Sen hırsızın ta kendisisin hayat!
Sigarayı yakan ateş gibi,
Kül etmeden bırakmazsın insanı
Fark etmez senin için!
Sabah, öğle, akşam bahar ya da kış
Genç, yaşlı, çoluk çocuk
Ha karanlıkta
Ha günün ortasında
Ya da bir gecenin koynunda alırsın canları
Sen hırsızın ta kendisisin hayat!
Sana hiç güven olmaz, hep erken gelirsin
Bilirim haber de vermezsin,
Bazen bir yolculukta
Bazen bir dağ evinde
Bazen bir hastane odasında
Kapıyı çalmadan girersin
Kara haberin tez ulaşır
Sen hırsızın ta kendisisin hayat!
Sen geldiğinde zaman durur
Kapanır defterler olduğu gibi kalır
Ne alacak, ne verecek
Hesabı görülmez hiç bir şeyin,
Fayda etmez çığlıklarımız…
Gülüp geçersin
İstediğin zaman gelir
Ateşini yakar gidersin...
Sen hırsızın ta kendisisin!
Belki sende haklısın
Koşturup dururuz bir ömür boyu
Hep fazlasını isteriz
Dostluk biriktiremeyiz para biriktirdiğimiz kadar
Sende çok cimrisin be hayat,
Alırsın bir anda her şeyimizi
İki metre bezle yolcu edersin hepimizi
Bazen uykularım kaçıyor gecenin içinde
Paramparça oluyor yüreğim
Çoktan yitirmişim yakınlarımı
Yok olmuş birçok sevdiğim
Yaşlı gözlerle mezarların çiçeklerini suluyorum
Yalan olmuş birçok şeyim...
Bende aynı yolda gidiyorum!
Hep sararmış eski fotoğraflarım
Aynadaki ben miyim, yoksa sen misin?
Hırsız sen misin yoksa ben miyim?
Bilemiyorum
Her gün tek tek düşüyor takvim yaprakları
Hasretler yarım
Hayatlar yarım
Özlemler yarım
Yapılacak işler yarım
Çare olmuyor sana
Ne çığlıklarım ne varlıklarım
Ne yediklerim ne giydiklerim
Geride kalan bir tek dostlarım
Bundan gerisi her şey yalan...
Sen de yalansın ben de yalan
Sen de hırsızsın hayat, ben de!