Hayatın birçok şeyi eksik, birçok şey kökten yanlış,

Birçok şeyin temeli yok…

Yarım yamalak!.

Hayat, eksik kalanları tamamlamakla doldurulan bir süreç…

Var olanı olduğu gibi korumak mümkün değil,

Her çocuk babası gibi, yeni baştan kuruyor düzenini…

Benzer zorlukları ya da kolaylıkları kendisi de yaşıyor

Ne kadar zaman geçerse geçsin, bazı şeyler asla değişmiyor.
 

*
 

İnsan hayatın anlamını kavramış değil henüz,

Bu yüzden özünde cahil kalmıştır.

Tarih sürecinde,

Nice dev devletler yıkılmıştır.

Şöyle bir düşünün; binlerce yıldır hiç değişmeyenler;

Kavga, gürültü değişmedi,

Barınma sorunu değişmedi,

Ekmek kavgası değişmedi.

Acı, hüzün, gözyaşı değişmedi,

Aynı kısır döngülerin içinde yaşayıp,

Hayatın dengesini bir türlü bulamadı..
 

*
 

Her şeyimiz ekranlarda; muhasebe kayıtları,

Yazılarımız, kitaplarımız, fotoğraflarımız…

Cihazın bozulduğunda, ya da birisi fişi çektiğinde,

Hiçbir şeyin yok!

Sahte hayat, sanal hayat siyah bir ekran…
 

*
 

Ekrandaki kızlar ne kadar güzel olursa olsunlar,

Dokunamadığın için yoklar aslında…

Ekranlar gibi, duygularda yapay,

Savaş filmlerini izlemek ayrı,

Savaşın içinde asker olmak ayrı

Bir yanda gerçeği yaşamak,

Bir yanda görseli izlemek.
 

*
 

Acı, ne kadar derin olursa olsun,

Kısa bir üzüntünün ardından

Duygu anlam değiştirip hızla kaybolur,

Bir şey yapamazsın.

Ekranların verdiği acı da, sevinç de yapaydır,

Hissedemezsin..

Hissetmek, yaşamayı gerektirir.
 

*
 

Her şey ekranlara yüklendiğinden,

Gün gelir hepsi yok olabilir,

Her şeyi kaybedebiliriz.

Ne bir yazı,

Ne bir mektup

Ne de bir kitap kalır geriye…

Ve toplu bir yıkımda,

Geride sadece mezar taşlarının yazısı kalır...

Mezar taşında adın ne kadar kalacak?

Yıllar sonra,

O taş bile yerinde kalmayacak! (2023)