-6.BÖLÜM-
AYAĞA KALKMAK ZAMAN ALACAK
İskenderun Kuyumcular Saatçiler Fotoğrafçılar ve Çiçekçiler Odası Başkanı Uğur Fırat:
Tabii ki büyük bir depremden, afetten sonra birçok işyeri yıkıldı. İşyerlerinin yıkılmasından ziyade evleri yıkılan vatandaşlarımız, esnaflarımız da oldu ama yıkılan işyerlerinin yerine yenisinin yapılması bir süreç alır. Hemen hemen 6 ay oldu, 6 ayda birden bire kalkmak mümkün değil. Dediğim gibi 4 bin binanın yıkılması, bunların içinde yaklaşık, bunlar resmi bilgiler, 50 bine yakın esnafımızın kaybolması, piyasada usta bulunamamasına neden oldu. Ölen insanların birçoğu esnaftı, birçoğu esnaf olmasına rağmen usta ve çırak bulamadı konteynerlerin yapılabilmesi için. Esnaf için zaman aldı. Bu 6 ay içinde malumunuz çoluk çocuğu olanlar nereden geçinecek. Geçinecek ekmek kapısı yoktu. Daha sonra yetkililer, milletvekilleri, belediye başkanları olsun, bunlar kalktılar yıkılan yerleri düzleyerek konteyner yaptılar. Konteyner yapıldıktan sonra kura çekilerek esnafı oraya yerleştirmeye başladılar.
HATAY AFET BÖLGESİ İLAN EDİLSİN
Ama bunu da hem devletimiz hem milletimiz el ele vererek çözmeye çalışacağız. Şunu söylemek istiyorum keşke Hatay'ı, 11 ili söylüyorum afet bölgesi ilan etselerdi, iyi olurdu çünkü esnafın ayağa kalkabilmesi için devletin bazı fedakarlıklarda bulunması gerekiyor. Benim buradan yetkililere söyleyeceğim, hakikaten zor bir süreçten geçiyoruz. Ama ben gönülden söylüyorum bir oda başkanı olarak, bir vatandaş olarak, keşke burayı afet bölgesi ilan etseydi devletimiz daha iyi olurdu.
------------------------------
HATAY ÖZEL AFET BÖLGESİ İLAN EDİLSİN
İskenderun'un 46 yıllık esnafı Hızarcılar ve Mobilyacılar Odası Başkanı Yılmaz Değirmen:
Birçok esnaf arkadaşımızın dükkanı yıkıldı, özellikle sanayi bölgesi için söylersek % 30'u yıkık, % 40'ı da ağır hasarlı. Bir an önce yeni bir sanayi sitesi kurulup oraya taşınmamız gerekiyor. Çünkü mevcut olan yerde çalışamıyoruz, esnaf çalışamıyor hala bir belirsizlik var. Yani taşınacak mı, tadilat mı yapılacak onu bilemiyoruz. Finansman konusunda faizli krediden çok hibe verilmesi gerekiyor bence, sigortaları ertelemek değil de bir yıl elektriğin, sigortanın ödenmemesi esnaf açısından daha olumlu olacaktır kanaatindeyim. Zaten 6. 7. aydayız, çalıştığımız yok yani. Bunun için devlet sigorta primini almaz, biz o sigorta primini çalışana verir, biraz daha yüksek maaş verirsek onları geri getirebiliriz. Çünkü adam orada bir yer edinmiş, buradan giden işçiyi geri getirebilmemiz için. Veya devlet tarafından cazip şeyler sunulmalı ki buradan giden esnafların, mesela başka şehirde işyeri açanlar oldu, onların da geri dönebilmesi için, şehrin boşalmaması için bazı imkanlar sunması veya kolaylıklar sağlaması gerekiyor.
Burada işyeri yok, belirlendi ama mutlaka sanayi sitesinin bir an önce faaliyete girmesi gerekiyor. Bir an önce bu belirsizliğin bitmesini bekliyoruz. Malzeme fiyatları arttı, 5 liraya aldığımızı 20 liraya alıyoruz. Burası benim işyerim, tadilat yapılacak mı yapılmayacak mı, yıkılacak mı bilmem gerekiyor ki önümü görebileyim. Çırak, kalfa, usta bulamıyoruz. Daha önce bizde çalışan ama şehir dışına çıkanları buraya getirtmek için devletin bir şeyler yapması lazım. İskenderun'da, Hatay'da yıkım çok oldu, özellikle özel afet bölgesi ilan edilmesi konusunu bekliyoruz büyük bir sabırla. Su sıkıntısı var memlekette, gıdaya değil de suya ihtiyaç var.
