0

Katma Değer Vergisi Kanununun 58. madde hükmüne göre mükellef­ler;

- Vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisini,

- İndirim hakkı tanınmış katma değer vergisini, gider yazamayacaklardır. Başka bir ifade ile ne alışlar üzerinden öde­nen vergi ne de satışlar üzerinden hesaplanan vergi gelir ve kurumlar ver­gisi matrahında gider unsuru olarak yer alamayacaktır.

Faaliyet sırasında ödenen KDV’den gider olarak yazılabilecek nitelikte olanlar yalnızca Kanunun 30. maddesinde belirtilen (Kanunen kabul edil­meyen giderler hariç) halleri kapsamaktadır.

Mal alışı sırasında ödenen KDV, indirilebilecek nitelikte olduğundan normal olarak hesaplanan KDV’den indirilmesi gerekir. Bunun vergi in­dirimine konu edilmeyip, gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.

Mükellefler, vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV’ni bu işleme muhatap olan kişilerden tahsil etmekte, ayrıca bu miktardan sözko­nusu işlemle ilgili olarak önceki safhalarda ödenmiş olan vergileri indire­rek aradaki farkı idareye yatırmaktadır. Aslında mükellefler, KDV’nin ni­hai yüklenicisi olmayıp, vergiyi idare adına nihai tüketiciden tahsil eden bir aracı durumunda bulunmaktadırlar.

Buna göre, mükelleflerce bizzat yüklenilmeyip, yalnızca işleme muha­tap olanlardan tahsil edilen ve idareye yatırılan vergi, mükellefler bakı­mından herhangi bir şekilde gider veya maliyet unsuru niteliği taşımamak­tadır. Bu nedenle de gelir veya kurumlar vergisinin tesbitinde gider olarak gözönüne alınmaması gerekmektedir.

GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ MATRAHLARININ TESPİTİNDE GİDER OLARAK İNDİRİLMESİ MÜMKÜN OLAN KDV

İndirilmesi mümkün olmayan KDV’nin gelir yada kurumlar vergisi matrahlarının tesbitinde işin niteliğine göre gider veya maliyet unsuru ola­rak dikkate alınacağı kuşkusuzdur.

Ancak, Kanunun 58. maddesinde KDV bakımından indirim hakkı ta­nınmayan işlemler üzerinden hesaplanan ve alış vesikalarında gösterilen veya mal ve hizmetin maliyetleri içerisinde yer alan KDV’nin gelir veya kurumlar vergisi matrahının tesbitinde gider olarak kaydedilip, edilemeye­ceği belirtilmemiştir. Ne varki, indirim konusu yapılabilen KDV, gelir ve kurumlar vergisi matrahının tesbitinde gider olarak indirilemeyeceği be­lir­tildiğinden ve madde hükmünün yorumundan indirimi kabul edilmeyen KDV’nin de gelir veya kurumlar vergileri matrahlarının tesbitinde gider olarak gözönüne alınabileceğini kabul etmek gerekir.

Ancak, 4369 Sayılı Kanun’la KDV Kanunu’na eklenen geçici 16. madde ile 31.8.1998 tarihine kadar indirimli orana tabi tüm mal ve hizmetlerle ilgili olup indirilemeyen vergi tutarının GVK ve KVK yönünden gider yazılmasına olanak sağlanmıştır. Bu düzenleme, indirilebilecek KDV’nin gider yazılamayacağı hükmünün bir istisnasıdır.

KDV Kanunu’nun uygulaması bakımından, indirimi mümkün bulunma­yan vergiler Kanunun 30. maddesinde belirlenmiştir.

Gelir ve kurumlar vergisi matrahının tesbitide işin mahiyetine göre gi­der olarak indirilebilecek yada maliyet unsuru olarak kabul edilecek KDV’ne tabi işlemler kısaca aşağıdaki gibi açıklanmaya çalışılmıştır.

1- Vergiye Tabi Olmayan veya Vergiden İstisna Edil­miş Bulunan Mallara İlişkin KDV

Vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan KDV, duruma göre gider olarak yazılacak veya maliyet içinde bırakılacaktır.

2- İşletmeye Ait Binek Otomobillerinin Alış Vesikala­rında Gösterilen KDV

Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gös­teri­len katma değer vergisi, işletmenin vergiye tabi işlemleri üzerinden he­sap­lanan KDV’den indirilemeyecektir. Dolayısıyla ödenen KDV bir mali­yet unsuru kabul edilerek aktifleştirilecektir.

3- Zayi Olan Malların Alış Vesikalarında Gösterilen KDV

Zayi olan malların alış vesikalarında gösterilen KDV de, indirilemeye­cek giderler arasında sayılmıştır.

KDV sisteminde alış vesikalarında gösterilen verginin indirilmesi, bu malların satışında mala eklenen değerin yani yaratılan katma değerin vergi­lendirileceği düşüncesine dayanır. Ancak, zayi olan mallar için satış ve dolayısıyla yaratılan bir değer olmayacağından, bu mallara ilişkin alış ve­si­kalarında gösterilen verginin indirilmesi, zayi olan mallar üzerindeki vergi yükünü tamamen ortadan kaldıracaktır. Dolayısıyla, zayi olan mal­ların (doğal afetler sonucu zayi olanlar hariç) alış vesikalarında gösterilen KDV mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV’den indirilemeyecektir.

4- Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına Göre İndi­rimi Kabul Edilmeyen Giderlere Ait KDV

Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tesbitinde indi­rimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen KDV’de, indirilemeye­cek KDV olarak kabul edilmiştir.

Buna göre, GVK’nun 41. ve KVK’nun 15. maddesinde yer alan ve indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla, bu giderlere konu malların bünyesinde bulunan, başka bir ifade ile bu malların alışı sırasında ödenen veya imalinde kullanılan hammadde veya yardımcı maddelerin edinilmesi sırasında ödenen KDV işletmenin vergiye tabi işlemleri dolayısıyla hesa­bedilen vergiden mahsup edilemeyecektir. İndirilemeyen bu vergiler, “Kanunen kabul edilmeyen giderler hesabı”na alınacaktır.

5- Tahsil Edilemeyen KDV’nin Gider Yazılamayacağı

KDV Kanunu’nun 10. maddesine göre vergiyi doğuran olay, malın teslimi ve hizmetin ifası ile meydana gelmekte olup, KDV’nin bu tarh itibariyle hesaplanması ve bu aya ait KDV beyannamesi ile beyan edilmesi gerekir. Beyan için, KDV’nin alıcıdan tahsil edilmesi şart değildir. Vergi alıcıdan tahsil edilmese dahi, mükellef satıcı tarafından beyan edilecektir. Hesaplanan KDV’nin Gelir veya Kurumlar Vergisi uygulamasında gider olarak yazılması ise Kanunun 58. maddesine göre mümkün değildir.

Buna göre alıcıdan tahsil edilemeyen KDV’nin gider yazılması Kanun’un 58. maddesi gereği mümkün değildir.