Yeminli Mali Müşavir ([email protected])
Giriş; Af kavramı genel itibariyle anayasa ve ceza hukukunda düzenlenmiş olsa da kayıt dışının sonucu olarak ülkemizde özellikle vergi mükellefleri her dönem geleceğe ilişkin mali affın veya vergi affının zemini oluşması konusunda bir beklenti içinde olmuştur. Bunun sonucu olarak bugünden geriye doğru baktığımızda 1998 yılında çok kapsamlı 4369 sayılı kanunla başlayan süreç son çeyrek yılda 7440 sayılı kanunla devam etmiştir.
Özellikle son yıllarda çıkartılan ve kamuoyunda daha çok vergi affı olarak ifade edilen bu kanunlarda dikkat çeken önemli bir düzenleme ise “İşletme Kayıtlarının Düzeltilmesi” adı altında yapılan düzenlemedir.
Yazımızda 7440 sayılı kanunla yapılan yasal düzenlenmelerden “İşletme Kayıtlarının Düzeltilmesi” kapsamında stok beyanının yasanın yürürlük tarihi ile başvuru süresi içinde mükellefiyet tesis ettiren mükellefler için sonuçlarını ele alacağız.
Yasal Düzenleme ve Uygulama
2003 yılında uygulamaya giren 4811 sayılı kanunda yer alan “Stok Beyanları İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan mallar ile düşük bedelle yer alan makine, teçhizat ve demirbaşlar” başlığı altındaki düzenleme kabul gören bir uygulama olarak daha sonraki mali af veya vergi affını kapsayan yasal düzenlemelerin hemen hemen hepsinde yer aldı.
7440 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” işletme kayıtlarının düzeltilmesi başlıklı 6.maddesinin gerekçesinde, “Maddenin birinci fıkrasıyla, kayıt dışı faaliyetlerin kayıt altına alınabilmesi için, işletmelerde mevcut olmasına rağmen kayıtlara yansıtılmamış emtia, makine, teçhizat ve demirbaşların kayıtlara intikal ettirilebilmesini sağlayacak düzenleme yapılmaktadır. Buna göre, gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri (adi, kollektif ve adi komandit şirketler dâhil) işletmelerinde mevcut olduğu hâlde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşların kendilerince veya bağlı oldukları meslek kuruluşlarınca tespit edilecek rayiç bedeliyle, Kanunda öngörülen süre içinde vergi dairelerine bir envanter listesi ile bildirmek suretiyle defterlerine kaydedebileceklerdir. Bu suretle gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin yasal kayıtlarının gerçek durumu yansıtır bir hale getirilmesi hedeflenmektedir.
… Mükelleflerin ellerinde bulunan belgesiz malların kayıt altına alınması, kayıt dışı ekonominin daraltılması ve bundan böyle yaratılacak katma değer vergisinin kavranması amacıyla, bildirim konusu mallar için katma değer vergisi hesaplatılmakta ve bu verginin, sorumlu sıfatıyla beyanı sağlanmaktadır. ….
… Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen mükelleflerin, bu Kanunda belirtilen süre içinde faturalama işlemini yapmaları ve bu faturaları yasal kayıtlarına intikal ettirmeleri gerekmektedir. Bu fıkra hükmünün uygulanmasına ilişkin olarak geçmişe yönelik ceza ve faiz uygulanmayacaktır.
… Yasal kayıtlara intikal ettirilen tutarlar, cari yıl gelir vergisi veya kurumlar vergisi matrahının hesabında dikkate alınacaktır. Ayrıca, bu tutarlar ilgili dönem katma değer vergisi beyannamesinde beyan edilecektir.”
Şeklinde açıklama yer almaktadır.