------------------------------------
ELEKTİRİK BORCUNU NASIL ÖDEYEYİM ?
İskenderun'da kadın/erkek kuaförü Serkan Akdağ:
Bir berber benim, yan tarafta çaycımız var. Bir giyimcimiz var, bir telefonumuz var. Baskı yapıyorlar işlerinizi bir an önce kurun ama arkadaşlarımız iş yerlerini nasıl kuracak. Bizim iş hanında 600 tane esnafımız vardı. Beyaz eşyacısı vardı, gelinlikçisi vardı, giyimcisi vardı. Herkesin malı göçük altında kaldı. Direk yıkıldı, hiçbir esnafımız bir iğne bile çıkartamadı. Herhangi bir para da verilmedi bize. Tamam, açın diyorlar da hangi parayla açacak esnafımız. Bazı esnafımızın 5-6 milyonluk malı gitti, 2 milyonluk malı gitti, 3 milyonluk malı gitti. Bu insanlar nasıl açacaklar. 4 duvar bir konteyner verildi bize üstü sac, herhangi bir eşya verilmedi bize. Bakın dükkanı kurduk nasıl kurduk. 2. El koltuklarımız bak görüyorsunuz kötü durumda tezgahlarımız, sandalyelerimiz. Klimamızı aldık, en düşük bir klima 15-16 bin olmuş, 12 binlik alacak gücümüz yok. Para gelmedi, yardım gelmedi. 7 aydan beri oturuyoruz. Soran yok, tamam size işyeri verdik, buyurun açın. Ondan sonra konteynerimizi aldık. Elektrik saatini bize aldırdı Toroslar EDAŞ, zaten 1300 lira saat parası verdik. Sigortaları bize aldırdılar, kabloları bize aldırdılar. 3.500 lira saat ile sigorta parası gitti. Ondan sonra abone 1400 lira. Ondan sonra 5-6 bin lira biz buraya elektrik masrafı verdik. Bazı arkadaşların yiyecek parası yok, nasıl bu parayı karşılasın, bu daha ilk abonelik bunun olmaması lazımdı. Şu anda işimize başladık. 7 ay oldu ara vermişiz bazı müşterilerimiz vefat etti, Allah rahmet eylesin. Çoğu müşterimiz, arkadaşlarımız ailece gitti, çoluk çocuk hiçbir şey kalmadı. Bazı müşterilerimiz şehri terk etti. Ankara'ya giden oldu, İzmir'e giden oldu. 10 gündür burada açmışız, günde 1-2 tane müşterimiz geliyor. Hava çok sıcak, klimayı açıyoruz. 7-8 günlük bir klima kullanımımız oldu, oda günde 3-4 saat. Demin mesaj geldi bize Toroslar EDAŞ'dan 980 lira fatura gelmiş. Bununla ilgilenen hiç kimse yok. Nasıl yapacağız nasıl edeceğiz onu da bilmiyoruz. Burası yıkıldığı zaman vergi daireleri geldi. Hasar tespit tutanağı tuttu. Yaklaşık 6 Şubat'ta deprem oldu 20 Şubat'ta hatırlıyorsam raporu tuttu bende kayıtlı. İşte zararınız karşılanacak giden eşyalarımız. 140-150 benim koltuk, mobilya, klimam, televizyonum hepsi gitti. Bu ödenecekti bize. 7 ay oldu ne ses var ne seda var.
------------------------------------
Kahramanmaraş esnafları konuşuyor
YAPILAN PROJELER ESNAFLARA SORULMUYOR
Samsun Esnaf Çarşısı Başkanı Yahya Canlı:
Esnaflarımız tabi ki bu 6 Şubat depremi öyle böyle bir deprem değil. Az önce belirttiğimiz gibi önce canını kurtarma derdinden sonra biraz normale dönmesi ile birlikte tekrar hizmetine devam etti. Daha sonra da hizmetine devam etmesi toplumun ihtiyaçlarını karşılama noktasında da gerçekten önemli bir rolü olan bu rolü de yerine getiren esnaf yapımız vardı.
