Turgut Özal ile yeniden canlanan ve artarak tutkuya dönüşen Malatyalılık ruhunun yaşatılması adına tüm Malatyalıların en büyük arzusudur.
Kaynak; http://malatyahaber.com/