7440 sayılı kanun uygulamasında kapsam ve tanımlara ilişkin açıklamada özellikle “Kesinleşmiş Alacaklar” için 31/12/2022 tarihinden önce ibaresi, “Kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan alacaklar” için Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ilk derece yargı mercileri nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş ibaresi, “İnceleme ve tarhiyat safhasında bulunan işlemler” için Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun yayımı tarihinden önce başlanıldığı hâlde, tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemleri ibaresi, “Matrah ve vergi artırımı” için ise 2018-2019-2020-2021 ve 2022 yıllarına atıf yapılırken, “İşletme kayıtlarının düzeltilmesi” bölümünde sadece 3. fıkrada yer alan Kayıtlarda yer aldığı hâlde işletmede bulunmayan “Kasa mevcudu ve ortaklardan alacaklar ile bunlarla ilgili diğer işlemler” için 31.12.2022 tarihli bilançonun esas alınacağı belirtilmiştir.
İlgili maddenin 1.fıkrasında “İşletmede mevcut olduğu hâlde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri (adi, kollektif ve adi komandit şirketler dâhil), işletmelerinde mevcut olduğu hâlde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşları kendilerince veya bağlı oldukları meslek kuruluşunca tespit edilecek rayiç bedel ile bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan sürede bir envanter listesi ile vergi dairelerine bildirmek suretiyle defterlerine kaydedebilirler.
Bu fıkra hükmünün uygulanmasına ilişkin olarak geçmişe yönelik vergi cezası uygulanmaz.
Şeklinde yer alan düzenlemede bu madde için yapılacak müracaatlar için mükellefiyet başlangıcı yönüyle de bir kısıtlama yer almamaktadır.
Buna göre kanunun uygulama başlangıç tarihi ile bitim tarihi arasında faaliyette bulunan tüm gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin müracaat ederek kanunun bu maddesinden yararlanma imkanı olduğu görüşü ortaya çıkmaktadır.
İşe Başlamadan Önce Satın Alınan Demirbaş ve Stok Mallarının Gider Kaydı
Bilindiği üzere mükelleflerin işe başlamadan önce satın almış oldukları demirbaş ve stok mallarının kayıtlara alınarak gider kaydına imkan olduğu yönünde daha önceki tarihlerde Gelir İdaresi Başkanlığı ve ilgili Vergi Dairesi Başkanlıkları ile Defterdarlıklara bağlı Vergi Dairesi Müdürlükleri tarafından verilmiş özelgeler bulunmaktadır.
https://www.verginet.net/dtt/11/ozelge-2022-2.aspx?ozID=3487
https://www.verginet.net/dtt/11/ozelge-2017-5.aspx?ozID=1389
Yukarıda yer alan açıklamalar ve idare tarafından verilen özelgeler dikkate alındığında 7440 sayılı kanun kapsamında kanunun yürürlüğe girdiği 12.03.2023 tarihi ile son baş vuru tarihi olan 30/6/2023 tarihine kadar (uzatılan süre) faal olan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerin baş vurmaları halinde kanunun işletme kayıtlarının düzeltilmesi başlıklı 6.maddesinin birinci fıkrasına göre stok beyanında bulunmasına hiçbir yasal kısıtlamanın olmadığı anlaşılmaktadır.
Kaldı ki e-beyanname sisteminde yer alan 7440 sayılı kanun stok beyanı kısmında yapılan bildirim ve beyanlarda mükelleflere mükellef başlangıcı ile ilgili kanundan yararlanıp yararlanmayacakları konusunda hiçbir uyarı gelmediği gibi yapılan beyan ve bildirimlerde sistem tarafından kabul edilerek onaylanmıştır.
Uygulamada bu kapsamda stok beyanında bulunan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin yapmış oldukları beyanlarının bağlı bulundukları ilgili vergi dairelerince iptal edildiği.
Bu durumda bulunan mükelleflerden izahat istendiği daha sonrada beyan edilen tutar üzerinden mükelleflere faturasız mal bulundurmaktan dolayı 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunun 9/2 maddesi gereğince bildirimde bulunulan mallar için 10 gün içinde alış belgesi ibraz edilmemesi halinde beyan edilen tutar üzerinden KDV tahakkuk ettirmek suretiyle vergi ziyaı cezası ve usulsüzlük cezası kesileceği ifade edilmiştir.