Esnaf malını, mülkünü kaybetti tekrar ayağa kalkması devletimizin temel taşlarını oluşturan esnafımız, bir an önce ayağa kalkması, istihdam yaratması gerekiyor. Esnafımızın yıkılan yerleri çok acil bir şekilde temellerin atılması gerekiyor. Temellerin atılması ile birlikte acil bir şekilde kalıcı işyerlerinin yapılması çok çok önemlidir. Birde burada, bundan sonra ki esnaf ve sanatkarların hayatlarının devam noktasında yerel yöneticilerimizin daha aktif rol oynamasını istiyoruz. Yerel yöneticilerden kastımız özellikle vatandaşın birebir muhatap olduğu Kahramanmaraş belediye başkanı ve yöneticilerinin daha aksiyon bir rol almasını istiyoruz. Sürekli yıkılarak bir yere varamayız. Sürekli yıkılan bir yerleri vatandaş ve esnaflar artık görmekten moral bozukluğu ile gittikçe stresli bir ortamda kalmaktadır ve tansiyon giderek de yükselmektedir. Burada şunu bekliyoruz biz özellikle belediye başkanımdan küçük esnaflarla diyalog içerisinde olması lazım. Onların da fikirlerini alınması lazım. Yapılan proje esnaflara sorulmuyor. Bu caddelerde ki yerlerin sahiplerine, tapunun sahiplerine, gerçek sahiplerinin fikirleri ve görüşleri alınmamaktadır. Bu görüşlerin alınması çok önemlidir. Esnaflarımızın da nasıl toplumda önemli bir yeri varsa bunun yapımında da iş yerlerimizin mutlaka ve mutlaka esnaflarımızla yani kanaat önderlerimizle birebir diyaloğa geçip onlarında fikirlerini sormaları gerekmektedir.
------------------------------------
KÜÇÜK ESNAFA BİR ŞEY YOK
Menekşe Kelle Paça Lokantası Sahibi Remzi Ulaş:
Ben 6 Şubat'tan bu yana benim dükkanım 22 gün kapalı kaldı. Burada biz bir ay hiç para görmedik, canımızın derdine düştük. Yakınlarımızı kaybettik, bütün iş yerleri kapalıydı. İş yeri, evsizler, çadır, barınma, gömü bir can derdindeyiz. Yeni yeni toparlandık, ben 22 gün dükkanım kapalı kaldı. 22 gün sonra açtım bir gün paça dağıttım bir gün çorba dağıttım. Burada elimden geleni yaptım fazlasıyla. Yapmaya da devam ediyoruz ama biz küçük esnaf olarak şu ana kadar siyasi görmedik, caddede görmedik siyasilerimizi, seçim oldu hiç biri, iktidar partisinden aday adayı gelmedi. Adayı bırak aday adayı gelmedi ama muhalefetten olsun hepsi geldi. Mesela Sinop'tan bilmem ne adayı mesaj atmış bana hiç tanımadığım, Şanlıurfa'dan bir aday hiç tanımıyorum adamı ya telefona mesaj atmıştı. Geçmiş olsun bir sıkıntınız var mı? Hiç tanımadığım halde. Finans konusuna gelince de devletimiz sağ olsun deprem de gördük, devletimizin güçlü olduğunu hissettik, Allah razı olsun ama küçük esnafa hiçbir finans destek görmedik. Şuan kendi ayaklarımızda durmaya çalışıyoruz. Devletten bir 250 bin lira kredi çekmeye yeltendim. Benden 750 bin lira karşılığında ipotek işte iki şahit. Bütün engeller onu da alamadık, küçük esnafa bir şey yok. Küçük restoran olarak paça çorba satıyorum. Bende KDV %10 çorba mesela atıyorum paça 8 lira, 8 de KDV ödüyorum, tatlı dondurma %1 mesela gerçi tatlı dondurmamı lüks paça çorba mı? Biz şey istiyoruz, adaletli bir KDV oranı istiyoruz. Çünkü yaralıyız, asrın felaketini yedik. KDV oranının %1 e düşmesi lazım en azından bir kaç yıl.
