[email protected]
Türk siyaseti TBMM'nin yeni döneme başlamasıyla birlikte ısınacak demiyorum. Çünkü TBMM'nin kapalı olduğu dönemde siyasetin ateşi hiç düşmedi. Korona tedbirlerinden sayıp keşke parti kapılarına ateş ölçer koyabilseydik. Bundan sonra da Türkiye'de 2023 yılına kadar siyasetin ateşinin yüksekliği düşmeyecek.
Gerek Gelecek Partisi gerekse DEVA kurulduğunda AK Parti'den bir çok milletvekilinin transfer olacağı, partinin dağılacağı hesap ediliyordu. Olmadı. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Giden olmadı. Bu demek değil ki Ak Partide gidişattan rahatsız olan milletvekili yok. Var olmasına da var da yüksek perdeden sesleri çıkmıyor. Ağızları var ancak dilleri dedikodu pazarında... 'Ne oluyor, ne olacak ?'
Yar bize bir eğlence…
'Siyasette eğlence mi yok?' derseniz cümbüş yeni başlıyor.
Siyasi partilerin kongre süreçleri bütün hızıyla devam ediyor. Gelecek Partisi'nden sonra DEVA Partisi de kongrelerine başladı. Ak Parti'de kongre süreçleri kaldığı yerden devam edecek. Taban başta olmak üzere teşkilat yapılarının partiden kopmamasına dikkat edilen süreçte gelecek kadrolarına nasıl bir siyasi kariyer planı çizildiği ise şimdilik belli değil.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde Ak Parti yönetimini oldukça boşlayan Recep Tayyip Erdoğan yeni döneme ilişkin bir model yerleştirmenin, yeni bir yapı kurmanın planını yapıyor. Bu nedenle Ankara ve İstanbul il teşkilatlarına 'siyasi aurası yüksek siyasi rol modeller' oluşturma niyetinde… Bunu yaparken lidere bağlılık ve FETÖ'ye hiçbir şekilde bulaşmama şartı ön planda. Buna örnek verilmesi gerekirse geçtiğimiz dönemlerde parti yönetiminde olan bir siyasi ismin il başkanlığı arayışları belirttiğim gerekçelerle başlamadan bitti. Erdoğan yol vermedi. Bu durum yalnızca siyasette geçerli değil. Geçen dönemde Ankara'da önemli bir ilçenin belediye başkanı Türkiye'nin yürütmeden sonra en önemli kurumuna genel sekreter olma süreci bir anda bıçak gibi kesildi. Erdoğan ikna edildi, imza işi son anda engellendi.
Bu arada AK Parti siyasetin önünü açmak için siyasi partiler kanununda değişiklik yapmaya hazırlanıyor. Cumhurbaşkanının bir siyasi parti ile bağı Erdoğan örneğinde olduğu gibi genel başkan düzeyinde değil üye olmayla sınırlı da olabilecek. Bu durum Ak Parti'de de Külliye'de de seslendirilmeye başladı. Erdoğan AK Parti üyesi ama genel başkanı olmadan 2023 seçimlerine girebilecek. Bu durum elbette Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde yapılacak revizyon içinde gerçekleşecek.
Siyasetin toplumsal boyutu yanında Ak Parti'de siyaset yapacaklara da seçmene de güven ve geleceğe umut açısından önemli bir değişim de; 'ön seçim' şartı.
Bununla bütünleşmiş bir şekilde seçim sisteminde de değişiklik öngörülüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önceleri 'Daraltılmış bölge' sistemi üzerinde durduğu belirtiliyordu. ANAP kurucusu Turgut Özal'ın 1987 ve 1991 yıllarındaki seçimlerde uyguladığı 'daraltılmış bölge' modeli benimsiyordu. Bu sistemde dar bölge (Single-member district) olarak adlandırılan her seçim bölgesi için seçime katılan her siyasi parti bir milletvekili adayı belirlemesine, çoğunluk esasına göre yapılan seçimde her bölgeden en yüksek oyu alan aday seçilmesi öngörülüyor. İşin ilginç yanı Cumhurbaşkanı Erdoğan 1991 yılında bu seçim sisteminde büyük mağduriyet yaşadı. Seçilmesine ve 11 gün milletvekili mazbatası taşımasına rağmen vekilliği iptal edilmiş yerine Mustafa Baş mazbata almıştı.
Şimdi Külliye'nin üzerinde çalıştığı model 'Dar bölge sistemi'… Ülkeyi parlamenter sayısı kadar seçim çevresine bölen ve her seçim çevresinin bir parlamenter çıkarmasını öngören seçim sistemi, Türkiye'de uygulanırsa ülke 600 seçim çevresine bölünecek. Seçim çevresini birinci sırada tamamlayan parti adayı ve bağımsız aday milletvekili olmaya hak kazanmış olacak.
Ancak bu seçim sistemi üzerine MHP'nin rezervi var. Nedeni ise en fazla oyu olan partiye avantaj sağlıyor olması… Bahçeli'nin bu sistem ile ilgili itirazları var. Bu endişeyi gidermek üzerine AK Parti'nin bazı seçim bölgelerinde MHP'ye avantaj sağlamayı hedefliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu sistemdeki ısrarının altında yatan en önemli neden ise Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile TBMM/Yasamanın etkisinin yeniden güçlü hale getirilmesi… Erdoğan böylelikle Türkiye'de 600 seçim bölgesinden seçilen milletvekillerinin yasamayı sistemin öngördüğü hale getirmesini sağlamayı öngörüyor. Ancak kurmaylarından bu konuya itirazlar var. O da Ak Parti başta olmak üzere milletvekilleri üzerinde 'lider' otoritesinin sağlanamama riski... Erdoğan 'bu daha demokratik olur ve siyaset umut olur'… görüşünde Erdoğan'ın diğer bir amacı ise parti yönetiminde klikleşen ve dar kadro siyaseti yapan yöneticilerin tasfiyesi…
O da biliyor ki bu elbise Türkiye'ye de Ak Parti'ye de dar geliyor olması…
Bu nedenle Erdoğan şimdilerde kısık sesle olsa da 'Dar geliyor' diyerek sistem eleştirisine başlayacak.
Benden söylemesi dar gelen elbise çabuk patlar…