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair 7440 Sayılı Kanun 1 Seri nolu Genel Tebliğin İşletme Kayıtlarının Düzeltilmesine İlişkin Hükümler başlığı altında yer alan Vergisel Yükümlülükler (d) kısmında ise;
“7440 sayılı Kanunun 6’ncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine göre, kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar için yukarıda (a) bölümünde belirtilen şekilde sorumlu sıfatıyla KDV beyan eden ve ödeyen mükellefler bakımından 3065 sayılı Kanunun söz konusu hükmü uygulanmayacaktır. Buna göre, söz konusu hüküm kapsamında beyanda bulunan mükelleflere, 3065 sayılı Kanunun (9/2) maddesi hükmü uyarınca belgesiz mal bulundurduğu gerekçesiyle malın emsal bedeli üzerinden cezalı olarak re’sen tarhiyat yapılmayacaktır” hükmü yer almaktadır.
Sonuç; 213 sayılı VUK'un üçüncü maddesinde “Vergi kanunları lafzı ve ruhu ile hüküm ifade eder. Lafzın açık olmadığı hallerde, vergi kanunlarının hükümleri konuluşundaki maksat, hükümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı göz önünde tutularak uygulanır.” hükmünü dikkate aldığımızda 7440 sayılı kanun “İşletme Kayıtlarının Düzeltilmesi” başlıklı 6.maddesinin gerekçesinde çok açık bir şekilde ifade edildiği gibi kayıt dışı faaliyetlerin kayıt altına alınarak. Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin yasal kayıtlarının gerçek durumu yansıtır bir hale getirilmesi hedeflenirken, bildirim konusu mallar için katma değer vergisi hesaplatılmakta ve bu verginin, sorumlu sıfatıyla beyanı sağlanması amaçlandığı belirtilerek. Yasal kayıtlara intikal ettirilen tutarlar, cari yıl gelir vergisi veya kurumlar vergisi matrahının hesabında dikkate alınacağı. Bu fıkra hükmünün uygulanmasına ilişkin olarak geçmişe yönelik ceza ve faiz uygulanmayacağı belirtilmiştir.
Yasada bu madde hükmünden sadece yasanın yürürlük tarihinden önce faaliyette bulunan mükelleflerin yararlanabileceği konusunda bir hüküm bulunmaması veya diğer maddelerde olduğu gibi bu madde için bu konuda özel bir tarih belirlenmemiş olması nedeniyle yasanın yürürlük tarihi ve başvuru süresi sonuna kadar geçen sürede tüm vergi mükelleflerinin stok beyanında bulunma hakkı olduğu anlaşılmaktadır. 7440 sayılı kanun kapsamında yasanın yürürlük tarihi itibariyle mükellef kaydı olmayan mükelleflerin yapmış olduğu beyanların geçerli olması gerekiyor.
Bu durumda bulunan mükellefler nezdinde bağlı oldukları vergi dairelerince yapılan iptal ve ceza işlemleri 7440 sayılı kanuna hem de 3065 sayılı kanuna uygun değildir. Çünkü belgesiz mal bulundurulduğuna dair idarece yapılmış fiili bir tespit bulunmamaktadır. Ayrıca ceza uygulanması da yasal değildir. Şöyle ki Anayasa'nın 38'inci maddesinde suç ve cezalara ilişkin esaslar içerisinde cezaların ancak kanunla konulacağı belirtilmiştir. Vergi cezaları da bu kapsamda değerlendirildiğinden 7440 sayılı kanunda bu şekilde yapılacak beyan ve bildirimlere hangi cezanın ne şekilde uygulanacağı konusunda bir hüküm yer almamaktadır.
---------------------
Kaynak; https://www.alomaliye.com/