------------------------------------
BÜYÜK TRAVMALAR YAŞADIK
Esnaf-Muhtar Ramazan Gürbak:
Esnaflık kültürü ahilik kültürünü yaşaması ve yaşatılmasını depremde gördük. Şöyle ki şehrimiz de yaşanan depremden sonra maalesef ki herkes bir can kurtarma telaşındayken bu arada da hayatın devam edildiğine bakıldığı zaman arama kurtarma çalışmalarına da destek vermek amacıyla da esnaflarımız sağ olsunlar sağlam olan yıkılmamış yani hayati risk taşımayan işyerlerimizin açılması yani bunu satış noktasında demiyorum ben ihtiyaç sahiplerine ulaşılması noktasında, içerde bulunan malzemesini gerek dükkanını gerek dükkanın içerisinde ki eşyaları orada arama kurtarma çalışmalarına destek vermek amacıyla hizmete sunması. Bunun bir parayla ölçülebilir bir değeri yok. Bunu da biz kahraman şehrimiz de gördük.
Başta insan kayıplarımız olmak üzere malumunuz istihdam açısından da çok ciddi zararlarımız oldu. Bizim şehrimiz sanayi şehriydi tekstil şehriydi. Çelik üretiminde çok önemli yeri vardı bizim şehrinizin. Bu anlamda bizim yüzlerce fabrikalarımız işletmelerimiz vardı. Tabi böyle depremde ağır bir travma olunca, %70-%80 oranında iş yerlerimiz çok ağır hasar aldı. Tabi hasar alınca ticaret bi anlamda şehrimiz de durma noktasına geldi. Ticaret durma noktasına gelince silsile yoluyla istihdamıydı, vatandaşın hemşerilerimizin geçimiydi çekirdek aileye kadar gider biliyorsunuz, aynı zamanda da yukarı doğru gittiğinde ülkemizin ihracatına ithalatına yani cari açık açısından söylüyorum katkıda bulunacak.
Tabi üretim olmayınca istihdam da sağlanamayınca biz bunun çok büyük travmalarını yaşadık. Fakat sağ olsun devlet imkanlarımızla sivil toplum kuruluşlarımızın özellikle sivil inisiyatif destekleriyle bu işletmelerimizi artık yavaş yavaş ayağa kaldırmanın çabası içerisindeyiz.
------------------------------------
DEVLET BİZE NE ZAMAN SAHİP ÇIKACAK ?
Beyaz Eşya Satıcısı Cumali Göz:
Bu yıkılan işyerim 4 katlı 160 ar metrekare halinde
4 katlı bir yerdi burası. Bununla ilgili AFAD'a başvurduğumuzda veya e-devletten girdiğimde benim işyerimin olduğunu boş ver, yıkık bile gözükmüyor, enteresan olanı bu. Oraya gittiğimizde işyerimizin resimleri çekilmiş orada var ama bilgi olarak bizim işyerlerimiz hala yıkılmış bile gözükmüyor. Enteresan tarafı bu zaten şimdi nereye müracaat etsen adam e-devletten giriyor tapudan bakıyor diyor ki senin işyerin yıkılmamış gözüküyor. Ama yıkılmış olarak bütün resimleri var resmî kurumlarda ama biz müracaat edince yok. Bilmiyorum esnaf odalarımız da dahil sadece mesajlar gönderiyor. Şehrin her tarafına belli alanlarına konteyner kuruldu işyerleri için küçük küçük de olsa bir işletme yerleri açıldığı halde bizim burada ki büyük iş yerleri sadece benim sıram da 200 üzerinde işyeri var. Tamamı yıkılmış durumda bir tanesine bile konteyner verilmedi. Zaten verilse de bizlerin konteynerde iş yapma şansımız yok. Ama esnaflara en azından bir konteyner bile verilmedi. Buraya, biz sürekli devletimizin yanında olalım. Olmaya da devam edeceğiz. İster versin, ister vermesin biz sonuna kadar devletimizin yanındayız. Böyle bir sıkıntımız yok ama tek sıkıntımız bize bugünde sahip çıkılmazsa ne zaman çıkılacak? Başka ne zaman..?